KONARGÖÇER Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
KONARGÖÇER harflerini içeren 5 harfli 21 kelime bulunuyor. 5 harfli KONARGÖÇER kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
GÖKÇE18,
ERKÂN (Kelime Kökeni: Arapça erkān)
-
Bir topluluğun ileri gelenleri, büyükler, üstler
Yüksek sınıf mahalle erkânını da konaklarına uğrayıp meseleden haberdar eder. - Refik Halit Karay
-
Yol, yöntem
Onun arkasına bu yolda, bu erkânda gelmiş geçmiş ustalar, pirler vardı. - Ömer Seyfettin
- General veya amiral aşamasındaki askerler
Ata Sözleri ve Deyimler
- erkân göstermek
Birleşik Kelimeler: erkânıharbiyeiumumiye, erkânıharp, erkân kürkü, erkân minderi, adap erkân, yol erkân, hükûmet erkânı, çarıklı erkânıharp
EKRAN (Kelime Kökeni: Fransızca écran)
- Üzerine bir cismin ışık yoluyla görüntüsü düşürülen, saydam olmayan düz yüzey, görüntülük
- Beyaz perde, görüntülük
- Televizyon camı, görüntülük
Birleşik Kelimeler: ekran koruyucu, sayfa ekran
KARNE (Kelime Kökeni: Fransızca carnet)
- Öğrencilere dönem sonlarında okul yönetimleri tarafından verilen ve her dersin başarı durumu ile devam, sağlık, yetenek ve genel gidiş durumlarını gösteren belge
-
Kişilerin bir haktan yararlanmaları için bir kuruluş tarafından verilen belge
Ekmek karnesi. Vapur karnesi.
Birleşik Kelimeler: çalışma karnesi, sağlık karnesi
KENAR (Kelime Kökeni: Farsça kenār)
-
Bir şeyin, bir yerin bitiş kısmı veya yakını, kıyı, yaka
O sırada karşı taraçadaki kadın elinde pirinç tası olduğu hâlde taraçanın kenarına kadar geldi. - Orhan Veli Kanık
- Bir şeyi çevreleyen çizgi
-
Pervaz, çizgi, antika, baskı vb. çevre süsleri
Bu mendilin kenarı ötekinden daha sade.
-
Merkezden uzak olan, kuytu, ıssız, sapa, tenha yer
Ağır, ihtiyar misafirler kenarda bir odadan çıktılar. - Memduh Şevket Esendal
- Yan
-
Bir biçimi sınırlayan çizgilerden her biri
Bir üçgenin kenarları.
Ata Sözleri ve Deyimler
- kenar (veya kenarını) bastırmak
- kenara atmak
- kenara çekilmek
- kenarda kalmak
- kenar gezmek
- kenarın dilberi nazik de olsa nazenin olmaz
Birleşik Kelimeler: kenar atışı, kenar bobini, kenar mahalle, kenarortay, kenar semt, kenar suyu, kenarda köşede, kenarın dilberi, çeşitkenar, derkenar, dörtkenar, eşkenar, ikizkenar, paralelkenar
KORNA (Kelime Kökeni: İtalyanca corna)
-
Motorlu taşıtlarda, bisikletlerde sesle işaret vermek için kullanılan ve içinden hava geçirilerek çalınan boru, klakson
Saat on iki olur olmaz, apartmanın önünde kornayı öttürdüm. - Aka Gündüz
NOKRA (Kelime Kökeni: Arapça nuḳra)
- Büveleğin sebep olduğu, genellikle davar ve sığırlarda, seyrek olarak insanlarda rastlanan, ortası delik şişkinliklerle tanınan hastalık
RAKOR (Kelime Kökeni: Fransızca raccord)
- Sıhhi tesisatta iki boruyu döndürmeden birbirine bağlanmasını sağlayan bağlantı parçası
Birleşik Kelimeler: rakorlu musluk
REKOR (Kelime Kökeni: Fransızca record)
- Bir spor dalında erişilmiş derecelerin en üstünü
- Daha önce elde edilmemiş olan sonucu aşan yeni sonuç
Ata Sözleri ve Deyimler
- rekor kırmak
ÇAKER (Kelime Kökeni: Farsça çāker)
-
Kul, köle, cariye, yanaşma
Ayağınızın türabıyım, çakeriniz, efendimizi dünyada bırakmam. - Memduh Şevket Esendal
ÇORAK
-
Verimli olmayan (toprak)
Biz geçtiğimiz zamanlar Sina Çölü, Peygamber Musa'nın geçtiği zaman kadar ıssız, boş, kuru ve çoraktı. - Falih Rıfkı Atay
- Acı (su)
-
Verimsiz, kısır
Hayatımın en acı, en yaslı ve çorak zamanları başlamış oldu. - Tarık Buğra
- Toprak damlara çekilen, su geçirmeyen killi toprak
- Bazı toprakların yüzünde beyaz bir katman durumunda toplanan ve eskiden barut yapmakta kullanılan potaslı, sutlu tuz
GRENA (Kelime Kökeni: Fransızca grenat)
- Nar çiçeği renginde bir süs taşı
- Alüminyum silikat ile kalsiyum, magnezyum, demir, manganez vb. madenlerden birinin birleşmesinden oluşmuş çeşitli renkteki mineral
KOÇAN
- Marul, lahana vb. sebzelerde yaprakların çıktığı sert gövde
- Mısırın tanelerini taşıyan, üzeri yaprakla sarılı, püsküllü meyvesi
- Mısırın taneleri atıldıktan sonra kalan sert bölüm
-
Defter biçimindeki makbuz ve biletlerin zımbalı bölümü koparıldıktan sonra cilde bağlı kalan parçası
Makbuz koçanı.
-
Belge, izin belgesi
Kafa koçanı.
-
Tapu senedi
Cebinde de otuz dönümlük bir tütün koçanı vardı. - Necati Cumalı
Ata Sözleri ve Deyimler
- koçan bağlamak
Birleşik Kelimeler: dip koçanı, kafa koçanı
ARGON (Kelime Kökeni: Fransızca argon)
- Atom numarası 18, atom ağırlığı 39,9 olan, havada % 1 oranında bulunan, rengi, kokusu ve tadı olmayan bir element (simgesi Ar)
KARGO (Kelime Kökeni: Fransızca cargo)
- Yük taşıyan uçak veya gemi
- Uçak, gemi vb. bir taşıtla taşınan eşya, yük
- Bir yerden bir yere yük veya posta taşıyan şirket
- Bu şirketin taşıdığı yük veya posta
ORGAN (Kelime Kökeni: Fransızca organe)
-
Vücudun, belirli bir görev yapan ve sınırları kesin olarak belirlenmiş bölümü, örgen, uzuv
Bütün iç organlarım burkulur gibi oldu. - Necati Cumalı
-
Bir görevi, bir işi yerine getirmekle yükümlü kuruluş
Devlet organları.
Birleşik Kelimeler: organ aktarımı, organ mafyası, organ nakli, dişi organ, erkek organ, boşaltım organı, dişilik organı, erkeklik organı, koku alma organı, tat alma organı, yasama organı, yayın organı, ses organları, sindirim organları, telaffuz organları, üreme organları, yargı organları