KOPARTTIRMAK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

KOPARTTIRMAK harflerini içeren 6 harfli 43 kelime bulunuyor. 6 harfli KOPARTTIRMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

KOPMAK12, KIRPMA12, KIPMAK12, KAPMAK11, KAPORA11, MATKAP11, PITRAK11, PARMAK11, TOPRAK11, TRAMPA11, TAPMAK11, ARITMA8, AKITMA8, IRAMAK8, KORKMA8, KIRMAK8, KIRKMA8, KARMIK8, KARIMA8, KAKIMA8, OTARMA8, OTAMAK8, OKRAMA8, TIKMAK8, TIKAMA8, TOKMAK8, TARTIM8, ARAROT7, ARTMAK7, KOKART7, KITAAT7, KARMAK7, KIRAAT7, KIRKAR7, KATMAK7, MARKKA7, MATRAK7, TATARI7, TARTMA7, TAKMAK7, TATMAK7, KATRAK6, TARTAR6

KATRAK

[isim]

  • Marangozlukta tomrukları biçmeye yarayan ve birden çok testeresi olan biçme makinesi

TARTAR (Kelime Kökeni: Fransızca tartare)

[isim]

  • Suda eriyen, alkol ve eterde erimeyen, asit tadında beyaz bir tuz
  • Şarap tortusu

[anatomi]

  • Diş taşı

ARAROT (Kelime Kökeni: İngilizce arrowroot)

[isim]

  • Sıcak iklimlerde yetişen maranta adlı kamıştan ve başka bitkilerin kökünden çıkarılan, çocuk maması yapmaya yarayan un

Birleşik Kelimeler: ararot kamışı

ARTMAK

[isim]

[halk ağzında]

  • Büyük heybe

[nesnesiz]

  • Çoğalmak

    O zaman bedava binme olasılığı artardı. - Ayla Kutlu

  • Harcandıktan sonra bir miktar geri kalmak

    Kumaş arttı. Yemek arttı.

  • Değeri yükselmek, fazlalaşmak

KOKART (Kelime Kökeni: Fransızca cocarde)

[isim]

[askerlik]

  • Asker şapkalarına takılan ve rengi uluslara göre değişen işaret
  • Belli bir topluluğa özgü olan işaret

KITAAT (Kelime Kökeni: Arapça ḳiṭaʿāt)

[isim]

[eskimiş]

  • Kıtalar, ana karalar

[askerlik]

  • Asker birlikleri

KARMAK

[-i]

  • Karıştırmak, birbirine katmak

[nesnesiz]

  • Toz durumundaki bir şeyi sıvı ile karıştırarak çamur veya hamur durumuna getirmek

    Yapı için harç karmak. Boya karmak.

Birleşik Kelimeler: betonkarar

KIRAAT (Kelime Kökeni: Arapça ḳirāʾat)

[isim]

[eskimiş]

  • Okuma

    Orada da bu gece kıraatleri devam ediyordu. - Hüseyin Cahit Yalçın

[din bilgisi]

  • Kur'an'ı belli kural ve işaretlere göre okuma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kıraat etmek

Birleşik Kelimeler: kıraathane

KIRKAR

[sıfat]

  • Kırk sayısının üleştirme sayı sıfatı
  • Her birine kırk, her defasında kırkı bir arada olan

KATMAK

[-e]

[-i]

  • Bir şeyin içine, üstüne veya yanına, niteliğini değiştirmek veya niceliğini artırmak için başka bir şey eklemek, karıştırmak

    Sirkeye su katmak.

  • Bir araya getirmek

    Fadime, bu yavru bolluğu arasında kuzuları çocuklara ve çocukları kuzulara katarak en olgun bir saadet içinde yaşamış. - Halide Edip Adıvar

  • Birlikte göndermek

    Kafileye muhafız katmak.

[halk ağzında]

  • Döllenmeyi sağlamak için erkek hayvanı dişinin yanına salmak

MARKKA (Kelime Kökeni: Fince)

[isim]

[eskimiş]

  • Finlandiya para birimi, mark

MATRAK (Kelime Kökeni: Arapça miṭrāḳ)

[isim]

[eskimiş]

[tarih]

  • Savaşmayı öğretmek için kullanılan, ucu giderek yuvarlaklaşan kalın sopa, değnek

[sıfat]

[argo]

  • Eğlenceli, gülünç, hoş

    Cavcav gibi matrak oğlan var mı yahu? - Attila İlhan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • matrağa almak
  • matrak geçmek

TATARI

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Tam pişmemiş

TARTMA

[isim]

  • Tartmak işi

[spor]

  • Güreşte rakibi kucağa alıp ayağını yerden kesme

[isim]

  • Başörtüsü, yemeni

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tartma tartmak

TAKMAK

[-i]

  • Bir şeyi başka bir yere uygun bir biçimde tutturmak, iliştirmek, geçirmek

    Gözlüğünü takıp masaya eğildi. - Refik Halit Karay

[-e]

[nesnesiz]

  • Düğün vb. törenlerde takı armağan etmek

    Geline pırlanta yüzük takmışlar.

[-e]

[-i]

  • Ad, lakap koymak

    Ona bu adı kim takmıştır, ne zaman takmıştır, bilemiyor. - Haldun Taner

[nesnesiz]

  • Kuşanmak

    Kılıç takmak.

  • Kendisiyle birlikte götürmek, yanına almak veya arkasından izletmek

    Arabaya hafiye kıyafetinde polis memurları da takıyorlar. - Yusuf Ziya Ortaç

[-e]

[mecaz]

  • Biriyle olumsuz olarak uğraşmak

    Matematik öğretmeni ona taktığı için dersten kaldı.

[argo]

  • Borç bırakmak

    Bu eve asilzadelerin biri girip öteki giderdi. Giden kirayı takar, gelen ortalığı kasıp kavururdu. - Peyami Safa

[argo]

  • Önemsemek, önem vermek, tınmak

    Dün koskoca bir mebus kızıyken, bir zamanların Şalvarlı Nuriyesi'ni takar mıyım? - Adalet Ağaoğlu

[-den]

[argo]

[-de]

  • Sınavını başaramamak

    Bütün derslerden takarak sınıfta kaldı.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • takıp takıştırmak

Birleşik Kelimeler: asım takım, bultak