KOVUŞTURMAK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler
KOVUŞTURMAK harflerini içeren 6 harfli 31 kelime bulunuyor. 6 harfli KOVUŞTURMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
ŞOVRUM18,
KOKART (Kelime Kökeni: Fransızca cocarde)
- Asker şapkalarına takılan ve rengi uluslara göre değişen işaret
- Belli bir topluluğa özgü olan işaret
KARTUK
- Büyük tarla tarağı
KORKMA
-
Korkmak işi
İnsanların korkması icap eden en büyük felaket, kötü ahlaktır. - Samiha Ayverdi
KORKUT
- Muş iline bağlı ilçelerden biri
KURMAK
-
Bir şeyi oluşturan parçaları birleştirerek bütün durumuna getirmek, monte etmek
Geniş çöl ufukları arasında çadırlarımızı kurduk. - Falih Rıfkı Atay
-
Hazırlamak
Kurduğu sofraya, yaptığı salataya git de bak! - Refik Halit Karay
-
Yaylı, zemberekli şeylerde yayı veya zembereği germek
Çocukça bir sevinçle kurduğun çalar saatleri çalıp duruyor. - Haldun Taner
-
Gereken şartları hazırlayıp kendi kendine olmaya bırakmak
Turşu kurmak.
-
Etkisi ve önemi geniş şeyler meydana getirmek, tesis etmek
Dünyanın en büyük imparatorluklarını kuran kimlerdi? - Orhan Seyfi Orhon
-
Yapmak, inşa etmek
Çirkin yapıları örtecek güzel yapılar kuralım. - Nurullah Ataç
- Yapmak, oluşturmak
- Ortaklık sağlamak
-
Belli bir işte beraber çalışacak kimseleri belirlemek
Teşkilatı ilçede sevilip sayılan bir avukat kurmuştu. - Tarık Buğra
-
Bir araya getirmek, toplamak
Divan kurmak.
-
Düşünmek
Yalnız hayalle geçiniyorum, ben yalnız hayal kuruyorum. - Sait Faik Abasıyanık
-
Aklına koymak
O gitmeyi bir kez kurdu mu artık durmaz.
-
Zihinde büyütmek
Bayram Ağa, uşakların söylediklerini kurdukça kurdu. - Halide Edip Adıvar
-
Sağlamak, oluşturmak
Dostluk kurmak. İlişki kurmak.
- Bir kimseyi dedikodu veya telkinlerle başkasına karşı öfkelendirmek
OTURAK
- Oturulacak yer veya şey
-
Alçak iskemle
Üstüne konulan tandır oturağı çok kalın ve çok sağlam tahtadan fırınlanarak yapılmıştı. - Ayla Kutlu
- Bir şeyin yere gelen tarafı, taban
- Ördek
- İçkili, çalgılı ve kadınlı eğlenti
- Boru mengenesinin tezgâha oturduğu ve vidalandığı bölüm
- Bacaklarında veya başka bir yerinde, gezmesine engel olacak bir özrü olduğundan hep evde oturan (kimse), kötürüm
- Kürekli teknelerde kürekçilerin oturduğu enli tahta
Birleşik Kelimeler: oturak âlemi, oturak kündesi
OKTRUA (Kelime Kökeni: Fransızca octroi)
- Şehre giren şeylerden alınan vergi
TOKMAK
-
Ağaçtan yapılmış iri çekiç
Hallaç geniş, kocaman tırnaklı elleriyle hâlâ tokmak sallıyordu. - Sait Faik Abasıyanık
- Kapıya asılı duran ve kapıyı çalmaya yarayan, türlü biçimlerde metal parça
-
Kapı kolu yerinde bulunan ve kapıyı açmaya yarayan topuz
Kapının tokmağını çevirdi, kapı kilitli değildi, açılıverdi. - Çetin Altan
- Dibekte dövme işi için kullanılan ağaçtan araç
-
Davul vb. vurmalı çalgıları çalmakta kullanılan ve çalgının bir parçası olan araç
Alın tokmağı vurun davula, sabahın ilk saatlerinde sesi başka çıkar. - Haldun Taner
Ata Sözleri ve Deyimler
- tokmak gibi
Birleşik Kelimeler: tokmakbaş, tokmak tokmak, kapı tokmağı
KOMUTA
- Askerî birliği ve onunla ilgili işleri yönetme görevi, kumanda
Ata Sözleri ve Deyimler
- komuta etmek
Birleşik Kelimeler: emir komuta zinciri
KORUMA
-
Korumak işi
Bütün oba sevdalıları korumanın sevinci, övüncü içindeydi. - Yaşar Kemal
- Can güvenliğinin tehlikede olduğu düşünülen bir kimseyi saldırılardan korumak üzere görevlendirilmiş kişi, koruma görevlisi
- Bankacılık alanında, bir malda veya bir menkulde gelecekte ortaya çıkacak fiyat değişikliklerine karşı korunmak amacıyla vadeli bir sözleşme yapılması
Ata Sözleri ve Deyimler
- korumaya almak
Birleşik Kelimeler: koruma aracı, koruma görevlisi, koruma polisi, koruma ünsüzü, orman koruma memuru, sahil koruma, yakın koruma, alan koruması
KURUMA
-
Kurumak işi
O zaman güneşe bakan bu güzelim çayırlara oturup kurumayı bekliyorduk. - Ayla Kutlu
- Boyanın çözücüsünün buharlaşması veya bağlayıcısının kimyasal tepkime gibi çeşitli yollarla sert bir film oluşması
OTURMA
-
Oturmak işi
Bu saat, kendimi bildim bileli sofraya oturma saatimizdir. - Yusuf Ziya Ortaç
-
Kısa süre için konukluğa gitme
Yemeğini yedikten sonra gece Vehbi dedeye oturmaya gitti. - Halide Edip Adıvar
Birleşik Kelimeler: oturma belgesi, oturma duvarı, oturma grevi, oturma grubu, oturma izni, oturma mobilyası, oturma odası
OKUTMA
-
Okutmak işi
Ertesi gün onu okutmaya başlayacağını, adam edeceğini müjdeledi. - Halide Edip Adıvar
OKUMAK
-
Bir yazıyı meydana getiren harf ve işaretlere bakıp bunları çözümlemek veya seslendirmek
Bana umutsuz bir sesle son raporları okudu. - Falih Rıfkı Atay
-
Yazılmış bir metnin iletmek istediği şeyleri öğrenmek
Gazete bile okumak istemiyorum. - Burhan Felek
-
Bir konuyu öğrenmek için okulda, bir öğretmenin yanında veya yazılı şeyler üzerinde çalışmak, öğrenim görmek
Çabuk dil öğrenmedi, okumak istemedi. - Halide Edip Adıvar
-
Sesli olarak söylemek
Salon boşalmaya başladı, biz şiirler okuyup dinliyoruz. - Refik Halit Karay
-
Bir şeyin anlamını çözmek
Şifre okumak.
- Hastalığı iyi edeceğini ileri sürerek okuyup üflemek, üfürükçülük etmek
-
Bazı belirtilerle bir anlamı, gizli bir duyguyu anlamak, kavramak
Yüzünü benden saklıyor. Niçin? Çehresinde, melalinde aşkının matemini okumayayım diye mi? - Ömer Seyfettin
- Değerlendirmek
- Sövmek, küfretmek
- Bir yere çağırmak, davet etmek, okuntu göndermek
Ata Sözleri ve Deyimler
- okuyup üflemek
TOMRUK
- Ağacın kesilerek silindir biçimine getirilmiş gövdesi
-
İşlenmek veya biçilmek için hazırlanmış taş kütlesi
Mermer tomruğu.
- Ayak ve ellere geçirilip bağlanan iki parça kütükten meydana gelen işkence aleti
- Tutukevi
Ata Sözleri ve Deyimler
- tomruğa atmak
- tomruğa vermek
Birleşik Kelimeler: salma tomruk, baca tomruğu