KOVUŞTURMAK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

KOVUŞTURMAK harflerini içeren 6 harfli 31 kelime bulunuyor. 6 harfli KOVUŞTURMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ŞOVRUM18, AVUTUŞ17, KOVMAK14, VURMAK14, VUKUAT14, KAVRUK13, OKUMUŞ13, KOKMUŞ12, OTURUŞ12, OKUTUŞ12, TUMŞUK12, KUŞMAR11, KOŞMAK11, MATRUŞ11, KARTUŞ10, OTURUM10, KOMUTA9, KORUMA9, KURUMA9, OTURMA9, OKUTMA9, OKUMAK9, TOMRUK9, KORKMA8, KORKUT8, KURMAK8, OTURAK8, OKTRUA8, TOKMAK8, KOKART7, KARTUK7

KOKART (Kelime Kökeni: Fransızca cocarde)

[isim]

[askerlik]

  • Asker şapkalarına takılan ve rengi uluslara göre değişen işaret
  • Belli bir topluluğa özgü olan işaret

KARTUK

[isim]

[halk ağzında]

  • Büyük tarla tarağı

KORKMA

[isim]

  • Korkmak işi

    İnsanların korkması icap eden en büyük felaket, kötü ahlaktır. - Samiha Ayverdi

KORKUT

[isim]

  • Muş iline bağlı ilçelerden biri

KURMAK

[-i]

  • Bir şeyi oluşturan parçaları birleştirerek bütün durumuna getirmek, monte etmek

    Geniş çöl ufukları arasında çadırlarımızı kurduk. - Falih Rıfkı Atay

  • Hazırlamak

    Kurduğu sofraya, yaptığı salataya git de bak! - Refik Halit Karay

  • Yaylı, zemberekli şeylerde yayı veya zembereği germek

    Çocukça bir sevinçle kurduğun çalar saatleri çalıp duruyor. - Haldun Taner

  • Gereken şartları hazırlayıp kendi kendine olmaya bırakmak

    Turşu kurmak.

  • Etkisi ve önemi geniş şeyler meydana getirmek, tesis etmek

    Dünyanın en büyük imparatorluklarını kuran kimlerdi? - Orhan Seyfi Orhon

  • Yapmak, inşa etmek

    Çirkin yapıları örtecek güzel yapılar kuralım. - Nurullah Ataç

  • Yapmak, oluşturmak

[ticaret]

  • Ortaklık sağlamak
  • Belli bir işte beraber çalışacak kimseleri belirlemek

    Teşkilatı ilçede sevilip sayılan bir avukat kurmuştu. - Tarık Buğra

  • Bir araya getirmek, toplamak

    Divan kurmak.

  • Düşünmek

    Yalnız hayalle geçiniyorum, ben yalnız hayal kuruyorum. - Sait Faik Abasıyanık

  • Aklına koymak

    O gitmeyi bir kez kurdu mu artık durmaz.

  • Zihinde büyütmek

    Bayram Ağa, uşakların söylediklerini kurdukça kurdu. - Halide Edip Adıvar

  • Sağlamak, oluşturmak

    Dostluk kurmak. İlişki kurmak.

[mecaz]

  • Bir kimseyi dedikodu veya telkinlerle başkasına karşı öfkelendirmek

OTURAK

[isim]

  • Oturulacak yer veya şey
  • Alçak iskemle

    Üstüne konulan tandır oturağı çok kalın ve çok sağlam tahtadan fırınlanarak yapılmıştı. - Ayla Kutlu

  • Bir şeyin yere gelen tarafı, taban
  • Ördek
  • İçkili, çalgılı ve kadınlı eğlenti
  • Boru mengenesinin tezgâha oturduğu ve vidalandığı bölüm

[sıfat]

  • Bacaklarında veya başka bir yerinde, gezmesine engel olacak bir özrü olduğundan hep evde oturan (kimse), kötürüm

[denizcilik]

  • Kürekli teknelerde kürekçilerin oturduğu enli tahta

Birleşik Kelimeler: oturak âlemi, oturak kündesi

OKTRUA (Kelime Kökeni: Fransızca octroi)

[isim]

[eskimiş]

  • Şehre giren şeylerden alınan vergi

TOKMAK

[isim]

  • Ağaçtan yapılmış iri çekiç

    Hallaç geniş, kocaman tırnaklı elleriyle hâlâ tokmak sallıyordu. - Sait Faik Abasıyanık

  • Kapıya asılı duran ve kapıyı çalmaya yarayan, türlü biçimlerde metal parça
  • Kapı kolu yerinde bulunan ve kapıyı açmaya yarayan topuz

    Kapının tokmağını çevirdi, kapı kilitli değildi, açılıverdi. - Çetin Altan

  • Dibekte dövme işi için kullanılan ağaçtan araç
  • Davul vb. vurmalı çalgıları çalmakta kullanılan ve çalgının bir parçası olan araç

    Alın tokmağı vurun davula, sabahın ilk saatlerinde sesi başka çıkar. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tokmak gibi

Birleşik Kelimeler: tokmakbaş, tokmak tokmak, kapı tokmağı

KOMUTA

[isim]

[askerlik]

  • Askerî birliği ve onunla ilgili işleri yönetme görevi, kumanda

Ata Sözleri ve Deyimler

  • komuta etmek

Birleşik Kelimeler: emir komuta zinciri

KORUMA

[isim]

  • Korumak işi

    Bütün oba sevdalıları korumanın sevinci, övüncü içindeydi. - Yaşar Kemal

  • Can güvenliğinin tehlikede olduğu düşünülen bir kimseyi saldırılardan korumak üzere görevlendirilmiş kişi, koruma görevlisi

[ekonomi]

  • Bankacılık alanında, bir malda veya bir menkulde gelecekte ortaya çıkacak fiyat değişikliklerine karşı korunmak amacıyla vadeli bir sözleşme yapılması

Ata Sözleri ve Deyimler

  • korumaya almak

Birleşik Kelimeler: koruma aracı, koruma görevlisi, koruma polisi, koruma ünsüzü, orman koruma memuru, sahil koruma, yakın koruma, alan koruması

KURUMA

[isim]

  • Kurumak işi

    O zaman güneşe bakan bu güzelim çayırlara oturup kurumayı bekliyorduk. - Ayla Kutlu

[kimya]

  • Boyanın çözücüsünün buharlaşması veya bağlayıcısının kimyasal tepkime gibi çeşitli yollarla sert bir film oluşması

OTURMA

[isim]

  • Oturmak işi

    Bu saat, kendimi bildim bileli sofraya oturma saatimizdir. - Yusuf Ziya Ortaç

  • Kısa süre için konukluğa gitme

    Yemeğini yedikten sonra gece Vehbi dedeye oturmaya gitti. - Halide Edip Adıvar

Birleşik Kelimeler: oturma belgesi, oturma duvarı, oturma grevi, oturma grubu, oturma izni, oturma mobilyası, oturma odası

OKUTMA

[isim]

  • Okutmak işi

    Ertesi gün onu okutmaya başlayacağını, adam edeceğini müjdeledi. - Halide Edip Adıvar

OKUMAK

[-i]

  • Bir yazıyı meydana getiren harf ve işaretlere bakıp bunları çözümlemek veya seslendirmek

    Bana umutsuz bir sesle son raporları okudu. - Falih Rıfkı Atay

[nesnesiz]

  • Yazılmış bir metnin iletmek istediği şeyleri öğrenmek

    Gazete bile okumak istemiyorum. - Burhan Felek

[nesnesiz]

  • Bir konuyu öğrenmek için okulda, bir öğretmenin yanında veya yazılı şeyler üzerinde çalışmak, öğrenim görmek

    Çabuk dil öğrenmedi, okumak istemedi. - Halide Edip Adıvar

[nesnesiz]

  • Sesli olarak söylemek

    Salon boşalmaya başladı, biz şiirler okuyup dinliyoruz. - Refik Halit Karay

[nesnesiz]

  • Bir şeyin anlamını çözmek

    Şifre okumak.

  • Hastalığı iyi edeceğini ileri sürerek okuyup üflemek, üfürükçülük etmek

[mecaz]

  • Bazı belirtilerle bir anlamı, gizli bir duyguyu anlamak, kavramak

    Yüzünü benden saklıyor. Niçin? Çehresinde, melalinde aşkının matemini okumayayım diye mi? - Ömer Seyfettin

[mecaz]

  • Değerlendirmek

[nesnesiz]

[argo]

  • Sövmek, küfretmek

[halk ağzında]

  • Bir yere çağırmak, davet etmek, okuntu göndermek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • okuyup üflemek

TOMRUK

[isim]

  • Ağacın kesilerek silindir biçimine getirilmiş gövdesi
  • İşlenmek veya biçilmek için hazırlanmış taş kütlesi

    Mermer tomruğu.

  • Ayak ve ellere geçirilip bağlanan iki parça kütükten meydana gelen işkence aleti

[eskimiş]

  • Tutukevi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tomruğa atmak
  • tomruğa vermek

Birleşik Kelimeler: salma tomruk, baca tomruğu