KOŞULLANMAK Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler

KOŞULLANMAK harflerini içeren 7 harfli 21 kelime bulunuyor. 7 harfli KOŞULLANMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

KOKUŞMA13, KONUŞMA13, KOŞULMA13, OLUŞMAK13, KUŞANMA12, OKŞAMAK12, OKŞANMA12, ONAŞMAK12, ULAŞMAK12, KONULMA10, ONULMAK10, OKUNMAK10, OLUNMAK10, KOKLAMA9, KOLLAMA9, KAKAOLU9, MUALLAK9, OKLAMAK9, OKLANMA9, ULANMAK9, UNLAMAK9

KOKLAMA

[isim]

  • Koklamak işi

KOLLAMA

[isim]

  • Kollamak işi

    Bu plan üzerinde anlaştılar, sırlarını kimseye sızdırmadılar ve fırsat kollamaya başladılar. - Necip Fazıl Kısakürek

KAKAOLU

[sıfat]

  • İçinde kakao bulunan

Birleşik Kelimeler: kakaolu kek

MUALLAK (Kelime Kökeni: Arapça muʿallaḳ)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Asılmış, asılı

[mecaz]

  • Sonuca bağlanmamış, sürüncemede kalmış

    Komite mahkemesince verilip de nasılsa icra olunmayan muallak kararları yerine getirirdi. - Ömer Seyfettin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • muallakta olmak (veya kalmak)

OKLAMAK

[nesnesiz]

  • Ok gibi fırlamak

[-i]

  • Okla vurmak

OKLANMA

[isim]

  • Oklanmak işi

ULANMAK

[nesnesiz]

  • Ulama işi yapılmak

    Birbirine ulanan koridorlar boyunca yürüyorum. - İnci Aral

UNLAMAK

[-i]

  • Una bulamak, üzerine un serpmek
  • Un bulaştırmak

KONULMA

[isim]

  • Konulmak işi

ONULMAK

[-den]

  • Onma işine konu olmak

    Ağır ve onulmaz hastalıklar için yapılan tedavi, bir iyilik şeklinde görünse bile, azabı devam ettirmekten başka bir netice vermiyor. - İbrahim Alâeddin Gövsa

OKUNMAK

[nesnesiz]

  • Okuma işine konu olmak

    Gece olmuş, yatsılar okunmuş, daha damat bey gelmemişti. - Sermet Muhtar Alus

  • Okunulmak

[mecaz]

  • Belli olmak, açıkça görünmek

    Bütün söyleyecekleri yüzünden okunuyor. - Yusuf Ziya Ortaç

[halk ağzında]

  • Davet edilmek, çağrılmak

OLUNMAK

[nesnesiz]

  • Olma işine konu olmak

    Bu ilaçla iyi olunmaz.

KUŞANMA

[isim]

  • Kuşanmak işi

Birleşik Kelimeler: kılıç kuşanma

OKŞAMAK

[-i]

  • Sevgi, şefkat belirtisi olarak elini bir şeyin üzerinde yavaş yavaş gezdirmek veya ona hafifçe vurmak

    Oğlan kızın yanına geldi, saçlarını okşuyor. - Haldun Taner

  • Hafifçe dokunmak

    Esen rüzgâr siliyor alnımdan kaderimi / Okşuyor saçlarımı, yüzümü, ellerimi - Enis Behiç Koryürek

[nesnesiz]

[mecaz]

  • Hafifçe dövmek

[mecaz]

  • Bir kimseyi hoşnut etmek

    Mektuplarında onun onurunu okşayacak, endişelerini hafifletecek cümleleri artırdı. - Çetin Altan

  • Benzemek, andırmak, hatırlatmak

    Bu iki sarı birbirini okşuyor.

OKŞANMA

[isim]

  • Okşanmak işi