KORKUNÇLAŞMAK Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler
KORKUNÇLAŞMAK harflerini içeren 7 harfli 39 kelime bulunuyor. 7 harfli KORKUNÇLAŞMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
KOÇUŞMA16,
KARAKOL
-
Güvenliği sağlamakla görevli kimselerin bulunduğu yapı
O işleri bu saatte karakolda bulunan küçük memurlar bilmez. - Refik Halit Karay
- Güvenliği sağlamak amacıyla dolaşan polis, jandarma veya asker topluluğu, kol, kulluk, devriye
Ata Sözleri ve Deyimler
- karakola düşmek
- karakol gezmek
- karakol kurmak
Birleşik Kelimeler: karakol gemisi, karakol hattı, ileri karakol, jandarma karakolu, nizamiye karakolu, polis karakolu, sınır karakolu
KARAKUL
- Asıl yurdu Buhara'da Karakul bölgesi olan ve yurdumuzda da yetiştirilen, tüyleri uzun ve kıvırcık bir cins koyun, karagül
KALKMAK
-
Gitmek üzere yerinden ayrılmak
Niye kalktınız, biraz daha otursaydınız.
-
Oturma durumundan dik duruma gelmek, doğrulmak
Annem yerinden kalktı, yanıma geldi, bir kolunu uzatarak omzuna doladı. - Halit Ziya Uşaklıgil
-
Uyanarak yataktan ayrılmak
İstemeye istemeye, altüst olmuş yataktan kalktım. - Ömer Seyfettin
-
Yukarı doğru yükselmek
Terazinin bir gözü inince öbürü kalkar.
-
Taşıtlar yola çıkmak
Tren saat onda kalktı.
-
Uçmak, havalanmak
Uçak pistten kalktı.
-
Yerinden ayrılıp yol almaya başlamak
Çıkın arabaya, kalkacak şimdi, kalacaksınız buracıkta! - Osman Cemal Kaygılı
-
Hayvan iki art ayağı üzerinde dik durum almak
At, art ayakları üzerine kalktı.
-
Kabarmak, ayrılmak
Masanın kaplaması kalktı.
-
Derlenip götürülmek
Ne zaman kalkacağını, nereye gömüleceğini bilmek, bildirmek mümkün değil. - Memduh Şevket Esendal
-
Hasta iyileşerek gezecek duruma gelmek
Hasta bir haftaya kadar kalkar.
-
Varlığı, hayatı son bulmak
Halifelik kalktı.
-
Yok olmak, artık bulunmamak
Ortalıktan kar kalkınca gelebilirim.
-
Girişmek, başlamak, davranmak, yeltenmek
Gözlüklerini takmadan okumaya kalktı. - Necati Cumalı
-
Geçerli olmamak, geçerliğini yitirmek, geçmez olmak
Yasanın bu maddesi kalktı.
-
Uygulanmaz olmak
Sıkıyönetim kalktı.
-
Güncelliğini yitirmek
Bu âdet çoktan kalktı.
-
Bir durumdan başka bir duruma geçmek
Dörtnala kalkmak.
Tırısa kalkmak.
-
Başka yere gitmek, taşınmak
O yıl çok geçmeden piyade taburu bizim ilçeden başka ilçeye kalktı. - Necati Cumalı
-
Ayakta beklemek
Mektepte cezaya kalkmış gibi duruyorsun. - Falih Rıfkı Atay
Ata Sözleri ve Deyimler
- kalkıp kalkıp oturmak
Birleşik Kelimeler: düşe kalka
ANORMAL (Kelime Kökeni: Fransızca anormal)
-
Genel olana, alışılmışa ve kurala aykırı olan, normal olmayan, düzgüsüz
Kadını âdeta şehvetli ve anormal bir zevkle, değil erkek hatta kızlar bile seyrediyordu. - Halide Edip Adıvar
-
Dengesi yerinde olmayan, davranışı bozuk olan, deli, sapık
Anormal bir adam.
KOKLAMA
- Koklamak işi
KORKMAK
-
Korku duymak, ürkmek, dehşete kapılmak
Karanlık yerde insan korkmaz mıydı? - Sait Faik Abasıyanık
- Kaygı duymak, endişe etmek
-
Çekinmek, sakınmak, saygı duymak
Sabaha karşı aşağı indi, aralık kapıdan korka korka babasına baktı. - Reşat Nuri Güntekin
- Yapamamak, cesaret edememek
Ata Sözleri ve Deyimler
- kork Allah'tan korkmayandan
- kork aprilin beşinden, öküzü ayırır eşinden
- korktuğu başına gelmek
- korktuğuna uğramak
KORUNAK
- Tehlikeden kurtulmak, korunmak için yapılmış yer
-
Sığınılan, saklanılan yapı, mağara gibi yer
Öyle bir savaştayım ki sığınağı, korunağı yok. - Turan Oflazoğlu
- Koruyan, esirgeyen, saklayan kimse
KARAMUK
- Karanfilgillerden, ekin tarlalarında biten, yaprakları karşılıklı, çiçeği pembe mor renkte, zararlı bir bitki (Agrostemmagithago)
- Vücutta kara renkli kabarcıklara sebep olan bir hastalık
- Koyunlarda görülen bir hastalık türü
KAKAOLU
- İçinde kakao bulunan
Birleşik Kelimeler: kakaolu kek
OKLAMAK
- Ok gibi fırlamak
- Okla vurmak
OKLANMA
- Oklanmak işi
OKRAMAK
- Acıkmış, susamış olan at yiyecek veya su gördüğü zaman kişnemek
ONARMAK
-
Bozulmuş, eskimiş olan bir şeyi düzeltip işler veya kullanılır duruma sokmak, işe yarar duruma getirmek, tamir etmek
Bozuk bir saati onardı.
- Bir yapının, bir heykelin, bir resmin bozulmuş yerlerini yeniden yapmak, ilk duruma getirmek, restore etmek
- İşlenen bir kusuru, yapılan bir yanlışlığı giderecek veya önleyecek davranışlarda bulunmak
ULANMAK
-
Ulama işi yapılmak
Birbirine ulanan koridorlar boyunca yürüyorum. - İnci Aral
UNLAMAK
- Una bulamak, üzerine un serpmek
- Un bulaştırmak