KOYULTMA Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

KOYULTMA harflerini içeren 4 harfli 39 kelime bulunuyor. 4 harfli KOYULTMA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Koyultma ile başlayan 4 harfli kelimeler. İçinde Koyultma olan 4 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

OYUM9, KOYU8, MAYO8, OYMA8, OYUK8, UYMA8, YOMA8, YUMA8, AYOL7, OLAY7, UYAK7, AMUT6, ATOM6, KOMA6, KUMA6, KAMU6, MOKA6, MOLA6, MUTA6, OTLU6, OKUL6, OLMA6, OLTU6, OLUK6, TAMU6, UTMA6, ULAM6, ATOL5, ALTO5, AKUT5, KOTA5, KOLA5, KULA5, LOTA5, MALT5, OLTA5, TOKA5, ULAK5, TALK4

TALK (Kelime Kökeni: Arapça ṭalḳ)

[isim]

[mineraloji]

  • Genellikle açık yeşil, toz durumundayken yağlı bir görünümde, özgül ağırlığı 2,7, sertliği 1 olan, hidratlı doğal magnezyum

Birleşik Kelimeler: talk pudrası, talk şist

ATOL

[isim]

[denizcilik]

  • Mercan adası

ALTO (Kelime Kökeni: İtalyanca alto)

[isim]

[müzik]

  • Viyola
  • Kontralto

AKUT (Kelime Kökeni: Almanca akut)

[sıfat]

[tıp]

  • İveğen

KOTA (Kelime Kökeni: Fransızca quota)

[isim]

[ekonomi]

  • Bir ülkede ithal edilecek malların çeşitlerini, oranlarını veya miktarlarını gösteren liste
  • Bir ülkede ithal edilecek mallar için getirilen sınırlama
  • Kuruluşlarda veya derneklerde bir gruba tanınan kontenjan sayısı

[sinema]

  • Bazı ülkelerde, sinemalarda belirli bir süre oynatılması zorunlu olan yerli film sayısının yabancı filmlere oranı

KOLA (Kelime Kökeni: İtalyanca colla)

[isim]

  • Gömlek, örtü vb. şeyleri kolalamakta kullanılan özel nişasta
  • Kâğıt veya bez yapıştırmakta kullanılan kaynatılmış nişasta bulamacı
  • Kolalama

    Zaten bu devirde kola, ütü bir evin baş işlerindendir. - Refik Halit Karay

[isim]

[bitki bilimi]

  • Kolagillerden, Afrika'nın sıcak bölgelerinde yetişen ve kola cevizi adıyla anılan, çekirdekleri kahveden daha uyarıcı olan bazı içeceklerde ve hekimlikte kullanılan bir bitki (Cola acuminata)
  • Bu bitkinin yaprağından çıkarılan kokulu bir maddeyle kokulandırılan ve içine şeker, karbonat katılarak yapılan içecek

Birleşik Kelimeler: kola cevizi

KULA

[isim]

  • Gövdenin sarı veya kirli sarı renkte, yele, kuyruk ve bacağın alt kısmındaki kılların koyu renkte olduğu at donu

[sıfat]

  • Bu renkte olan (at)

    Yanında dizgini boynuna bırakılmış bir kula at vardı. - Reşat Nuri Güntekin

[isim]

  • Manisa iline bağlı ilçelerden biri

LOTA (Kelime Kökeni: Latince)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Tatlı sularda yaşayan, bir tür gelincik balığı (Lota vulgaris)

MALT (Kelime Kökeni: Fransızca malt)

[isim]

  • Bira yapmak için çimlendirilip kurutularak hazırlanmış arpa

OLTA (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

  • Genellikle, bir olta takımının ava hazır bütünü
  • Balık avlamada kullanılan, ucuna çengelli iğne takılı, çoğunlukla naylon tellerden veya at kuyruğu kılından yapılmış iplik

    Oltanın ucuna bir şeyler takılmış olmalıydı. - Tarık Buğra

[mecaz]

  • Hile, düzen, oyun, yem

    Ankara'nın sorumluları bu oltanın yabancısı değillerdi. - Tarık Buğra

Ata Sözleri ve Deyimler

  • olta atmak
  • oltaya düşmek
  • oltaya gelmek
  • oltaya takılmak
  • oltaya vurmak
  • oltayı yutmak

Birleşik Kelimeler: olta balığı, olta iğnesi, olta takımı, el oltası

TOKA

[isim]

  • Kemer, kayış, ayakkabı vb.nin iki ucunu birbirine bağlamaya, bunları istenilen genişlikte tutmaya yarayan, türlü biçimlerde tutturmalık
  • Kadınların saçlarını bir arada tutmaya yarayan, bazen de süs olarak kullanılan araç

    Bir de sahte taşlı bir toka takmış saçlarına. - Çetin Altan

[isim]

  • El sıkışma
  • İçki içerken birinin şerefine, sağlığına kadeh tokuşturma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • toka etmek

ULAK

[isim]

  • Haberci

    Az sonra ulaklar oba beylerine haber ulaştırmak için atlanmışlardı. - Nezihe Araz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ulak çıkarmak

Birleşik Kelimeler: özel ulak, el ulağı

AMUT (Kelime Kökeni: Arapça ʿamūd)

[isim]

  • Dik durma

[matematik]

  • Dikme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • amuda kalkmak

Birleşik Kelimeler: amudufıkari

ATOM (Kelime Kökeni: Fransızca atome)

[isim]

[kimya]

  • Birkaç türü birleştiğinde çeşitli molekülleri, bir tek türü ise bir kimyasal ögeyi oluşturan parçacık

[halk ağzında]

  • Yaprakları üst üste sarılı topak marul

[felsefe]

  • Eski Yunan filozoflarına göre gerçeğin son, artık bölünemez, bozulamaz diye tasarlanan temel ögeleri

Birleşik Kelimeler: atom ağırlığı, atom bombası, atom çağı, atom çekirdeği, atom enerjisi, atom karınca, atom numarası, atom reaktörü, atom santrali, atom sayısı

KOMA (Kelime Kökeni: Fransızca coma)

[isim]

[tıp]

  • Bazı hastalıklar, yaralanmalar, zehirlenmeler sırasında görülen anlama, duyma ve hareketin büsbütün veya az çok kaybolmasıyla beliren bilinç kaybı durumu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • komadan çıkmak
  • komaya girmek

[isim]

[müzik]

  • Eşit olmayan iki ses arasında kulakla seçilebilecek en küçük aralık