KONUŞTURMA Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

KONUŞTURMA harflerini içeren 6 harfli 27 kelime bulunuyor. 6 harfli KONUŞTURMA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Konuşturma ile başlayan 6 harfli kelimeler. İçinde Konuşturma olan 6 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

OKUMUŞ13, KONUŞU12, OTURUŞ12, OKUTUŞ12, OKUNUŞ12, TUMŞUK12, KUŞMAR11, KURŞUN11, MATRUŞ11, KARTUŞ10, OTURUM10, KOMUTA9, KORUMA9, KURUMA9, OTURMA9, OKUTMA9, OKUNTU9, OKUNMA9, TOMRUK9, UNUTMA9, KONTUR8, KRUTON8, OTURAK8, OKTRUA8, ANTROK7, KONTRA7, KARTON7

ANTROK (Kelime Kökeni: Fransızca entroque)

[isim]

[jeoloji]

  • Triyas devri katmanlarında bulunan, derisi dikenlilerden, deniz lalelerinin saplarını oluşturan kalsiyum karbonat birleşimli fosil

KONTRA (Kelime Kökeni: İtalyanca contra)

[sıfat]

  • Karşıt, karşı, aksi

[isim]

  • Kontrplak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kontra gitmek

Birleşik Kelimeler: kontra mizana

KARTON (Kelime Kökeni: Fransızca carton)

[isim]

  • Kâğıt hamuruyla yapılan, ayrıca içinde bir veya birkaç lif tabakası bulunan kalın ve sert kâğıt
  • On paket sigarayı bir araya getiren ambalaj
  • Tombala oyununda çekilen numaraların işaretlendiği kart

    Benim karton bir türlü dolmuyor, yanımdakinin üçü kaldı, karşımdaki bir tane bekliyor. - Refik Halit Karay

  • Kamu kurum veya kuruluşlarında imzaya sunulan evrakın yerleştirildiği ciltli büyük defter

[sinema]

[televizyon]

  • Seri hâlinde canlandırılan, karakterleri hayvan olan çizgi film

KONTUR (Kelime Kökeni: Fransızca contour)

[isim]

  • Resimde nesneyi belirgin gösteren çevre çizgisi

    Bu ışık onların olanca konturlarını, ayrıntılarını ortaya çıkarır. - Haldun Taner

KRUTON (Kelime Kökeni: Fransızca croûton)

[isim]

  • Yağda veya fırında kızartılan küçük küp biçimindeki ekmek parçası

OTURAK

[isim]

  • Oturulacak yer veya şey
  • Alçak iskemle

    Üstüne konulan tandır oturağı çok kalın ve çok sağlam tahtadan fırınlanarak yapılmıştı. - Ayla Kutlu

  • Bir şeyin yere gelen tarafı, taban
  • Ördek
  • İçkili, çalgılı ve kadınlı eğlenti
  • Boru mengenesinin tezgâha oturduğu ve vidalandığı bölüm

[sıfat]

  • Bacaklarında veya başka bir yerinde, gezmesine engel olacak bir özrü olduğundan hep evde oturan (kimse), kötürüm

[denizcilik]

  • Kürekli teknelerde kürekçilerin oturduğu enli tahta

Birleşik Kelimeler: oturak âlemi, oturak kündesi

OKTRUA (Kelime Kökeni: Fransızca octroi)

[isim]

[eskimiş]

  • Şehre giren şeylerden alınan vergi

KOMUTA

[isim]

[askerlik]

  • Askerî birliği ve onunla ilgili işleri yönetme görevi, kumanda

Ata Sözleri ve Deyimler

  • komuta etmek

Birleşik Kelimeler: emir komuta zinciri

KORUMA

[isim]

  • Korumak işi

    Bütün oba sevdalıları korumanın sevinci, övüncü içindeydi. - Yaşar Kemal

  • Can güvenliğinin tehlikede olduğu düşünülen bir kimseyi saldırılardan korumak üzere görevlendirilmiş kişi, koruma görevlisi

[ekonomi]

  • Bankacılık alanında, bir malda veya bir menkulde gelecekte ortaya çıkacak fiyat değişikliklerine karşı korunmak amacıyla vadeli bir sözleşme yapılması

Ata Sözleri ve Deyimler

  • korumaya almak

Birleşik Kelimeler: koruma aracı, koruma görevlisi, koruma polisi, koruma ünsüzü, orman koruma memuru, sahil koruma, yakın koruma, alan koruması

KURUMA

[isim]

  • Kurumak işi

    O zaman güneşe bakan bu güzelim çayırlara oturup kurumayı bekliyorduk. - Ayla Kutlu

[kimya]

  • Boyanın çözücüsünün buharlaşması veya bağlayıcısının kimyasal tepkime gibi çeşitli yollarla sert bir film oluşması

OTURMA

[isim]

  • Oturmak işi

    Bu saat, kendimi bildim bileli sofraya oturma saatimizdir. - Yusuf Ziya Ortaç

  • Kısa süre için konukluğa gitme

    Yemeğini yedikten sonra gece Vehbi dedeye oturmaya gitti. - Halide Edip Adıvar

Birleşik Kelimeler: oturma belgesi, oturma duvarı, oturma grevi, oturma grubu, oturma izni, oturma mobilyası, oturma odası

OKUTMA

[isim]

  • Okutmak işi

    Ertesi gün onu okutmaya başlayacağını, adam edeceğini müjdeledi. - Halide Edip Adıvar

OKUNTU

[isim]

[halk ağzında]

  • Küçük armağanlarla yapılan düğün çağrısı

OKUNMA

[isim]

  • Okunmak işi

    Her şairin içinde bir okunma, bir yayılma, bir beğenilme hırsı vardır. - Orhan Veli Kanık

TOMRUK

[isim]

  • Ağacın kesilerek silindir biçimine getirilmiş gövdesi
  • İşlenmek veya biçilmek için hazırlanmış taş kütlesi

    Mermer tomruğu.

  • Ayak ve ellere geçirilip bağlanan iki parça kütükten meydana gelen işkence aleti

[eskimiş]

  • Tutukevi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tomruğa atmak
  • tomruğa vermek

Birleşik Kelimeler: salma tomruk, baca tomruğu