KROMATOFOR Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler
KROMATOFOR harflerini içeren 4 harfli 31 kelime bulunuyor. 4 harfli KROMATOFOR kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
FORM12,
KART
-
Gençliği ve körpeliği kalmamış, körpe karşıtı
Bu kart hatunun, bu içi dışı pörsük kadının hâlâ piyasa yeri araması beni çıldırtıyor. - Halide Edip Adıvar
- Düzgün kesilmiş ince karton parçası
- Bir kimsenin kimliğini gösteren, kutlamalarda veya kendini tanıtmada kullanılan, çoğunlukla beyaz, küçük, ince karton parçası, kartvizit
- Kartpostal
-
Bazı yerlere girmek veya bazı şeylerden yararlanmak için verilen, kimliği belirten belge
Basın kartı.
- Oyun kâğıdı
- Fotoğrafçılıkta 9x12 santimetre boyutlarındaki resim
- Telefonlara takılan, iletişimi sağlamak için gerekli bilgilerin yüklendiği parçacık
- Genellikle parasal işlemlerde çok amaçlı olarak kullanılan manyetik özelliği olan plastik nesne
Ata Sözleri ve Deyimler
- kart basmak
- kart çıkarmak
Birleşik Kelimeler: açık kart, ek kart, hamilikart, kırmızı kart, manyetik kart, sanal kart, sarı kart, serbest kart, yeşil kart, adres kartı, banka kartı, basın kartı, duhuliye kartı, giriş kartı, kimlik kartı, kredi kartı, nakit kartı, ödeme kartı, posta kartı, tanıtma kartı, tebrik kartı, telefon kartı, uçuş kartı, varlık kartı, yaka kartı
AORT (Kelime Kökeni: Fransızca aorte)
- Ana atardamar
AKOR (Kelime Kökeni: Fransızca accord)
- Üç veya daha çok sesin bir arada tınlaması
KORT (Kelime Kökeni: İngilizce court)
-
Tenis oynanan alan, tenis sahası, tenis kortu
Otelin tenis kortunu geçtik. - Hüseyin Cahit Yalçın
Birleşik Kelimeler: tenis kortu
KOTA (Kelime Kökeni: Fransızca quota)
- Bir ülkede ithal edilecek malların çeşitlerini, oranlarını veya miktarlarını gösteren liste
- Bir ülkede ithal edilecek mallar için getirilen sınırlama
- Kuruluşlarda veya derneklerde bir gruba tanınan kontenjan sayısı
- Bazı ülkelerde, sinemalarda belirli bir süre oynatılması zorunlu olan yerli film sayısının yabancı filmlere oranı
KARO (Kelime Kökeni: Fransızca carreau)
- Oyun kâğıtlarının küçük, kırmızı, baklava biçimli benekli olanı, orya
-
Betondan yapılmış dört köşe döşeme taşı
Olmaz, ben bu karonun metrekaresini iki bine döşeyemem. - Muzaffer İzgü
MARK (Kelime Kökeni: Almanca Mark)
- Alman para birimi
- Markka
MART (Kelime Kökeni: Latince)
- Yılın üçüncü ayı
Ata Sözleri ve Deyimler
- mart ayı dert ayı
- mart çıkmadıkça dert çıkmaz
- mart dokuzunda çıra yak, bağ buda
- mart havası gibi
- mart içeri, pire dışarı
- mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır
Birleşik Kelimeler: mart dokuzu
ORAK
- Yarım çember biçiminde yassı, ensiz ve keskin metal bir bıçakla, buna bağlı bir saptan oluşan ekin, ot vb. biçme aracı
-
Ekin biçme zamanı
Orakta köylünün işi çok olur.
-
Ekin, ot vb. biçme işi
Ot orağından dönen birkaç köylü, omuzlarında uzun tırpanlarıyla geçiyorlardı. - Memduh Şevket Esendal
Birleşik Kelimeler: orak ayı, orak böceği, orak işi, beyinorağı, çalgı orağı
ORTA
-
Bir şeyin kenarlarından merkeze doğru yaklaşık olarak aynı uzaklıkta olan yer
Tam bağın ortasına geldikleri zaman düşman askerlerini gördüler. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
-
Başlangıcı ile bitimi arasında eşit uzaklıkta olan süre
Yılın ortası. Haftanın ortası. Günün ortası. Kışın ortası.
-
Bir şeyin eşit olarak ayrılabileceği bölüm
Seccadesini ortasından kesip ikiye böldüler. - Ömer Seyfettin
- Ne uzun ne kısa, midi
- Ne büyük ne küçük, midi
- İyi ile kötü arasındaki durum
-
Öğretimde, öğrencinin değerlendirilmesinde geçer not ile iyi arasındaki derece
Orta ile geçti.
- Defterde, bir araya getirilmiş belli sayıda yaprakların oluşturduğu bölümlerden her biri
- Sorunların çözümünde aşırılıklardan kaçınan, ölçülü bir yöntem izleyen
-
Her iki yanında kendi türünden aynı nitelikte nesneler, durumlar bulunan
Hademe orta bölmeyi açmak üzere koştu. - Refik Halit Karay
- İki karşıt nitelik veya durum arasında bulunan, tutarlı, ılımlı, vasat
- Bir olayın, içinde gerçekleştiği yer
- Orantı
-
Futbolda oyunculardan birinin, topu, kale ağzında duran arkadaşlarına havadan yollamak için yaptığı vuruş
Aut çizgisinden nefis bir orta... - Haldun Taner
- Yeniçeri Ocağında tabur
Ata Sözleri ve Deyimler
- ortadan kaldırmak
- ortadan kalkmak
- ortadan kaybolmak
- ortadan sır olmak
- ortadan söylemek
- ortasını bulmak
- ortaya almak
- ortaya atılmak
- ortaya atmak
- ortaya balgam atmak
- ortaya çıkarmak
- ortaya çıkmak
- ortaya dökmek
- ortaya düşmek
- ortaya konuşmak
- ortaya koymak
- ortaya sürülmek
- ortaya yayılmak
Birleşik Kelimeler: orta ağırlık, orta boy, Orta Çağ, orta dalga, orta damar, orta deri, orta dikme, orta direk, Orta Doğu, orta elçi, orta hakem, orta hâlli, orta hece düşmesi, orta hizmeti, orta işi, orta kaldırım, orta karar, orta karın, orta kat, orta kulak, orta kuşak, orta malı, orta masası, orta mektep, orta nokta, ortaokul, orta oyunu, ortaöğrenim, ortaöğretim, orta parmak, orta saha, orta sıklet, Orta Şark, orta şekerli, orta tedrisat, orta terim, orta uç, orta yaşlı, orta yaylak, orta yol, orta yuvar, orta yuvarlak, ortanın sağı, ortanın solu, aritmetik orta, büyük orta, küçük orta, ulu orta, yarı orta sıklet, deprem ortası, gün ortası, meyve ortası
- Çankırı iline bağlı ilçelerden biri
OKAR
- Telli balıkçıl
ROKA (Kelime Kökeni: Rumca)
- Turpgillerden, yaprakları salata gibi yenen, 20-40 santimetre yüksekliğinde, sebze olarak bahçelerde yetiştirilen, kokulu, bir iki yıllık bir bitki (Eruca sativa)
ROTA (Kelime Kökeni: İtalyanca rotta)
- Bir gemi veya uçağın gidiş yönü, izleyeceği yol
-
Görüş veya tutuma göre gidilen, izlenen yol
Sarhoş serseri, bir eliyle boyuna rotayı ayarlamaya çalışıyordu. - Çetin Altan
Ata Sözleri ve Deyimler
- rota değiştirmek
- rota kırmak
TOKA
- Kemer, kayış, ayakkabı vb.nin iki ucunu birbirine bağlamaya, bunları istenilen genişlikte tutmaya yarayan, türlü biçimlerde tutturmalık
-
Kadınların saçlarını bir arada tutmaya yarayan, bazen de süs olarak kullanılan araç
Bir de sahte taşlı bir toka takmış saçlarına. - Çetin Altan
- El sıkışma
- İçki içerken birinin şerefine, sağlığına kadeh tokuşturma
Ata Sözleri ve Deyimler
- toka etmek
TROK (Kelime Kökeni: Fransızca troc)
-
Değişim
Bu trok muamelesinde, kendi malı için daima üste para isterdi. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu