KONUŞMACI Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

KONUŞMACI harflerini içeren 5 harfli 25 kelime bulunuyor. 5 harfli KONUŞMACI kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Konuşmacı ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Konuşmacı olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

COŞMA13, COŞKU13, ŞUNCA12, KOMŞU11, KOŞUM11, MAOCU11, OCUMA11, UMACI11, KOŞAM10, KOŞMA10, KOŞUN10, KONUŞ10, KUMAŞ10, KAMIŞ10, MACUN10, MAŞUK10, AŞKIN9, AKŞIN9, KANIŞ9, NAKIŞ9, KONUM8, OKUMA8, KONMA7, KUMAN7, ONMAK7

KONMA

[isim]

  • Konmak işi

    Şiirde biçim, gerekli parçaların yerli yerine konmasıdır. - Behçet Necatigil

KUMAN

[isim]

[tarih]

  • Kıpçak

ONMAK

[nesnesiz]

  • Daha iyi bir duruma girmek, salah bulmak

    Sakın kesme, yaş ağaca balta vuran el onmaz. - Mehmet Emin Yurdakul

  • Eksiği kalmayıp gönül ferahlığına ermek, mutlu olmak, mesut olmak
  • Hastalıktan, dertten kurtulmak, şifa bulmak, felah bulmak, iflah olmak

KONUM

[isim]

  • Bir kimsenin veya bir şeyin bir yerdeki durumu veya duruş biçimi, pozisyon

    İnsanın tabii konumunu en uygun biçim içinde devam ettirme tavrı medeni bir yaşayış tuzağına düşmeden de gösterilebilir. - İsmet Özel

[coğrafya]

  • Yeryüzünde bir noktanın, enlem ve boylamların yardımıyla bulunan yeri, konuş

[coğrafya]

  • Bir şehrin uzak ve yakın çevresiyle her türlü ilişkisini sağlayan ve şehrin gelişmesini etkileyen coğrafi şartlarının bütünü

Birleşik Kelimeler: sosyal konum

OKUMA

[isim]

  • Okumak işi, kıraat

    Okuması vardı, yazması azdı. - Burhan Felek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • okumayı sökmek

Birleşik Kelimeler: okuma bayramı, okuma günü, okuma kitabı, okuma saati, okuma vakti, okuma yazma, okuma yitimi, sesli okuma, sessiz okuma, dikiş okuması

AŞKIN

[sıfat]

  • Belli bir süreyi aşmış, ötesine geçmiş

    Altı ayı aşkın bir zamandan beri hazırlanıyordu bu yolculuk. - Abidin Dino

  • Benzerlerinden üstün
  • Çok, fazla

AKŞIN

[sıfat]

  • Doğuştan boya maddesi bulunmadığı için kıllarında ve gözlerinde, bazen de derisinde ak olan (hayvan veya insan), çapar (I), albinos

KANIŞ

[isim]

  • Kanma işi
  • Kanı, kanaat
  • Aldanış, kanma

NAKIŞ (Kelime Kökeni: Arapça naḳş)

[isim]

  • Genellikle kumaş üzerine renkli iplikler veya sırma ve sim kullanarak elle, makineyle yapılan işleme, el işi, ince iş

    Kilimi kilim yapan özelliklerden biri de nakış aralarındaki boşlukların düzenidir. - Bedri Rahmi Eyuboğlu

  • Özellikle duvar ve tavanları süslemek için yapılan resim

    Bu hatlar, bu çiniler, bu nakışlar olmasa bu abideler de olmazdı. - Orhan Seyfi Orhon

[müzik]

  • Beste ve semainin, dört yerine iki haneli olanı

[mecaz]

  • Hile

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nakış işlemek

Birleşik Kelimeler: nakış ipliği, nakış makinesi, nakşetmek, nakşolmak, nakşolunmak

KOŞAM

[isim]

[halk ağzında]

  • Avuç
  • İki avuç dolusu

KOŞMA

[isim]

  • Koşmak işi

    Hamal benim dalgınlığımdan istifade ederek birdenbire bir kedi gibi fırladı ve koşmaya başladı. - Kemal Bilbaşar

[denizcilik]

  • Bir halatı, ağacı pekiştirmek için yanına konulan halat veya ağaç

[edebiyat]

  • Sazla okunmak için hece ölçüsü ile yazılmış, ilk kıtasının birinci, ikinci ve dördüncü dizeleriyle öteki kıtalarının dördüncü dizeleri birbiriyle, kalan dizeler de kendi aralarında uyaklı, konuları sevgi ve doğa olayları olan bir halk şiiri

Birleşik Kelimeler: ayaklı koşma, eş koşma

KOŞUN (Kelime Kökeni: Moğolca)

[isim]

[halk ağzında]

  • Asker, yan yana durmuş asker dizisi, saf
  • Yan yana dizilmiş insanların oluşturduğu dizi
  • Koşu, yarış

Ata Sözleri ve Deyimler

  • koşun bağlamak

Birleşik Kelimeler: koşun koşun

KONUŞ

[isim]

  • Konma işi

[askerlik]

  • Bütün imkânlar göz önünde tutularak kara, hava ve deniz birliklerinin yerleştirilmesi biçimi

[coğrafya]

  • Konum

KUMAŞ (Kelime Kökeni: Arapça ḳumāş)

[isim]

  • Pamuk, yün, ipek vb.nden makinede dokunmuş her türlü dokuma

    Her şey, esvap ve eşya Bursa'da dokunan ipek kumaşlardan yapılmıştır. - Falih Rıfkı Atay

[mecaz]

  • Varlığı ve kişiliği oluşturan nitelik veya malzeme

Birleşik Kelimeler: kumaş mengenesi, Hint kumaşı

KAMIŞ

[isim]

[bitki bilimi]

  • Buğdaygillerden, sulak, nemli yerlerde yetişen, boğumlu, sert gövdesi olan bitkiler (Phragmites australis)

    Bugünlerin birinde kamışların birbirine sürtünmesinden hasıl olan bir yangın gördü. - Halide Edip Adıvar

[sıfat]

  • Bu bitkiden yapılmış

    Kamış sepet.

    Kamış dam.

  • Sıvı içecekleri bardak veya şişeden kolayca içmek için kullanılan ince, plastik boru, pipet

[kaba konuşmada]

  • Erkeklik organı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kamış atmak (veya koymak)

Birleşik Kelimeler: kamış kalem, kamış kemiği, kamışkulak, ararot kamışı, Hint kamışı, su kamışı, şeker kamışı