KOLEKSİYONCU Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

KOLEKSİYONCU harflerini içeren 5 harfli 43 kelime bulunuyor. 5 harfli KOLEKSİYONCU kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Koleksiyoncu ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Koleksiyoncu olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

YOLCU12, SOLCU11, KOLCU10, SOYLU10, YOSUN10, KOYUN9, YOLUK9, ELCİK8, KOLSU8, KOLYE8, NİCEL8, SİYEK8, SONLU8, SOLUK8, YEKUN8, KOLON7, KONUK7, KULİS7, OKLUK7, ONLUK7, ONİKS7, YELİN7, YENİK7, YENLİ7, ESKİL6, EKSİN6, EKSİK6, KONİK6, KOLİK6, KESİN6, KESKİ6, KESİK6, NESİL6, OLEİN6, OLEİK6, SKİNK6, SİNLE6, SİNEK6, SİKKE6, SEKİL6, KELİK5, LİKEN5, NİKEL5

KELİK

[isim]

[halk ağzında]

  • Eski ayakkabı

LİKEN (Kelime Kökeni: Yunanca)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Bir mantarla bir su yosununun ortak yaşamasıyla ortaya çıkan bitkilerin genel adı

[tıp]

  • Kaşındırıcı bir deri hastalığı

Birleşik Kelimeler: liken bilimi

NİKEL (Kelime Kökeni: Fransızca nickel)

[isim]

[kimya]

  • Atom numarası 28, atom ağırlığı 58,71, yoğunluğu 8,9 olan, gümüş parlaklığında, demir sertliğinde, kolay işlenebilen ve kolayca tel durumuna getirilebilen bir element (simgesi Ni)

Birleşik Kelimeler: nikel kaplama

ESKİL

[isim]

  • Aksaray iline bağlı ilçelerden biri

EKSİN

[isim]

[kimya]

  • Anyon

EKSİK

[sıfat]

  • Bir bölümü olmayan, noksan, natamam

    Bu kitap eksik, baş tarafı yok.

  • Mükemmel olmayan, kusurlu, muallel, sakat
  • Az

[isim]

  • İhtiyaç duyulan şey

    Aynı zamanda, eski dönem edebiyatımızın sohbet ve mülakat türlerinde boşluk olan eksiğini tamamlıyordu. - Ahmet Kabaklı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • eksik çıkmak
  • eksik doğmak
  • eksik etmemek
  • eksik gelmek
  • eksik olma!
  • eksik olmamak
  • eksik olmasın
  • eksik olsun

Birleşik Kelimeler: eksik artık, eksik etek, eksik gedik, tahtası eksik, yuları eksik

KONİK (Kelime Kökeni: Fransızca conique)

[sıfat]

  • Koni biçiminde olan veya koni ile ilgili olan, mahruti

    Konik yüzey.

[isim]

[matematik]

  • Tabanı daire biçiminde olan bir koninin bir düzlemle ara kesiti

    Çember, elips, hiperbol ve parabol birer koniktir.

KOLİK (Kelime Kökeni: Fransızca colique)

[isim]

[tıp]

  • Bağırsak, böbrek gibi içi boş organlarda aralıklı duyulan güçlü sancı

KESİN

[sıfat]

  • Şüphe ve duraksamaya yer bırakmayan veya geri dönülmeyen, değişmez, mutlak, kati, maktu

    Sevmem kesin sözleri, bir kesin söz duydum mu tersine söylemek gelir içimden. - Nurullah Ataç

[zarf]

  • Kesinlikle

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kesin olarak

Birleşik Kelimeler: kesin bilgi, kesin fiyat, kesin kayıt

KESKİ

[isim]

  • Ağaç, taş, metal vb.ni yontmaya yarayan, bir ucu keskin çelik araç
  • Demir ve sac kesmek için üzerine çekiçle vurularak yürütülen keskin araç, tırnak
  • Pulluk gövdesi önüne takılan ve toprağı kesip ayıran, bıçak veya disk biçiminde çelikten yapılmış pulluk parçası

KESİK

[sıfat]

  • Kesilmiş olan, maktu

    Biri saçları kesik, gözleri ayrık, dişleri dökük fakat çok dinç ve güzel bir nineydi. - Halide Edip Adıvar

  • Kesilerek bozulmuş olan

    Kesik süt.

  • Kısa

[isim]

  • Çökelek

[isim]

  • Gazete, dergi vb.nden kesilmiş yazı, kupür

    İçinde bir gazete kesiği var. - Falih Rıfkı Atay

[isim]

  • Kesilmiş olan yer

    Parmağındaki kesikler.

  • Aralıklı

    Derinlerden gelen kesik düdük sesleri arasında, evimin ve çocuklarımın çığlığını yakalamak için bir hayli uğraştım. - Necip Fazıl Kısakürek

[spor]

  • Takım kadrosuna alınmamış (oyuncu)

[argo]

  • Parası olmayan

[argo]

  • Tutkun, hayran

[isim]

[halk ağzında]

  • Tarla, bağ ve bahçe çevresine açılan hendek

Birleşik Kelimeler: kesik hava, kesik kelime, kesik Kerem, kesik kesik, kesik koni, kesik piramit, kesik prizma, kulağı kesik

NESİL (Kelime Kökeni: Arapça nesl)

[isim]

[toplum bilimi]

  • Kuşak

    Her şeyde olduğu gibi her nesilden birkaç kişi bu umumi mazhariyetin üstüne çıkar. - Ahmet Hamdi Tanpınar

  • Hayvanlarda döl

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nesli tükenmek

Birleşik Kelimeler: nesilden nesile, aslı nesli

OLEİN (Kelime Kökeni: Fransızca oléine)

[isim]

[kimya]

  • Sıvı yağlarda ve margarinlerde bulunan oleik asidin bir esteri

OLEİK (Kelime Kökeni: Fransızca oléique)

[isim]

[kimya]

  • Oleik asit

Birleşik Kelimeler: oleik asit

SKİNK (Kelime Kökeni: İngilizce skink)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Skinkgillerden, çöl bölgelerinde, kurak bölgelerde yaşayan bir tür sürüngen (Scincus)