KOPÇALAMAK ile Oluşan Kelimeler (KOPÇALAMAK Kelime Türetme)

KOPÇALAMAK harflerinden oluşan 166 kelime bulunuyor. KOPÇALAMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Kopçalamak kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

10 Harfli Kelimeler

KOPÇALAMAK19

9 Harfli Kelimeler

KOPÇALAMA18, KOÇAKLAMA14

8 Harfli Kelimeler

ÇAPLAMAK16, KAPLAMAK13, PAKLAMAK13, ÇALKAMAK12, OKKALAMA10

7 Harfli Kelimeler

POMAKÇA16, ÇAPLAMA15, KAPAMAÇ15, KAMPALA12, KAPAMAK12, KAPLAMA12, PAKLAMA12, ÇALKAMA11, KAÇAMAK11, KOKLAMA9, OKLAMAK9, AKLAMAK8

6 Harfli Kelimeler

ÇAPMAK14, KAPKAÇ13, KAPÇAK13, PLAÇKA13, KOPMAK12, KOÇMAK11, KAPLAM11, KAPMAK11, KAPAMA11, MALKOÇ11, APALAK10, ALPAKA10, ALAÇAM10, ÇAKMAK10, ÇALMAK10, KOLÇAK10, KAÇMAK10, KALPAK10, ÇALKAK9, KALOMA8
Tümünü Gör

5 Harfli Kelimeler

ÇOLPA13, ÇAPMA13, KOPÇA13, ÇAPAK12, ÇAPLA12, ÇALAP12, PAÇAL12, KOPMA11, POMAK11, ÇOMAK10, KOPAL10, KOÇMA10, KAPMA10, POLKA10, AÇMAK9, ALMAÇ9, ÇOKAL9, ÇOLAK9, ÇAKMA9, ÇALMA9
Tümünü Gör

4 Harfli Kelimeler

ÇAPA11, PAÇA11, KAMP9, MAPA9, OPAL9, APAK8, AÇMA8, AMAÇ8, KALP8, LOÇA8, LAPA8, MALÇ8, MAÇA8, PLAK8, PALA8, AKAÇ7, AKÇA7, KAÇA7, KOMA6, MOKA6
Tümünü Gör

3 Harfli Kelimeler

ÇAP10, LOP8, ALP7, ÇOK7, ÇAM7, KOÇ7, KAP7, LAP7, MAÇ7, PAK7, PAL7, ÇAL6, ÇAK6, KAÇ6, KOM5, OMA5, AMA4, ALO4, KOK4, KOL4
Tümünü Gör

2 Harfli Kelimeler

5, OM4, AM3, MA3, OK3, OL3, AK2, AL2, LA2

AK

[isim]

  • Kar, süt vb.nin rengi, beyaz, kara ve siyah karşıtı

[sıfat]

  • Bu renkte olan
  • Beyaz leke

    Bir gözünde akı var.

[sıfat]

[mecaz]

  • Temiz

[sıfat]

[mecaz]

  • Dürüst

[sıfat]

[mecaz]

  • Sıkıntısız, rahat

    Ak günler göresin.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ak akçe kara gün içindir
  • ak dediğine kara demek
  • ak don kara don geçitte belli olur
  • ak gün ağartır, kara gün karartır
  • akı ak karası kara
  • akı karası geçitte belli olur
  • akım derken bokum demek
  • ak koyun kara koyun geçit başında belli olur
  • ak koyunu gören içi dolu yağ sanır
  • ak koyunun kara kuzusu da olur
  • ak köpeğin pamuk pazarına zararı vardır
  • akla karayı seçmek
  • ak sakaldan yok sakala gelmek

Birleşik Kelimeler: ak ağa, akağaç, akamber, akasma, akbaba, akbakla, akbalık, akbalıkçıl, akbasma, akbaş, ak benek, akbuğday, akburçak, akciğer, akçöpleme, akdarı, ak demir, akdiken, akdoğan, akdut, ak gözlü, akgünlük, akhardal, ak kan, akkaraman, akkarınca, akkavak, akkefal, akkelebek, akkor, akkuş, akkuyruk, aklevrek, ak madde, akmantar, ak pak, akpas, akpelin, ak saçlı, aksakal, ak sakallı, aksedir, aksoğan, aksöğüt, aksu, aksuna, aksungur, ak sülümen, aktaş, aktavşan, aktöre, aktutma, ak yazı, ak yel, ak yem, Ak Yıldız, akyuvar, akzambak, yüzü ak, göz akı, yumurta akı, yüz akı

AL

[isim]

  • Kanın rengi, kızıl, kırmızı

[sıfat]

  • Bu renkte olan

    Al bayrak. Al çuha.

  • Dorunun açığı, kızıla çalan at donu

[sıfat]

  • Bu renkte olan (at)
  • Yüze sürülen pembe düzgün, allık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • al elmaya taş atan çok olur
  • al giymedim ki alınayım
  • al gömlek gizlenemez
  • alı alına, moru moruna
  • alı al, moru mor
  • al kanlara boyanmak
  • al kiraz üstüne kar yağmış

Birleşik Kelimeler: albasma, albastı, al bayrak, alkarısı, al sancak, alyuvar

[isim]

[eskimiş]

  • Aldatma, düzen, tuzak, hile

Ata Sözleri ve Deyimler

  • al ile aslan tutulur, güç ile sıçan tutulmaz

[kimya]

  • Alüminyum elementinin simgesi

LA (Kelime Kökeni: İtalyanca la)

[isim]

[müzik]

  • Gam dizisinde `sol` ile `si` arasındaki ses
  • Bu sesi gösteren nota işareti

[kimya]

  • Lantan elementinin simgesi

AM

[isim]

[kaba konuşmada]

  • Dişilik organı

[kimya]

  • Amerikyum elementinin simgesi

OK

[isim]

  • Yayla atılan, ucunda sivri bir demir bulunan ince ve kısa tahta çubuk
  • Yön göstermek amacıyla belli yerlere konulabilen, oka benzer işaret
  • At arabası, kağnı vb. araçlarda koşum hayvanlarının bağlandığı ağaç

    Dörtnala koşan bir yük arabasının oku böğrüme çarptı. - Ömer Seyfettin

[matematik]

  • Bir dairede bir kirişin ortasında bu kirişi gören yayın ortasına indirilen doğru parçası

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ok atmak
  • ok gibi (yerinden) fırlamak
  • ok yaydan (veya yayından) çıkmak

Birleşik Kelimeler: ok meydanı, ok yılanı, suoku

OL

[sıfat]

[eskimiş]

  • O gösterme sıfatı

    Dedi gördüm ol habibin anasın - Süleyman Çelebi

[zamir]

  • O gösterme zamiri

ÂMÂ (Kelime Kökeni: Arapça aʿmā)

[sıfat]

  • Görme engelli

[bağlaç]

  • Çelişkili ve tutarsız iki cümleyi birbirine bağlamaya yarayan bir söz, amma, lakin, velakin

    Para kazanmayı hiç sevmiyordu ama hesapsız harcamaya bayılıyordu. - Necati Cumalı

  • Uyarma veya şartlı bir ifade niteliğinde olan bir cümleyi, başka bir cümleye bağlamaya yarayan bir söz

    Fala inanmam ama fırsat bulursam baktırmadan da yapamam. - Kemal Tahir

  • Beklenmeyen bir sonucu anlatan iki cümleyi onun sebebi durumunda olan cümleye bağlayan bir söz

    Gerçi yeni nesil, eskiyi öğrenmekte bir fayda görmüyor ama ben gene de yazayım. - Burhan Felek

  • Bir yargıyı veya bir buyruğu pekiştirmek için de kullanılan bir söz

    Güzel ama güzel bir söz söyledi.

  • Bazen dikkati çekmek için cümlenin sonuna getirilen bir söz

    Gerçi vekillerden bazıları yerli yerinde duruyordu ama! - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ama ne
  • aması maması yok!
  • aması var

ALO (Kelime Kökeni: Fransızca allô)

[ünlem]

  • Telefon konuşmasına başlarken kullanılan bir seslenme sözü

[argo]

  • (alooo) Kendisine bakmasını veya kendisiyle ilgilenmesini istediği kişiye karşı söylenen seslenme sözü

KOK (Kelime Kökeni: İngilizce coke)

[isim]

  • Maden kömürünün damıtılmasıyla elde edilen, birleşiminde kömürden çok daha az oranda uçucu madde bulunan katı yakıt, kok kömürü

Birleşik Kelimeler: kok kömürü

KOL

[isim]

[anatomi]

  • İnsan vücudunda omuz başından parmak uçlarına kadar uzanan bölüm
  • Giyside vücudun bu bölümünü saran parça

    Kara yağız oğlan yalandan gözlerinin yaşını pembe mintanının kollarına siliyordu. - Osman Cemal Kaygılı

  • Makinelerde tutup çevirmeye, çekmeye yarayan ağaç veya metal parça

[anatomi]

  • Koyun, dana, kuzu vb.nde ön ayağın üst bölümü

[bitki bilimi]

  • Ağaçlarda gövdeden ayrılan kalın dal

[müzik]

  • Bazı çalgıların elle tutulan sap bölümü
  • Koltuk, divan vb.nin yan tarafında bulunan dayanmaya yarayan parça
  • Bir şeyin ayrıldığı bölümlerden her biri, dal (I), kısım, şube, branş

    Türk Dil Kurumunun bilim ve uygulama kolları.

[tarih]

  • Karakol

    Lakin böyle kardan yolların örtüldüğü bu gecede, koldan korku yoktu. Rahatça eğlenebilirlerdi. - Refik Halit Karay

  • İş takımı, ekip, grup

    Öteki koldaki iki hamlacıdan birisi acınacak bir zayıflıktaydı. - Sait Faik Abasıyanık

[askerlik]

  • Kanat

    Sağ kol. Sol kol.

  • Dizi, düzen

    Yürüyüş kolu.

[denizcilik]

  • Bir halat oluşturan bükülmüş lif demetlerinden her biri

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kola çıkmak
  • kol atmak
  • kol gezmek
  • kol kanat olmak (veya germek)
  • kolları kopmak
  • kollarını açmak
  • kollarının arasına almak
  • kollarını sallaya sallaya gelmek
  • kolları sıvamak
  • kolu kanadı kırılmak
  • koluna girmek
  • koluna kuvvet
  • kolunda altın bileziği olmak
  • kol uzatmak
  • kol vermek
  • kol vurmak

Birleşik Kelimeler: kolağası, kol ağzı, kol akımı, kol bağı, kolbastı, kolbaşı, kol böreği, kol değirmeni, kol demiri, kol emekçisi, kol kapağı, kol kemiği, kol kola, kol nizamı, kol saati, beşinci kol, çift kol, eğitsel kol, kafakol, karakol, karpuz kol, ön kol, sağkol, sağ kol, takma kol, kolu uzun, cırcır kolu, çengi kolu, dağ kolu, deve kolu, imdat kolu, iş kolu, kantar kolu, kapı kolu, keşif kolu, kumanda kolu, sürgü kolu, tulumba kolu, vites kolu, yay kolu, yürüyüş kolu, zuhuri kolu

OM

[isim]

  • Kemiklerin toparlak ucu

[isim]

[fizik]

  • Elektrikte iletkenin direnç birimi

KOM

[isim]

[halk ağzında]

  • Ağıl, davar ağılı
  • Yayla evi
  • Bir kimseye ait küçük yerleşim yeri, çiftlik

OMA

[isim]

[halk ağzında]

  • Kalça kemiği
  • Bel kemiği

[sıfat]

  • Yemek yemesi gereken, tok karşıtı

    Aç ne yemez, tok ne demez. - Divanü Lügati't-Türk

  • Yiyecek bulamayan

    Ben hem öksüzüm hem yetimim hem de tam 23 saattir açım. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[mecaz]

  • Gözü doymaz, haris

    Ne aç adam!

[mecaz]

  • Çok istekli, hevesli

    Her zamanki gibi bilgiye aç, her zamanki gibi ağızları lafla, kafaları düşünceyle dolu çalçene yaratıklarız. - Ayla Kutlu

[zarf]

  • Karnı doymamış olarak

    Ben aç yattım mı kötü kötü rüyalar görürüm nedense. - Orhan Kemal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • acından kimse ölmemiş
  • acından ölmek
  • aç açık kalmak
  • aç aç ile yatınca arada dilenci doğar
  • aç aman bilmez, çocuk zaman bilmez
  • aç at yol almaz, aç it av almaz
  • aç ayı oynamaz
  • aç bırakmak
  • aç doymam, tok acıkmam sanır
  • aç doyurmak
  • aç elini kora sokar
  • aç esner, âşık gerinir
  • aç gezmektense tok ölmek yeğdir
  • açın gözü ekmek teknesinde olur
  • açın imanı olmaz
  • açın karnı doyar, gözü doymaz
  • açın koynunda ekmek durmaz
  • açın kursağına çörek dayanmaz
  • açın uykusu gelmez
  • aç ile dost olayım diyen peşin karnını doyursun
  • aç ile eceli gelen söyleşir
  • aç kalmak
  • aç köpek fırın deler
  • aç kurt aslana saldırır
  • aç kurt gibi
  • aç kurt yavrusunu yer
  • aç ne yemez, tok ne demez
  • aç susuz kalmak
  • aç tavuk kendini arpa ambarında sanır
  • aç, yanından kaç

Birleşik Kelimeler: aç açına, aç biilaç, açgöz, aç karnına, gözü aç, karnı aç

KOMA (Kelime Kökeni: Fransızca coma)

[isim]

[tıp]

  • Bazı hastalıklar, yaralanmalar, zehirlenmeler sırasında görülen anlama, duyma ve hareketin büsbütün veya az çok kaybolmasıyla beliren bilinç kaybı durumu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • komadan çıkmak
  • komaya girmek

[isim]

[müzik]

  • Eşit olmayan iki ses arasında kulakla seçilebilecek en küçük aralık