Kov ile Başlayan Kelimeler

KOV ile başlayan 35 kelime bulunuyor. Başında KOV olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Kov kelimesinin anlamı nedir? İçinde kov olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

11 Harfli Kelimeler

KOVBOYCULUK28, KOVUŞTURMAK24

10 Harfli Kelimeler

KOVUŞTURMA23, KOVALAMACA21, KOVANCILAR21, KOVALANMAK18, KOVALATMAK18

9 Harfli Kelimeler

KOVALAYIŞ22, KOVBOYLUK22, KOVALANIŞ20, KOVDURMAK20, KOVALAMAK17, KOVALANMA17, KOVALATMA17

8 Harfli Kelimeler

KOVCULUK20, KOVDURMA19, KOVULMAK17, KOVALAMA16, KOVANLIK16, KOVLAMAK16

7 Harfli Kelimeler

KOVUCUK19, KOVULUŞ19, KOVULMA16, KOVUNTU16, KOVLAMA15, KOVALIK15

6 Harfli Kelimeler

KOVBOY18, KOVMAK14

5 Harfli Kelimeler

KOVCU16, KOV16, KOVMA13, KOVUK13, KOVAN12

4 Harfli Kelimeler

KOVA11

3 Harfli Kelimeler

KOV10

KOV

[isim]

[halk ağzında]

  • Dedikodu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kov etmek

[isim]

[halk ağzında]

  • Sivrisinek vb. hayvanların ısırmasından korunmak için vücuda sürülen özel sıvı

KOVA

[isim]

  • Genellikle su ve sulu şeyler taşımaya, kuyudan veya denizden su çekmeye yarayan üstünden kulplu kap

    Suyu Pire Mahmut bir kovayla getirip kaptanın başından aşağı boşaltıyor. - Zeyyat Selimoğlu

[sıfat]

  • Bu kabın alacağı miktarda

    Mezarının etrafına toplanan fakirlerden biri balıksırtı yığılan toprağın üzerine iki kova su döktü. - İsmail Hakkı Baltacıoğlu

[sıfat]

[argo]

  • Futbolda çok gol yiyen (kaleci veya takım)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kova olmak

Birleşik Kelimeler: çöp kovası, merdivenkovası

[isim]

[bitki bilimi]

  • Bataklıklarda yetişen bir tür saz, hasır otu

[isim]

[gök bilimi]

  • Zodyak üzerinde Oğlak ile Balık arasında bulunan takımyıldızın adı

KOVAN

[isim]

  • Fişeğin kapsül, barut ve kurşun taşıyan yuva bölümü, kapçık

    İşte, etrafa yayılan top kovanları, kırık tüfekler, fişek yığınları... - Halide Edip Adıvar

  • Çoğunlukla toprak veya tahtadan yapılan arı barınağı

[halk ağzında]

  • Yayık

Birleşik Kelimeler: kovan anahtar, kovan otu, kara kovan, Arıkovanı, arı kovanı

KOVMA

[isim]

  • Kovmak işi

    Türkçüler, terkipli lisanla beraber aruz veznini de millî edebiyatımızdan kovmaya karar verdiler. - Ziya Gökalp

KOVUK

[isim]

  • Bir şeyin oyuk durumunda bulunan iç bölümü

    Arada sırada ben de sığınacak kovuk ararım. - Tarık Buğra

Birleşik Kelimeler: göğüs kovuğu

KOVMAK

[-i]

  • Sert veya küçük düşürücü sözlerle gitmesini söylemek, savmak, defetmek

    Fethi Bey çalgıları kovdu, davul zurna istedi. - Memduh Şevket Esendal

  • Bir yerden sürüp çıkarmak, kovalamak

    Sen kim oluyorsun da beni kendi yerimden kovuyorsun? - Ayşe Kulin

  • İşine son vermek, görevinden atmak, uzaklaştırmak
  • Varlığına son vermek, ortadan kaldırmak

[mecaz]

  • Gözetmek

    Sıra, saygı kovarak yetişmiş bütün efendiler, Türkiye'nin bütün Avrupa görmüşleri ona kızar, onu küçük düşürmeye çalışır. - Memduh Şevket Esendal

Birleşik Kelimeler: yelkovan

KOVLAMA

[isim]

  • Kovlamak işi

KOVALIK

[isim]

[halk ağzında]

  • Sazlık yer

    Ne bileyim, biri geçerken tarlanın önünden, burası gendi, kovalıktı, su basardı, Selim açtı, Selim adam etti bu tarlayı desin arkamdan. - Necati Cumalı

KOVALAMA

[isim]

  • Kovalamak işi

    O kaçmalar, kovalamalar, kışkırtıcı hareketlerin hepsi onda da vardı. - Necati Cumalı

KOVANLIK

[isim]

  • Arılık (II)

KOVLAMAK

[-i]

  • Dedikodu etmek

KOVULMA

[isim]

  • Kovulmak işi

KOVUNTU

[isim]

  • Kovulmuş kimse

KOVCU

[sıfat]

  • Dedikoducu

KOVUŞ

[isim]

  • Kovma işi