KOÇBOYNUZU ile Oluşan Kelimeler (KOÇBOYNUZU Kelime Türetme)
KOÇBOYNUZU harflerinden oluşan 48 kelime bulunuyor. KOÇBOYNUZU kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Koçboynuzu kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.
10 Harfli Kelimeler
KOÇBOYNUZU24
6 Harfli Kelimeler
BOYNUZ15
5 Harfli Kelimeler
BOYOZ14, BOZUK12, BUÇUK12, ÇUBUK12, YOKÇU12, BOYUN11, UÇKUN10, KOYUN9
4 Harfli Kelimeler
UYUZ11, KOÇU9, KUZU9, OZON9, OKÇU9, UZUN9, UÇUK9, UÇUN9, BONO8, KOYU8, KONÇ8, KUYU8, OYUK8, OYUN8, UYKU8, ZONK8, KONU6
3 Harfli Kelimeler
BOZ9, BUZ9, YOZ9, BOY8, UZO8, ÇOK7, KOÇ7, KOZ7, KUZ7,
2 Harfli Kelimeler
UÇ6, UZ6, BU5, OY5, YO5, OK3, ON3, UN3
OK
- Yayla atılan, ucunda sivri bir demir bulunan ince ve kısa tahta çubuk
- Yön göstermek amacıyla belli yerlere konulabilen, oka benzer işaret
-
At arabası, kağnı vb. araçlarda koşum hayvanlarının bağlandığı ağaç
Dörtnala koşan bir yük arabasının oku böğrüme çarptı. - Ömer Seyfettin
- Bir dairede bir kirişin ortasında bu kirişi gören yayın ortasına indirilen doğru parçası
Ata Sözleri ve Deyimler
- ok atmak
- ok gibi (yerinden) fırlamak
- ok yaydan (veya yayından) çıkmak
Birleşik Kelimeler: ok meydanı, ok yılanı, suoku
ON
- Dokuzdan sonra gelen sayının adı
- Bu sayıyı gösteren 10 ve X rakamlarının adı
- Dokuzdan bir artık
Ata Sözleri ve Deyimler
- on defa (veya kere)
- on parmağı boğazında olmak
- on parmağında on hüner (veya marifet) olmak
- on parmağında on kara
Birleşik Kelimeler: onaltılık, on ayaklılar, onbaşı, onbeşli, on binlerce, on binlik, onbiraylık, on birli, ondörtlük, onikiparmak bağırsağı, onikitelli, on milyonluk, on para, onsekiz, beşon, ayın on dördü
UN
- Öğütülerek toz durumuna getirilmiş tahıl ve başka besin maddeleri
Ata Sözleri ve Deyimler
- un ufak etmek
- un ufak olmak
- ununu elemek, eleğini asmak
Birleşik Kelimeler: un çorbası, un helvası, esmer un, has un, özlü un, balık unu, buğday unu, et unu, galeta unu, kan unu, mısır unu, pirinç unu, soya unu, yulaf unu
BU
-
Yerde, zamanda veya söz zincirinde en yakın olanı gösteren bir söz
Hiçbiri bu çocukların eline su dökemez. - Ahmet Ümit
-
En yakında bulunan bir varlığı veya biraz önce anılan bir şeyi işaret yolu ile belirtmek için kullanılan bir söz
Oysa bizi bekleyen yaşam bu değildi. - Reha Mağden
Ata Sözleri ve Deyimler
- bu abdestle daha çok namaz kılınır
- bu denli
- bu kadar
- bu kadar kusur kadı kızında da bulunur
- bu minval üzere
- buna değdi (idi) buna değmedi (idi) demek
- bunda bir iş var
- bundan
- bundan iyisi can sağlığı
- bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!
- bu sıcağa kar mı dayanır?
- bu yana
Birleşik Kelimeler: bu açıdan, bu arada, bu bakımdan, bu cümleden, bu gidişle, bu gözle, bu haysiyetle, bu kabîl, bu meyanda, bu sefer, bu takdirde, bu takım, bu türlü, bu yönden, bu yüzden, bununla beraber, bununla birlikte, işbu, o bu, şu bu
OY
- Bir toplantıya katılanların, bir sorunla ilgili birkaç seçenekten birini tercih etmesi, rey
- Bu tercihi belirten işaret, söz veya yazı
- Seçimlerde kişinin herhangi bir aday veya partiye ait yaptığı tercih
Ata Sözleri ve Deyimler
- oya koymak (veya sunmak)
- oy vermek (veya kullanmak)
Birleşik Kelimeler: oy birliği, oy çokluğu, oy hakkı, oy kâğıdı, oy pusulası, oy sandığı, açık oy, beyaz oy, gizli oy, işari oy, karşı oy, kırmızı oy, yeşil oy, güvenoyu, halkoyu, kamuoyu
- Çeşitli duyguları anlatmak için kullanılan bir seslenme sözü
YO
-
`Hayır` anlamında kullanılan bir söz
Dün bize geldiniz mi? -Yo.
- `Yapmam, istemem, kabul etmem` anlamında kullanılan bir itiraz sözü
-
`Sakın` anlamında kullanılan bir uyarma sözü
Yoo, güvercinlerime dokunmayınız, dedi. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
KONU
-
Konuşmada, yazıda, eserde ele alınan düşünce, olay veya durum, mevzu, süje
Öğretmenimizin verdiği konuları manzum yazardım bazen. - Yusuf Ziya Ortaç
-
Üzerinde konuşulan şey, bahis
Daha fazla tafsilata girmeyi bugün zararlı gördüğüm için bu konuda susacağım. - Burhan Felek
Birleşik Kelimeler: konu mankeni, ana konu, bahis konusu, söz konusu
BOK
- Dışkı
-
Güç durum
Boka batmak. Boka düşmek.
-
Hor görülen, tiksinilen
Bırak şu bok herifi!
Ata Sözleri ve Deyimler
- bok (veya bokun) soyu
- boka nispetle tezek amberdir
- bok atmak
- bok canına olsun
- bok etmek (veya bokunu çıkarmak)
- bok karıştırmak
- boku çıkmak
- bokunda boncuk bulmak
- bokuyla kavga etmek
- bok üstün bok
- bok yedi başı
- bok yemek
- bok yemek düşer
- bok yemenin Arapçası
- bok yoluna gitmek
Birleşik Kelimeler: bok böceği, bok püsür, boku bokuna, demir boku, kazboku
BUN
-
Sıkıntı
Soluğunu kesen acı, göğsünü sıkıştıran bun sancılarına benzemiyordu. - Attila İlhan
KOY
-
Denizin, gölün küçük girintiler biçiminde karaya doğru sokulduğu bölümü
Sandalını Kaşık Adası'nın bir küçük koyuna çekti. - Sait Faik Abasıyanık
YOK
- Bulunmayan, mevcut olmayan (nesne, kimse vb.), var karşıtı
-
Olmayan, bulunmayan şey
Sen yoktan anlamaz mısın?
-
Yasak
İçki, sigara yok.
-
`Hayır` anlamında kullanılan bir söz
Geldiler mi? -Yok, daha gelmediler.
-
Birbirine karşıt iki cümleden, ikincisinin başına getirilen bir söz
Verdiler, ne âlâ; yok vermediler, döner gelirsin.
-
Birinin söylediği sözlerden genelde kuşkulanıldığında veya sözler hafifsendiğinde kullanılan bir söz
Yok kâğıdı kalmamış, yok mürekkebi iyi değilmiş, hasılı bir alay bahaneler!
Yok ben seni adam ettim, yok haddini bil, yok üstümüze düşeni yapalım. - Attila İlhan
-
Savunulan bir düşünceyi doğrulayan sözün başına getirilir
Yok, doğrusu iyi adam, kim ne derse desin.
Ata Sözleri ve Deyimler
- yok ananın örekesi
- yok canım
- yok devenin başı (veya pabucu veya nalı)
- yok etmek
- yok oğlu yok
- yok olmak
- yok satmak
- yoktan var etmek
- yokum
- yok yok
Birleşik Kelimeler: yok pahasına, yok yere, yok yoksul, yok yılı, vara yoğa, varı yoğu, hiç yoktan
UÇ
-
Genellikle uzun bir nesnenin incelerek biten son ve sivri noktası
Bu resmin iki gözü bir makasın ucu ile oyulmuştu. - Aka Gündüz
- Bir şeyin baş veya son noktası
-
Bir şeyin kenarı
Kırk kişilik bir masanın bir ucunda, üç kişiyiz. - Refik Halit Karay
- Dış kenar, periferi
-
Bir uzaklığın son noktası
İstikbal, bu yolun ucundan bir güneş gibi doğuyor. - Falih Rıfkı Atay
- Bir şeyin başı, tepesi
- Kurşun kalemlerde yazmayı sağlayan kömürden yapılan madde
- Bir şeye gereğinden çok fazla bağlanan, önem veren, ekstrem
- Türk devletlerinde genellikle sınır boylarındaki eyalet ve sancak
Ata Sözleri ve Deyimler
- ucu (herhangi birine) dokunmak
- ucu bucağı olmamak (veya görünmemek)
- ucu bucağı yok (veya kayıp)
- ucunda (bir şey) bulunmak
- ucundan tutmak
- ucunu bulmak
- ucunu kaçırmak
- ucu ortası belli olmamak
- uç vermek
Birleşik Kelimeler: uç beyi, uçkurutan, uç uca, uçtan uca, ucu açık, ucu kapalı, ucu ucuna, artı uç, aşırı uç, eksi uç, ileri uç, orta uç, ayakucu, ayak ucu, baş ucu, cirit ucu, göz ucu, ipucu
UZ
- İyi, güzel
- İşe yatkın, becerikli, mahir
Birleşik Kelimeler: eli uz
- Masallarda az gittik uz gittik, dere tepe düz gittik tekerlemesinde `uzak` anlamında kullanılan bir söz
Birleşik Kelimeler: uzgören, uzgörür, uz iletişim
ÇOK
-
Sayı, nicelik, değer, güç, derece vb. bakımından büyük ve aşırı olan, az karşıtı
Bana matematik çok kolay geldi. - Falih Rıfkı Atay
-
Aşırı bir biçimde
Biz çocuklar evimizi çok beğendik. - Ayla Kutlu
Ata Sözleri ve Deyimler
- çok baharın otunu yemek
- çok bilen (veya söyleyen) çok yanılır
- çok el ya yağmaya ya yolmaya
- çok gelmek
- çok gezen tavuk ayağında pislik getirir
- çok görmek
- çok havlayan köpek ısırmaz
- çok koşan çabuk (veya çok veya tez) yorulur
- çok naz âşık usandırır
- çok olmak
- çok söyleme arsız edersin, aç bırakma hırsız edersin
- çok söylemek
- çok şey!
- çok şükür
- çok yaşayan (veya okuyan) bilmez, çok gezen bilir
Birleşik Kelimeler: çok anlamlı, çok ayaklılar, çokbilmiş, çok çok, çok düzlemli, çok eşli, çok fazlı, çok geçmeden, çokgen, çok gizli, çok gözeli, çok hücreli, çok karılı, çok katlı otopark, çok kısa dalga, çok kocalılık, çok ortaklı, çok partili, çoksatar, çok sesli, çok sözlü, çok şiddetli fırtına, çok tanrıcı, çok tanrılı, çok taraflı, çok terimli, çok uluslu, çok yanlı, çok yıllık, çok yönlü, çok yüzlü, az çok, birçok, pek çok, birçoğu
KOÇ
- Damızlık erkek koyun
- Sağlıklı, gürbüz genç erkek
Ata Sözleri ve Deyimler
- koça boynuzu yük değil
Birleşik Kelimeler: koçbaşı, koçboynuzu, koç burunlu, koç katımı, koç yiğit, koç yumurtası
- Çalıştırıcı
- Kişilerin liderlik veya yöneticilik özelliklerini, becerilerini geliştirmeye yönelik, belli bir amacı hedefleyerek daha etkili sonuçlara ulaşmasını sağlamak için çalışan kimse
Birleşik Kelimeler: yaşam koçu
- Zodyak üzerinde Balık ile Boğa arasında bulunan takımyıldızın adı, Hamel