KOPYALAYAPIŞTIR Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler

KOPYALAYAPIŞTIR harflerini içeren 7 harfli 74 kelime bulunuyor. 7 harfli KOPYALAYAPIŞTIR kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

YAPIŞIK18, YAPILIŞ18, PAPATYA17, YAPIŞAK17, APIŞLIK16, KOPARIŞ16, KAPILIŞ16, PAPALIK16, ŞAPIRTI16, YIKAYIŞ16, YAYILIŞ16, APAŞLIK15, KAPATIŞ15, PAŞALIK15, ŞAPKALI15, YALAYIŞ15, AYRILIŞ14, AYRIŞIK14, ALTYAPI14, KAYIRIŞ14, TAPYOKA14, AYARTIŞ13, ATLAYIŞ13, PARILTI13, PATALYA13, TARAYIŞ13, YAPALAK13, YAKARIŞ13, YARATIŞ13, YARAŞIK13, YARIYIL13, ARAPLIK12, ARPALIK12, AYAKTAŞ12, KOŞALTI12, KAPORTA12, KATILIŞ12, PIRTLAK12, PARALIK12, ŞIRALIK12, ŞAKIRTI12, ŞARILTI12, TIRAŞLI12, TOPALAK12, TAKILIŞ12, YAYALIK12, ARŞIALA11, APARKAT11, AYRIKLI11, AYRILIK11, ALTIŞAR11, AKTARIŞ11, KAŞALOT11, KAŞARLI11, KATALPA11, KAYITLI11, TAŞAKLI11, TAŞRALI11, KARATAŞ10, KARYOLA10, KAYARTO10, LOTARYA10, LAKAYIT10, TAYALIK10, YIRTLAK10, YATAKLI10, YARATIK10, KARATAY9, LAKIRTI9, ORTALIK9, YATALAK9, KARALTI8, TARAKLI8, ALAKART7

ALAKART (Kelime Kökeni: Fransızca à la carte)

[isim]

  • Seçmeli yemek, tabildot karşıtı

KARALTI

[isim]

  • Uzaklık ve karanlık sebebiyle kim veya ne olduğu seçilemeyen, belli belirsiz, koyu renkli biçim, silüet

    Az sonra dört atlının karaltısını seçtiler. - Nezihe Araz

  • Hafif karanlık
  • Leke

TARAKLI

[sıfat]

  • Tarağı olan
  • Başında tarak bulunan (kuş veya kadın)
  • Yol yol nakışlı

    Taraklı kumaş.

  • Tarağı geniş olan (ayak)

[isim]

  • Sakarya iline bağlı ilçelerden biri

KARATAY

[isim]

  • Konya iline bağlı ilçelerden biri

LAKIRTI

[isim]

  • Söz, laf

    Birdenbire kesildi halkın lakırtıları / Korku içinde durdu tavla şakırtıları - Enis Behiç Koryürek

[mecaz]

  • Boş söz, dedikodu, laf

    Lakırtıdır o, aldırma!

Ata Sözleri ve Deyimler

  • lakırtı ağzından dökülmek
  • lakırtı çıkarmak
  • lakırtı etmek
  • lakırtısı ağzında kalmak
  • lakırtısı mı olur?
  • lakırtısını etmek
  • lakırtı taşımak
  • lakırtıya boğmak
  • lakırtıya tutmak
  • lakırtı yetiştirmek
  • lakırtıyı ağzına tıkamak
  • lakırtıyı ezip büzmek
  • lakırtıyı kesmek

Birleşik Kelimeler: lakırtı ebesi, lakırtı kavafı, pis lakırtı

ORTALIK

[isim]

  • Bulunulan yer, çevre

    Ortalık karanlık, bizi kimse görmez, merak etme. - Peyami Safa

  • İçinde bulunulan, yaşanılan ev, oda vb. yer

    Artık benim gündelikle çamaşıra, ortalık temizlemeye gitmemden başka çare kalmadı. - Halide Edip Adıvar

  • Yeryüzünün görünen bölümü, çevre, etraf

    Ortalıkta güneş olmadığı, hava yine bulutlu olduğu hâlde, tatlı bir aydınlık vardı. - Sait Faik Abasıyanık

  • Soyut anlamda yaşanan ortam

    Bu neşe ortalığa sirayet etti. - Peyami Safa

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ortalığı ... götürmek (veya almak)
  • ortalığı birbirine katmak
  • ortalığı gürültüye (veya patırtıya) vermek
  • ortalığı kırıp geçirmek
  • ortalık ağarmak
  • ortalık düzelmek
  • ortalık kararmak
  • ortalık karışmak
  • ortalık sütliman olmak
  • ortalık yatışmak

Birleşik Kelimeler: ortalık yer

YATALAK

[sıfat]

  • Felç, sakatlık vb. bir sebeple yataktan kalkamayan (kimse)

    Şu rezalete bakın, yatalak gibi uzanmışlar. - Ömer Seyfettin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yatalak olmak

KARATAŞ

[isim]

  • Adana iline bağlı ilçelerden biri

KARYOLA (Kelime Kökeni: İtalyanca carriola)

[isim]

  • Üzerine yatak konulup yatılan tahta veya metal ev eşyası

    Babam karyolasında arkası üstü, upuzun yatıyordu. - Yusuf Ziya Ortaç

KAYARTO

[isim]

[argo]

  • Ahlaksız kimse, melun

    Vah vah, aynalı şeydi doğrusu, kayartonun elinden kurtaramadınız. - Refik Halit Karay

LOTARYA (Kelime Kökeni: İtalyanca lotteria)

[isim]

  • Ad veya numara çekilerek oynanan şans oyunlarının genel adı

LAKAYIT (Kelime Kökeni: Arapça lāḳayd)

[sıfat]

  • İlgisiz

    Yüzündeki gülümseyiş geçti, yeniden lakayıt, uzak ve donmuş hâlini takındı. - Sait Faik Abasıyanık

[zarf]

  • İlgisiz bir biçimde

    Kız, kendini mümkün olduğu kadar sakin, lakayıt gösterebilmek için elinden geleni yapmaya çalışmaktadır. - Esat Mahmut Karakurt

Ata Sözleri ve Deyimler

  • lakayıt kalmak

TAYALIK

[isim]

  • Dadılık

    Osman Efendi tayalık vazifesini üstüne almıştı. - Ercüment Ekrem Talu

YIRTLAK

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Göz kuyruğu yırtılmış gibi açık duran (göz)

YATAKLI

[sıfat]

  • Herhangi bir sayıda yatağı olan, yatak alabilen

    Hancı beni dört yataklı odada bırakarak çekildi. - Sait Faik Abasıyanık

  • İçinde aktığı yer derin olan

    Yataklı ırmak.

[isim]

  • Yataklı vagon

Birleşik Kelimeler: yataklı vagon