KOLPOCU ile Oluşan Kelimeler (KOLPOCU Kelime Türetme)
KOLPOCU harflerinden oluşan 19 kelime bulunuyor. KOLPOCU kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Kolpocu kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.
7 Harfli Kelimeler
KOLPOCU17
5 Harfli Kelimeler
KOLPO11, KOLCU10
4 Harfli Kelimeler
POLO10, KULP9, OKUL6, OLUK6
3 Harfli Kelimeler
COP11, CUP11, KUP8, LUP8, LOP8, PUL8, CUK7, KOL4, KUL4, LOK4
2 Harfli Kelimeler
OK3, OL3
OK
- Yayla atılan, ucunda sivri bir demir bulunan ince ve kısa tahta çubuk
- Yön göstermek amacıyla belli yerlere konulabilen, oka benzer işaret
-
At arabası, kağnı vb. araçlarda koşum hayvanlarının bağlandığı ağaç
Dörtnala koşan bir yük arabasının oku böğrüme çarptı. - Ömer Seyfettin
- Bir dairede bir kirişin ortasında bu kirişi gören yayın ortasına indirilen doğru parçası
Ata Sözleri ve Deyimler
- ok atmak
- ok gibi (yerinden) fırlamak
- ok yaydan (veya yayından) çıkmak
Birleşik Kelimeler: ok meydanı, ok yılanı, suoku
OL
-
O gösterme sıfatı
Dedi gördüm ol habibin anasın - Süleyman Çelebi
- O gösterme zamiri
KOL
- İnsan vücudunda omuz başından parmak uçlarına kadar uzanan bölüm
-
Giyside vücudun bu bölümünü saran parça
Kara yağız oğlan yalandan gözlerinin yaşını pembe mintanının kollarına siliyordu. - Osman Cemal Kaygılı
- Makinelerde tutup çevirmeye, çekmeye yarayan ağaç veya metal parça
- Koyun, dana, kuzu vb.nde ön ayağın üst bölümü
- Ağaçlarda gövdeden ayrılan kalın dal
- Bazı çalgıların elle tutulan sap bölümü
- Koltuk, divan vb.nin yan tarafında bulunan dayanmaya yarayan parça
-
Bir şeyin ayrıldığı bölümlerden her biri, dal (I), kısım, şube, branş
Türk Dil Kurumunun bilim ve uygulama kolları.
-
Karakol
Lakin böyle kardan yolların örtüldüğü bu gecede, koldan korku yoktu. Rahatça eğlenebilirlerdi. - Refik Halit Karay
-
İş takımı, ekip, grup
Öteki koldaki iki hamlacıdan birisi acınacak bir zayıflıktaydı. - Sait Faik Abasıyanık
-
Kanat
Sağ kol. Sol kol.
-
Dizi, düzen
Yürüyüş kolu.
- Bir halat oluşturan bükülmüş lif demetlerinden her biri
Ata Sözleri ve Deyimler
- kola çıkmak
- kol atmak
- kol gezmek
- kol kanat olmak (veya germek)
- kolları kopmak
- kollarını açmak
- kollarının arasına almak
- kollarını sallaya sallaya gelmek
- kolları sıvamak
- kolu kanadı kırılmak
- koluna girmek
- koluna kuvvet
- kolunda altın bileziği olmak
- kol uzatmak
- kol vermek
- kol vurmak
Birleşik Kelimeler: kolağası, kol ağzı, kol akımı, kol bağı, kolbastı, kolbaşı, kol böreği, kol değirmeni, kol demiri, kol emekçisi, kol kapağı, kol kemiği, kol kola, kol nizamı, kol saati, beşinci kol, çift kol, eğitsel kol, kafakol, karakol, karpuz kol, ön kol, sağkol, sağ kol, takma kol, kolu uzun, cırcır kolu, çengi kolu, dağ kolu, deve kolu, imdat kolu, iş kolu, kantar kolu, kapı kolu, keşif kolu, kumanda kolu, sürgü kolu, tulumba kolu, vites kolu, yay kolu, yürüyüş kolu, zuhuri kolu
KUL
-
Tanrı'ya göre insan
Kul ile Tanrı'nın arasına girilmez.
-
Köle
Kendisi kabilenin beyinin kullarından birinin kızıydı. - Halide Edip Adıvar
- Karavaş
Ata Sözleri ve Deyimler
- kula kul olmak
- kul etmek
- kul köle olmak
- kul kusursuz olmaz
- kul olmak
- kul sıkışmayınca (veya daralmayınca veya bunalmayınca) Hızır yetişmez
- kulunuz
Birleşik Kelimeler: kul cinsi, kul hakkı, kul kâhyası, kul kethüdası, kul oğlanı, kuloğlu, kul taksimi, kul yapısı, buyruk kulu, emir kulu, kapı kulu
LOK (Kelime Kökeni: İngilizce lock)
- Gemileri, farklı iki su düzeyinin birinden öbürüne aşırmak için yapılmış ara havuz
OKUL
-
Her türlü eğitim ve öğretimin toplu olarak yapıldığı yer, mektep
Ayça okulla ilgili bir şeyler anlatıyor, yarım yamalak duyuyorum. - Ahmet Ümit
-
Bir okuldaki öğrenci ve görevlilerin bütünü
Okul dağıldı.
- Ekol
Ata Sözleri ve Deyimler
- okuldan ayrılmak
- okulu asmak (veya kırmak)
Birleşik Kelimeler: okul çocuğu, okul kaçağı, okul kooperatifi, okul öncesi, okul sonrası, okullar arası, etkin okul, ilkokul, kardeş okul, karma okul, ortaokul, özel okul, teknik okul, yüksekokul, anaokulu, halk okulu, harp okulu, hayat okulu, sanat okulu, şoför okulu, yatılı bölge okulu, yaz okulu
OLUK
-
Bir şeyin akmasına yarayan üst yanı açık boru
Değirmen oluğu.
-
Yağmur sularını damların kenarlarına toplayıp akıtan yatay konumlu, genellikle çinko boru
Oluklardan kol gibi buzlar sarkıyordu. - Tarık Buğra
- Bir şeyin üzerinde oyulmuş yol
Ata Sözleri ve Deyimler
- oluk gibi akmak
Birleşik Kelimeler: oluk oluk
CUK
- "Tam yerine denk gelmek, uygun gelmek, yakışmak" anlamlarındaki cuk oturmak deyiminde geçen bir söz
KUP (Kelime Kökeni: Fransızca coupe)
- Giysi kesimi, kesimle verilen biçim
- Dondurma ve sütlü tatlıların konulduğu kap
LUP (Kelime Kökeni: Fransızca loupe)
-
Bir tür büyüteç
Sol gözüne lupunu iliştirmiş, beyaz taş yüzüğü, bir türlü elinden bırakamıyordu. - Cahit Uçuk
LOP
-
Yumuşak, yuvarlak ve irice
Lop et.
Birleşik Kelimeler: lop et, lop incir, lop lop, lop yumurta
-
Bir organın yuvarlak ve birbirinden ayrılmış parçalarından her biri
Sağ akciğerde üç, soldakinde iki lop vardır.
PUL (Kelime Kökeni: Farsça pūl)
-
Posta parası karşılığı mektup zarfı, kartpostallara ve damga resmine karşılık kâğıtlara yapıştırılan, basılı küçük kâğıt parçası
Mektuplarına kendi pullarını yapıştırırlar, kendi memurlarıyla sevk ederlerdi. - Falih Rıfkı Atay
-
Bazı giysilerde süs olarak kullanılan parlak, incecik, genellikle metal levhacık
Arkasında bir omzu tamamıyla açık, altın pul işlemeli bir akşam tuvaleti vardı. - Halide Edip Adıvar
- Tavla oyununda kullanılan, plastik, tahta vb.nden yapılmış yassı yuvarlak levhacık
- Vida, cıvata vb. şeylerin boynuna geçirilen, ortası delik metal levhacık
- Propaganda amacıyla kullanılan yazılı küçük kâğıt
- Küçük ve ince tabakacıklar
- Üzerinde bulunduğu organa yapışık, biçim ve yapıca çok basit yaprakların her biri
-
Balıkların, sürüngenlerin ve bazı kuşlarla memelilerin vücudunu kaplayan boynuzsu, sert levhacık
Bir adamla minimini bir kız çocuğu elleri balık pulu içinde balık avlıyordu. - Sait Faik Abasıyanık
- Akçeden küçük metal para
Ata Sözleri ve Deyimler
- pula dönmek
- pul tutmak
Birleşik Kelimeler: pul biber, pul kanatlılar, pul koleksiyoncusu, pul koleksiyonculuğu, pul pul, pul şişe, para pul, damga pulu, denetim pulu, evren pulu, posta pulu, taksa pulu
KULP (Kelime Kökeni: Rumca)
-
Kazan, tencere, fincan, dolap, altın vb.nin tutulacak yeri
Heybeden çıkardığı kulpu kopuk küçük bir teneke maşrapa ile su getirdi. - Osman Cemal Kaygılı
- Uydurma sebep, bahane
Ata Sözleri ve Deyimler
- kulp takmak
- kulpunu bulmak
Birleşik Kelimeler: sepetkulpu
- Diyarbakır iline bağlı ilçelerden biri
KOLCU
-
Bir şeyi korumak için bekleyen veya kol gezen görevli, muhafız
Eski omuzdaşları gibi ne kahve ne kuşçu dükkânı açmaya ne kolcu yazılmaya ne de gazete müvezziliğine tenezzül etti. - Ömer Seyfettin
-
Hizmetçilere çalışacak ev bulan kimse
Kolcuya hizmetçi ısmarladık.
Birleşik Kelimeler: gümrük kolcusu, kaldırma kolcusu, reji kolcusu
POLO (Kelime Kökeni: İngilizce polo)
- At üzerinde sopayla oynanan bir tür top oyunu, çevgen