KONUŞTURMAK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

KONUŞTURMAK harflerini içeren 5 harfli 90 kelime bulunuyor. 5 harfli KONUŞTURMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

KOMŞU11, KOŞUM11, MUŞTU11, KOKUŞ10, KOŞAM10, KOŞMA10, KOŞUN10, KOŞUT10, KOŞUK10, KONUŞ10, KUŞKU10, KURUŞ10, KUMAŞ10, MUŞTA10, MAŞUK10, TURŞU10, UŞKUN10, AKKUŞ9, KUŞAK9, KOMUT8, KONUM8, KURUM8, KUMUK8, KUMRU8, MORUK8, OKUMA8, TORUM8, TRANŞ8, UKNUM8, ARMUT7, KOMAR7, KONMA7, KOKMA7, KONUK7, KORUK7, KORUN7, KONUR7, KONUT7, KORKU7, KUTNU7, KUTUR7, KURAM7, KURMA7, KURON7, KURUT7, KUMAN7, KUMAR7, MURAT7, MONAT7, MARON7, MANTO7, MAKTU7, MAKRO7, NUTUK7, NUKUT7, NOTAM7, ORTAM7, ORMAN7, ONMAK7, ROMAN7, TOMAR7, TOMAK7, TORUN7, TURNO7, TUMAN7, UTMAK7, AKKOR6, AKONT6, AKORT6, KONAK6, KOTAN6, KORNA6, KOTRA6, KUTAN6, KURNA6, KURAK6, KANTO6, KARUN6, NOKTA6, NOKRA6, NATUK6, ORTAK6, OKTAN6, RAKUN6, RAUNT6, TORNA6, TORAK6, TURNA6, TURAN6, KRANK5

KRANK (Kelime Kökeni: İngilizce crank)

[isim]

[teknik]

  • Bir motorda biyellerin doğrusal hareketini dairesel harekete çeviren dingil
  • Sac, çinko, dökme demir, bakır vb. borunun yönünü değiştirmeye yarayan kıvrım

Birleşik Kelimeler: krank mili

AKKOR

[sıfat]

  • Işık saçacak beyazlığa varıncaya kadar ısıtılmış olan

    Akkor kömür.

AKONT (Kelime Kökeni: Fransızca àcompte)

[isim]

[ticaret]

  • Bir borca karşılık, hesabı daha sonra görülmek üzere yapılan kısmi ödeme

AKORT (Kelime Kökeni: Fransızca accord)

[isim]

[müzik]

  • Bir çalgıda doğru ses vermesi için yapılan ayar, düzen

[müzik]

  • Armoniyi sağlayan seslerin birleşmesi

[mecaz]

  • Uyum, uyumluluk

Ata Sözleri ve Deyimler

  • akort etmek

Birleşik Kelimeler: akordu bozuk

KONAK

[isim]

  • Büyük ve gösterişli ev

    Konaktan tekrar mektebe döndükten sonra uzun zaman boynu bükük dolaştım. - Etem İzzet Benice

  • Vali, kaymakam gibi yüksek dereceli devlet görevlilerinin resmî konutu

[hayvan bilimi]

  • Konakçı

[eskimiş]

  • Araba veya hayvanla bir günde alınan yol

    Buradan orası beş konaktır.

[eskimiş]

  • Yolculukta geceyi geçirmek için inilen, konaklanılan yer

Ata Sözleri ve Deyimler

  • konak gibi

Birleşik Kelimeler: konak yavrusu, bülbülkonağı, hükûmet konağı

[isim]

[halk ağzında]

  • Kundak çocuklarının başlarında görülen kepek tabakası
  • Gözde oluşan ince tabaka

[isim]

  • İzmir iline bağlı ilçelerden biri

KOTAN

[isim]

[halk ağzında]

  • Pulluk, büyük saban

KORNA (Kelime Kökeni: İtalyanca corna)

[isim]

  • Motorlu taşıtlarda, bisikletlerde sesle işaret vermek için kullanılan ve içinden hava geçirilerek çalınan boru, klakson

    Saat on iki olur olmaz, apartmanın önünde kornayı öttürdüm. - Aka Gündüz

KOTRA (Kelime Kökeni: Fransızca cotre)

[isim]

[denizcilik]

  • Çoğunlukla bir direkli, randası olan, ince gövdeli yelkenli

    Açıkta demir atmış kotrayı görüyor musun? - Falih Rıfkı Atay

[isim]

  • Irmak ve göl ağızlarında kurulan ve ince kazıklarla kamışlardan yapılma dalyan

KUTAN

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Saka kuşu

KURNA (Kelime Kökeni: Arapça ḳurne)

[isim]

  • Hamam ve banyolarda musluk altında bulunan, içinde su biriktirilen, yuvarlak, mermer, taş veya plastik tekne

    Yıkanmak için aralık yerdeki kurnaya müracaat... - Sait Faik Abasıyanık

KURAK

[sıfat]

  • Yağışsız (hava, mevsim, yıl)

    Kurak bir yıl geçiriyoruz.

  • Nem tutmayan, çabuk kuruyuveren, çorak (toprak)

    Bulunduğu toprağın ve yerin sulak, kurak, sıcak ve soğuk olmasına göre gelişir. - Burhan Felek

Birleşik Kelimeler: yarı kurak

KANTO (Kelime Kökeni: İtalyanca canto)

[isim]

[tiyatro]

  • Tuluat tiyatrolarında oyundan önce genellikle kadın sanatçıların şarkı söyleyip dans ederek yaptığı gösteri

    Kantodan piyese kadar her gösteriye katılıyor; herkesi hüzne, sevgiye, coşkuya, isteğe boğuyordu. - Cahit Külebi

  • Bu gösteri sırasında söylenen şarkı

KARUN (Kelime Kökeni: Arapça ḳārūn)

[isim]

  • Çok zengin kimse

[isim]

  • Kur'an'da kendisinden çok zengin olarak söz edilen ve bütün mal varlığı bir anda yok olan kişi

NOKTA (Kelime Kökeni: Arapça nuḳṭa)

[isim]

  • Çok küçük boyutlarda işaret, benek
  • Bazı harflerin üzerine konulan ufak işaret
  • Yer

    Köşkten çıktık ve bahçenin her noktasını uzun uzun durup konuşarak dolaştık. - Ahmet Haşim

  • Konu, konu ile ilgili önemli bölüm

    Genç adam o noktada alaka uyandırıcı bir şey keşfetmiş gibiydi. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Nöbetçi bulunan yer

    Orada polis noktası var.

  • Nöbetçi, gözcü, bekçi

    O yokuşun başındaki küçücük karakolun her gece çıkardığı noktayı unutuyorsunuz. - Ömer Seyfettin

[mecaz]

  • Sınır, derece, radde

    Savaşın gerçekleşme noktasına yaklaştığı sırada...

[dil bilgisi]

  • Cümlenin bittiğini anlatmak için sonuna konulan, küçük benek biçimindeki noktalama işareti (.)

[matematik]

  • Hiçbir boyutu olmayan işaret

[spor]

  • Orta nokta

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nokta koymak
  • noktasına virgülüne dokunmadan

Birleşik Kelimeler: nokta atışı, noktainazar, nokta memuru, nokta nokta, nokta turizmi, noktası noktasına, başnokta, iki nokta, kara nokta, karanlık nokta, kırmızı nokta, kilit nokta, kör nokta, maddesel nokta, orta nokta, ölü nokta, sarı nokta, siyah nokta, üç nokta, alevlenme noktası, başa baş noktası, başlangıç noktası, başucu noktası, besleme noktası, boğumlanma noktası, buharlaşma noktası, can noktası, çıkış noktası, dayanak noktası, denetim noktası, doğu noktası, donma noktası, doruk noktası, doyma noktası, doyum noktası, dönüm noktası, düğüm noktası, ergime noktası, güney noktası, güz noktası, hareket noktası, ilkbahar noktası, izabe noktası, kavrama noktası, kaynama noktası, kerteriz noktası, kırılma noktası, kuzey noktası, nirengi noktası, odak noktası, parlama noktası, penaltı noktası, polis noktası, püf noktası, santra noktası

NOKRA (Kelime Kökeni: Arapça nuḳra)

[isim]

  • Büveleğin sebep olduğu, genellikle davar ve sığırlarda, seyrek olarak insanlarda rastlanan, ortası delik şişkinliklerle tanınan hastalık