KONFEKSİYON Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

KONFEKSİYON harflerini içeren 5 harfli 21 kelime bulunuyor. 5 harfli KONFEKSİYON kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Konfeksiyon ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Konfeksiyon olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

KEYFİ13, KEYİF13, NEFİY13, SİFON13, FİSKE12, KESİF12, NEFİS12, FENİK11, FENNİ11, SİYEK8, ONİKS7, YENİK7, EKSİN6, EKSİK6, KONİK6, KESİN6, KESKİ6, KESİK6, SKİNK6, SİNEK6, SİKKE6

EKSİN

[isim]

[kimya]

  • Anyon

EKSİK

[sıfat]

  • Bir bölümü olmayan, noksan, natamam

    Bu kitap eksik, baş tarafı yok.

  • Mükemmel olmayan, kusurlu, muallel, sakat
  • Az

[isim]

  • İhtiyaç duyulan şey

    Aynı zamanda, eski dönem edebiyatımızın sohbet ve mülakat türlerinde boşluk olan eksiğini tamamlıyordu. - Ahmet Kabaklı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • eksik çıkmak
  • eksik doğmak
  • eksik etmemek
  • eksik gelmek
  • eksik olma!
  • eksik olmamak
  • eksik olmasın
  • eksik olsun

Birleşik Kelimeler: eksik artık, eksik etek, eksik gedik, tahtası eksik, yuları eksik

KONİK (Kelime Kökeni: Fransızca conique)

[sıfat]

  • Koni biçiminde olan veya koni ile ilgili olan, mahruti

    Konik yüzey.

[isim]

[matematik]

  • Tabanı daire biçiminde olan bir koninin bir düzlemle ara kesiti

    Çember, elips, hiperbol ve parabol birer koniktir.

KESİN

[sıfat]

  • Şüphe ve duraksamaya yer bırakmayan veya geri dönülmeyen, değişmez, mutlak, kati, maktu

    Sevmem kesin sözleri, bir kesin söz duydum mu tersine söylemek gelir içimden. - Nurullah Ataç

[zarf]

  • Kesinlikle

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kesin olarak

Birleşik Kelimeler: kesin bilgi, kesin fiyat, kesin kayıt

KESKİ

[isim]

  • Ağaç, taş, metal vb.ni yontmaya yarayan, bir ucu keskin çelik araç
  • Demir ve sac kesmek için üzerine çekiçle vurularak yürütülen keskin araç, tırnak
  • Pulluk gövdesi önüne takılan ve toprağı kesip ayıran, bıçak veya disk biçiminde çelikten yapılmış pulluk parçası

KESİK

[sıfat]

  • Kesilmiş olan, maktu

    Biri saçları kesik, gözleri ayrık, dişleri dökük fakat çok dinç ve güzel bir nineydi. - Halide Edip Adıvar

  • Kesilerek bozulmuş olan

    Kesik süt.

  • Kısa

[isim]

  • Çökelek

[isim]

  • Gazete, dergi vb.nden kesilmiş yazı, kupür

    İçinde bir gazete kesiği var. - Falih Rıfkı Atay

[isim]

  • Kesilmiş olan yer

    Parmağındaki kesikler.

  • Aralıklı

    Derinlerden gelen kesik düdük sesleri arasında, evimin ve çocuklarımın çığlığını yakalamak için bir hayli uğraştım. - Necip Fazıl Kısakürek

[spor]

  • Takım kadrosuna alınmamış (oyuncu)

[argo]

  • Parası olmayan

[argo]

  • Tutkun, hayran

[isim]

[halk ağzında]

  • Tarla, bağ ve bahçe çevresine açılan hendek

Birleşik Kelimeler: kesik hava, kesik kelime, kesik Kerem, kesik kesik, kesik koni, kesik piramit, kesik prizma, kulağı kesik

SKİNK (Kelime Kökeni: İngilizce skink)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Skinkgillerden, çöl bölgelerinde, kurak bölgelerde yaşayan bir tür sürüngen (Scincus)

SİNEK

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Çift kanatlılardan, birtakım uçucu böceklerin genel adı
  • İskambil kâğıtlarının siyah renkte yoncayı andıranı, ispati

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sinek avlamak
  • sinek küçüktür ama mide bulandırır
  • sinekten yağ çıkarmak (veya çıkartmak)

Birleşik Kelimeler: sinek ağırlık, sinekkapan, sinekkaydı, sinek kuşu, sinek mantarı, sineksavar, sinek sıklet, sinekyutan, beyazsinek, karasinek, piçsinek, sivrisinek, at sineği, cız sineği, et sineği, ev sineği, kurt sineği, kül rengi et sineği, meyve sineği, sığır sineği, sirke sineği, su sineği, uyuz sineği, zeytin sineği

SİKKE (Kelime Kökeni: Arapça sikke)

[isim]

[eskimiş]

  • Madenî para
  • Madenî paralara vurulan damga

[isim]

[halk ağzında]

  • Hayvanları bağlamak için yere çakılan demir veya ağaç kazık

[isim]

  • Mevlevi dervişlerinin giydikleri yüksek ve tepesi düz keçe külah

    Onun peşi sıra, hepsi de babamın eski müridi olan altı derviş göründü; sikkeler, tennureler, destegüller kuşanmış olarak. - Elif Şafak

ONİKS (Kelime Kökeni: Fransızca onyx)

[isim]

  • Balgam taşı

YENİK

[sıfat]

  • Yenmiş, aşınmış

    Önümüzde sakat ve her tarafı yenik masacıklar duruyor. - Refik Halit Karay

[isim]

  • Bir hayvanın veya böceğin bir şeyi yiyerek o şeyde bıraktığı iz

    Boynunda pire yenikleri vardı. - Sait Faik Abasıyanık

Birleşik Kelimeler: bityeniği, bit yeniği, güve yeniği, kurtyeniği, kurt yeniği

[sıfat]

  • Savaş veya yarışmada yenilmiş, mağlup

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yenik düşmek
  • yenik saymak

SİYEK

[isim]

[anatomi]

  • Sidik torbasından başlayarak dışarıya kadar uzanan sidik yolunun son bölümü, üretra

FENİK (Kelime Kökeni: Almanca Pfennig)

[isim]

[eskimiş]

  • Alman markının yüzde biri

    Ömrü boyunca fenik bahşiş almamış postacı, adamın aklını oynatmış olmasından korktu. - Haldun Taner

[mecaz]

  • Çok az para

Birleşik Kelimeler: asit fenik

FENNÎ (Kelime Kökeni: Arapça fennī)

[sıfat]

  • Fenle ilgili

    Bu fennî ihmal yüzünden Hacer'in çocuğu ziyan oldu. - Nazım Hikmet

  • Bilimsel yöntemlere, tekniğe uygun biçimde yapılan
  • Usulüne göre iş gören

    Fennî sünnetçi.

Birleşik Kelimeler: fennî muayene

FİSKE (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

  • Parmak uçlarıyla yapılan hafif vuruş

    Başının altından yastığı çektim ve yüzüne fiskeler hâlinde su serptim. - Peyami Safa

[sıfat]

  • İki parmak ucu ile tutulabilen miktarda olan

    Yeniden dolan bardağa, bizim dost bir fiske kül daha attı. - Çetin Altan

  • İnsan derisinde herhangi bir sebeple ortaya çıkan ufak ve içi su dolu kabartı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • fiske fiske kabarmak (veya olmak)
  • fiske kondurmamak (veya dokundurmamak)