KONFEKSİYONCU Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
KONFEKSİYONCU harflerini içeren 5 harfli 30 kelime bulunuyor. 5 harfli KONFEKSİYONCU kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
FİNCE14,
EKSİN
- Anyon
EKSİK
-
Bir bölümü olmayan, noksan, natamam
Bu kitap eksik, baş tarafı yok.
- Mükemmel olmayan, kusurlu, muallel, sakat
- Az
-
İhtiyaç duyulan şey
Aynı zamanda, eski dönem edebiyatımızın sohbet ve mülakat türlerinde boşluk olan eksiğini tamamlıyordu. - Ahmet Kabaklı
Ata Sözleri ve Deyimler
- eksik çıkmak
- eksik doğmak
- eksik etmemek
- eksik gelmek
- eksik olma!
- eksik olmamak
- eksik olmasın
- eksik olsun
Birleşik Kelimeler: eksik artık, eksik etek, eksik gedik, tahtası eksik, yuları eksik
KONİK (Kelime Kökeni: Fransızca conique)
-
Koni biçiminde olan veya koni ile ilgili olan, mahruti
Konik yüzey.
-
Tabanı daire biçiminde olan bir koninin bir düzlemle ara kesiti
Çember, elips, hiperbol ve parabol birer koniktir.
KESİN
-
Şüphe ve duraksamaya yer bırakmayan veya geri dönülmeyen, değişmez, mutlak, kati, maktu
Sevmem kesin sözleri, bir kesin söz duydum mu tersine söylemek gelir içimden. - Nurullah Ataç
- Kesinlikle
Ata Sözleri ve Deyimler
- kesin olarak
Birleşik Kelimeler: kesin bilgi, kesin fiyat, kesin kayıt
KESKİ
- Ağaç, taş, metal vb.ni yontmaya yarayan, bir ucu keskin çelik araç
- Demir ve sac kesmek için üzerine çekiçle vurularak yürütülen keskin araç, tırnak
- Pulluk gövdesi önüne takılan ve toprağı kesip ayıran, bıçak veya disk biçiminde çelikten yapılmış pulluk parçası
KESİK
-
Kesilmiş olan, maktu
Biri saçları kesik, gözleri ayrık, dişleri dökük fakat çok dinç ve güzel bir nineydi. - Halide Edip Adıvar
-
Kesilerek bozulmuş olan
Kesik süt.
- Kısa
- Çökelek
-
Gazete, dergi vb.nden kesilmiş yazı, kupür
İçinde bir gazete kesiği var. - Falih Rıfkı Atay
-
Kesilmiş olan yer
Parmağındaki kesikler.
-
Aralıklı
Derinlerden gelen kesik düdük sesleri arasında, evimin ve çocuklarımın çığlığını yakalamak için bir hayli uğraştım. - Necip Fazıl Kısakürek
- Takım kadrosuna alınmamış (oyuncu)
- Parası olmayan
- Tutkun, hayran
- Tarla, bağ ve bahçe çevresine açılan hendek
Birleşik Kelimeler: kesik hava, kesik kelime, kesik Kerem, kesik kesik, kesik koni, kesik piramit, kesik prizma, kulağı kesik
SKİNK (Kelime Kökeni: İngilizce skink)
- Skinkgillerden, çöl bölgelerinde, kurak bölgelerde yaşayan bir tür sürüngen (Scincus)
SİNEK
- Çift kanatlılardan, birtakım uçucu böceklerin genel adı
- İskambil kâğıtlarının siyah renkte yoncayı andıranı, ispati
Ata Sözleri ve Deyimler
- sinek avlamak
- sinek küçüktür ama mide bulandırır
- sinekten yağ çıkarmak (veya çıkartmak)
Birleşik Kelimeler: sinek ağırlık, sinekkapan, sinekkaydı, sinek kuşu, sinek mantarı, sineksavar, sinek sıklet, sinekyutan, beyazsinek, karasinek, piçsinek, sivrisinek, at sineği, cız sineği, et sineği, ev sineği, kurt sineği, kül rengi et sineği, meyve sineği, sığır sineği, sirke sineği, su sineği, uyuz sineği, zeytin sineği
SİKKE (Kelime Kökeni: Arapça sikke)
- Madenî para
- Madenî paralara vurulan damga
- Hayvanları bağlamak için yere çakılan demir veya ağaç kazık
-
Mevlevi dervişlerinin giydikleri yüksek ve tepesi düz keçe külah
Onun peşi sıra, hepsi de babamın eski müridi olan altı derviş göründü; sikkeler, tennureler, destegüller kuşanmış olarak. - Elif Şafak
KONUK
-
Bir yere veya birinin evine kısa bir süre kalmak için gelen kimse, misafir, mihman
Şatoda yaşayanlarla konuklar, buralarda, topluca yıkanırlarmış. - Salâh Birsel
- Konakçının üzerindeki asalak
Ata Sözleri ve Deyimler
- konuğu olmak
- konuk etmek
- konuk gelmek
- konuk olmak
Birleşik Kelimeler: konukevi, konuk köşesi, konuk sanatçı, konuksever, şeref konuğu
ONİKS (Kelime Kökeni: Fransızca onyx)
- Balgam taşı
YENİK
-
Yenmiş, aşınmış
Önümüzde sakat ve her tarafı yenik masacıklar duruyor. - Refik Halit Karay
-
Bir hayvanın veya böceğin bir şeyi yiyerek o şeyde bıraktığı iz
Boynunda pire yenikleri vardı. - Sait Faik Abasıyanık
Birleşik Kelimeler: bityeniği, bit yeniği, güve yeniği, kurtyeniği, kurt yeniği
- Savaş veya yarışmada yenilmiş, mağlup
Ata Sözleri ve Deyimler
- yenik düşmek
- yenik saymak
SİYEK
- Sidik torbasından başlayarak dışarıya kadar uzanan sidik yolunun son bölümü, üretra
YEKÛN (Kelime Kökeni: Arapça yekūn)
-
Toplam
Etraftaki hurmalıkta oturan taşralı halkın yekûnu da dört, beş bin kişiyi bulur. - Falih Rıfkı Atay
Ata Sözleri ve Deyimler
- yekûn çekmek
Birleşik Kelimeler: ceman yekûn, topyekûn
KOYUN
- Geviş getirenlerden, eti, sütü, yapağısı ve derisi için yetiştirilen evcil hayvan (Ovis aries)
- Verilen buyruklara uyan, kendi kişiliğini gösteremeyen kimse
Ata Sözleri ve Deyimler
- koyun can derdinde, kasap yağ derdinde
- koyun gibi
- koyun kaval dinler gibi dinlemek
- koyunun bulunmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derler
Birleşik Kelimeler: koyun bakışlı, koyun baklası, koyun dede, koyun eti, koyungöbeği, koyungözü, koyun mantarı, koyunyünü, kıvırcık koyun, Asya koyunu, bozkır koyunu, merinos koyunu, yaban koyunu
-
Kollar arası, kucak
Ninem bizde bulunduğu zamanlar onun koynundan başka bir yerde yattığımı hiç bilmem. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
-
Göğüsle giysi arası
Kesesini koynunda taşır.
-
Koruyucu, şefkatli çevre
Hepimiz bu yurdun koynunda yetiştik.
Ata Sözleri ve Deyimler
- koynuna almak
- koynuna girmek
- koynunda yılan beslemek
Birleşik Kelimeler: koyun koyuna, koyun otu, yüzükoyun