KONSOLOS ile Oluşan Kelimeler (KONSOLOS Kelime Türetme)
KONSOLOS harflerinden oluşan 15 kelime bulunuyor. KONSOLOS kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Konsolos kelimesinin anlamı nedir? Konsolos ile başlayan kelimeler. Konsolos ile biten kelimeler. İçinde konsolos olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
8 Harfli Kelimeler
KONSOLOS13
6 Harfli Kelimeler
KONSOL9
5 Harfli Kelimeler
KOLON7
4 Harfli Kelimeler
OSLO7, SOLO7, KLON5
3 Harfli Kelimeler
SOS6, ONS5, SOL5, SON5, KOL4, LOK4
2 Harfli Kelimeler
OK3, OL3, ON3
OK
- Yayla atılan, ucunda sivri bir demir bulunan ince ve kısa tahta çubuk
- Yön göstermek amacıyla belli yerlere konulabilen, oka benzer işaret
-
At arabası, kağnı vb. araçlarda koşum hayvanlarının bağlandığı ağaç
Dörtnala koşan bir yük arabasının oku böğrüme çarptı. - Ömer Seyfettin
- Bir dairede bir kirişin ortasında bu kirişi gören yayın ortasına indirilen doğru parçası
Ata Sözleri ve Deyimler
- ok atmak
- ok gibi (yerinden) fırlamak
- ok yaydan (veya yayından) çıkmak
Birleşik Kelimeler: ok meydanı, ok yılanı, suoku
OL
-
O gösterme sıfatı
Dedi gördüm ol habibin anasın - Süleyman Çelebi
- O gösterme zamiri
ON
- Dokuzdan sonra gelen sayının adı
- Bu sayıyı gösteren 10 ve X rakamlarının adı
- Dokuzdan bir artık
Ata Sözleri ve Deyimler
- on defa (veya kere)
- on parmağı boğazında olmak
- on parmağında on hüner (veya marifet) olmak
- on parmağında on kara
Birleşik Kelimeler: onaltılık, on ayaklılar, onbaşı, onbeşli, on binlerce, on binlik, onbiraylık, on birli, ondörtlük, onikiparmak bağırsağı, onikitelli, on milyonluk, on para, onsekiz, beşon, ayın on dördü
KOL
- İnsan vücudunda omuz başından parmak uçlarına kadar uzanan bölüm
-
Giyside vücudun bu bölümünü saran parça
Kara yağız oğlan yalandan gözlerinin yaşını pembe mintanının kollarına siliyordu. - Osman Cemal Kaygılı
- Makinelerde tutup çevirmeye, çekmeye yarayan ağaç veya metal parça
- Koyun, dana, kuzu vb.nde ön ayağın üst bölümü
- Ağaçlarda gövdeden ayrılan kalın dal
- Bazı çalgıların elle tutulan sap bölümü
- Koltuk, divan vb.nin yan tarafında bulunan dayanmaya yarayan parça
-
Bir şeyin ayrıldığı bölümlerden her biri, dal (I), kısım, şube, branş
Türk Dil Kurumunun bilim ve uygulama kolları.
-
Karakol
Lakin böyle kardan yolların örtüldüğü bu gecede, koldan korku yoktu. Rahatça eğlenebilirlerdi. - Refik Halit Karay
-
İş takımı, ekip, grup
Öteki koldaki iki hamlacıdan birisi acınacak bir zayıflıktaydı. - Sait Faik Abasıyanık
-
Kanat
Sağ kol. Sol kol.
-
Dizi, düzen
Yürüyüş kolu.
- Bir halat oluşturan bükülmüş lif demetlerinden her biri
Ata Sözleri ve Deyimler
- kola çıkmak
- kol atmak
- kol gezmek
- kol kanat olmak (veya germek)
- kolları kopmak
- kollarını açmak
- kollarının arasına almak
- kollarını sallaya sallaya gelmek
- kolları sıvamak
- kolu kanadı kırılmak
- koluna girmek
- koluna kuvvet
- kolunda altın bileziği olmak
- kol uzatmak
- kol vermek
- kol vurmak
Birleşik Kelimeler: kolağası, kol ağzı, kol akımı, kol bağı, kolbastı, kolbaşı, kol böreği, kol değirmeni, kol demiri, kol emekçisi, kol kapağı, kol kemiği, kol kola, kol nizamı, kol saati, beşinci kol, çift kol, eğitsel kol, kafakol, karakol, karpuz kol, ön kol, sağkol, sağ kol, takma kol, kolu uzun, cırcır kolu, çengi kolu, dağ kolu, deve kolu, imdat kolu, iş kolu, kantar kolu, kapı kolu, keşif kolu, kumanda kolu, sürgü kolu, tulumba kolu, vites kolu, yay kolu, yürüyüş kolu, zuhuri kolu
LOK (Kelime Kökeni: İngilizce lock)
- Gemileri, farklı iki su düzeyinin birinden öbürüne aşırmak için yapılmış ara havuz
KLON (Kelime Kökeni: İngilizce clone)
- Kopya
ONS (Kelime Kökeni: Fransızca once)
- Genellikle gümüş, altın ve platin gibi kıymetli metallerin veya elmas, yakut gibi değerli taşların kütlelerinin ölçülmesi için kullanılan, Fransa'da 30,59 gr, İngiltere'de 28,349 gr ağırlığında bir ağırlık ölçüsü birimi
SOL
-
Vücutta kalbin bulunduğu tarafta olan, sağ karşıtı
Sol el. Sol kulak.
-
Bu taraftaki yön
Sola dönmek.
- Sosyalizme yakın görüşte olan grup
- Boksta sol yumrukla vuruş
Ata Sözleri ve Deyimler
- sola kaymak
- sol eli beklemek
- sol tarafından kalkmak
- sol yapmak
Birleşik Kelimeler: sol açık, sol bek, sol eğilimli, sol haf, sol iç, sol şerit, solda sıfır, ortanın solu
- Gam dizisinde fa ile la arasındaki ses
- Bu sesi gösteren nota işareti
Birleşik Kelimeler: sol anahtarı
- Peru para birimi
SON
-
Şimdiki zamana en yakın zamandan beri olan veya bu zamanda yapılmış, olmuş olan, ilk karşıtı
Gündüzün son ışıklarıyla beraber sanki odadan eşya da çekiliyordu. - Peyami Safa
-
En arkada bulunan
Son vagon.
-
Artık ondan ötesi veya başkası olmayan
Son atlıkarıncayı Kadırga meydanında birkaç yıl evvel görmüştüm. - Hasan Âli Yücel
- Uç, sınır
-
Olanca
Son kuvvetiyle: Ya Ali! diye bağırdı. - Memduh Şevket Esendal
-
Bir şeyin en arkadan gelen bölümü, bitimi, nihayet, akıbet
Kışın sonu. Bu yolun sonu.
- Ölüm
- Döl eşi
Ata Sözleri ve Deyimler
- sona ermek
- sona kalan dona kalır
- son bulmak
- son kozunu (veya kartını) oynamak
- son noktayı koymak
- son pişmanlık fayda vermez (veya etmez)
- sonu gelmek
- sonu gelmemek
- sonunu almak
- sonunu getirememek
- son vermek
Birleşik Kelimeler: son adam, sonbahar, son birim, son çeyrek, son dakika, son derece, son deyiş, son ek, son görev, son gürlüğü, son hızla, son kânun, son kerte, son nefes, sonnot, son ses, son söz, son teşrin, son turfanda, son ütücü, son vazife, son yolculuk, çeyrek son, yarı son, baştan sona, hafta sonu, harman sonu, satır sonu, süre sonu, vade sonu, önünde sonunda
SOS (Kelime Kökeni: Fransızca sauce)
- Bazı yemeklerin üzerine dökülen, domates, baharat vb. şeylerle yapılan karışım
KOLON (Kelime Kökeni: Fransızca colonne)
-
Sütun
Mermer kolonları, eski heykelleri önüne gelen alıp gitmişti. - Necati Cumalı
- Katlardaki döşemeleri birbirlerine bağlayan düşey boru
Birleşik Kelimeler: ana kolon hattı
- Kalın bağırsağın gödenden önceki bölümü
SOLO (Kelime Kökeni: İtalyanca solo)
- Bir müzik parçasının bir kişi tarafından söylenmesi veya çalınması
Ata Sözleri ve Deyimler
- solo yapmak (veya atmak)
KONSOL (Kelime Kökeni: Fransızca console)
-
Duvar kenarına yerleştirilen, üstüne ayna ve başka süs eşyası konulan, çekmeceli, dolaplı mobilya
Mektupları götürmüş, konsolun üzerine koyuyordu. - Tarık Buğra
-
Yalnız bir yanındaki dayanak tarafından taşınan, diğer bölümleri boşlukta olan yatay yapı ögesi
Konsol kiriş.
Birleşik Kelimeler: konsol saati
KONSOLOS (Kelime Kökeni: Rumca)
-
Yabancı ülkelerde, orada bulunan yurttaşlarının haklarını koruyan, bağlı bulunduğu hükûmete siyasal ve ticari bilgileri veren dış işleri görevlisi, şehbender
Konsolosların her biri bağımsız bir vali gibi davranırdı. - Necati Cumalı
Birleşik Kelimeler: konsoloshane, başkonsolos, fahri konsolos