KOZACILIK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

KOZACILIK harflerini içeren 5 harfli 21 kelime bulunuyor. 5 harfli KOZACILIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

CIZIK13, CILIZ13, CAZLI12, AZILI10, ACILI10, ALICI10, AKICI10, ILICA10, KIZIL10, KIZIK10, AZLIK9, KOLZA9, KIZAK9, KOZAK9, KALCI9, KAZIK9, KAZIL9, LAKOZ9, KILIK7, AKLIK6, KALIK6

AKLIK

[isim]

  • Ak olma durumu

    Ocaktan aklığını yitirmiş bir bezle döndü, yeni gelenin masasını sildi. - Rıfat Ilgaz

  • Kadınların makyaj için yüzlerine sürdükleri beyaz bir sıvı, düzgün

Birleşik Kelimeler: yüz aklığı

KALIK

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Kalmış, artmış
  • Eskimiş
  • Evlenme çağı geçmiş, evde kalmış (kız)
  • Eksik, noksan

KILIK

[isim]

  • Bir kimsenin giyinişi, dış görünüşü, üst baş

    Delikanlı kopuklar, kılıklarından, giyinişlerinden belli oluyorlar. - Memduh Şevket Esendal

[halk ağzında]

  • Bir kimsenin resmi, fotoğraf

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kılığa bürünmek
  • kılığına girmek
  • kılıktan kılığa girmek

Birleşik Kelimeler: kılık kıyafet

AZLIK

[isim]

  • Az olma durumu

    Bu hususlardaki vesikaların azlığı maalesef ancak küçük bir ipucu üzerinde yapılan tahminlerden ibaret kalıyor. - Asaf Halet Çelebi

  • Azınlık

KOLZA (Kelime Kökeni: Fransızca colza)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Turpgillerden, yağlı tohumlarından elde edilen yağı yapay kauçuk, biyodizel vb.nin yapımında kullanılan mevsimlik bitki (Brassica napus)

KIZAK

[isim]

  • Kar veya buz üzerinde kayarak yol alan tekerleksiz taşıt

    Sokağa çıkıp tahta kızağıyla onu kaydırmak istedim. - Reha Mağden

  • Ağaç tablaların kamburlaşmaması için liflere dikey konumda açılan kanala geçirilen uzun parça
  • Ambalajın dibine uzunluğuna çakılan, hem dip levhası elemanlarının tutturulmasını hem de ambalajın yerde kolayca kaymasını sağlayan kereste parçası

[denizcilik]

  • Tersanelerde üzerinde gemi yapılan, onarılan veya gemiyi suya indirip sudan çıkarmaya yarayan ızgara

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kızağa çekmek (veya almak)
  • kızak yapmak

Birleşik Kelimeler: su kızağı

KOZAK

[isim]

  • Kozalak

[tarih]

  • Metalden yapılmış, içine antlaşma ve padişah mektuplarının konulduğu kutu

KALCI

[isim]

  • Kal işi yapan kimse

KAZIK

[isim]

  • Toprağa çakılmak için hazırlanmış, ucu sivri demir veya ağaç

    Çadır kazığı.

    Hayvanı kazığa bağlamak.

  • Direk, sopa
  • Yapıların temelinde kullanılan, toprağa çakılan veya toprak içine giren tahta, maden veya betonarmeden silindir, prizma vb. biçimindeki uzun parça

[sıfat]

[mecaz]

  • Çok zor (soru, sınav vb.)

[teklifsiz konuşmada]

  • Aldatma

[spor]

  • Genellikle yağlı güreşte, güreşçinin, elini hasmının kispeti içine sokarak yaptığı oyun

[eskimiş]

  • İnsanı üzerine oturtarak öldürdükleri, yere dik çakılmış sivri uçlu odun veya şiş

[eskimiş]

  • Kazığa oturtarak uygulanan öldürme cezası

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kazığa vurmak
  • kazık (veya kazığı) yemek
  • kazık atmak
  • kazık dikmek (veya kakmak)
  • kazık gibi
  • kazık kadar
  • kazık yutmuş gibi

Birleşik Kelimeler: kazık fren, kazık kök, kazık marka, çatal kazık, Demirkazık, dost kazığı, kaşınma kazığı

KAZIL

[isim]

  • Kıldan bükülmüş, çuval dikmekte kullanılan ip, sicim

LAKOZ (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Hanigiller familyasından yuvarlak kuyruğu bulunan bir tür balık (Epinephelus zeneus)

AZILI

[sıfat]

  • Gözü bir şeyden yılmayan, azgın

    Kahveci hem kulampara hem de azılı bir katil olarak şöhretli biri olduğundan bu mekâna ayak basan pek olmuyordu. - Yusuf Atılgan

[mecaz]

  • Çok şiddetli, korkunç

    En azılı küfürler kalın bir argo kabuğu içinde saklı. - Bedri Rahmi Eyuboğlu

ACILI

[sıfat]

  • Acı katılmış olan

    Acılı tarhana.

[mecaz]

  • Acısı olan, kederli

    Pek acılı bir geçmişi bulunan roman kahramanım burada bütün dertlerinden kurtulur. - Adalet Ağaoğlu

ALICI

[isim]

  • Satın almak isteyen kimse, müşteri

    Sonra, mal satışı her şeyden önce bir organizasyon, bir alıcı ve pazar yerleri bulma işidir. - Nazım Hikmet

[sıfat]

  • Kendisine bir şey gönderilen kimse

[fizik]

  • Almaç

[sinema]

[televizyon]

  • Kamera

[halk ağzında]

  • Azrail

Ata Sözleri ve Deyimler

  • alıcı bulmak
  • alıcı çıkmak
  • alıcı gözüyle bakmak
  • alıcı kılığına girmek

Birleşik Kelimeler: alıcı kuş, alıcı ödemeli, az alıcı, can alıcı, gelin alıcı, göz alıcı, ışınım alıcısı, televizyon alıcısı

AKICI

[sıfat]

  • Akma özelliği olan

[edebiyat]

  • Kolay anlaşılabilen, okunabilen, anlamca açık (anlatım), selis

    Çevirilerinde kullandığı güzel, akıcı dil başarıyordu bunu. - Adalet Ağaoğlu

  • Kesintisiz

Birleşik Kelimeler: akıcı ünsüz