KOKULANDIRMAK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

KOKULANDIRMAK harflerini içeren 6 harfli 98 kelime bulunuyor. 6 harfli KOKULANDIRMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

DOKUMA11, DONMAK10, DONAMA10, DOLMAK10, DOLAMA10, DURMAK10, DAMALI10, MUNDAR10, ODALIK10, ADAKLI9, AKDARI9, DALMAK9, DARLIK9, KORUMA9, KURADA9, KUNDAK9, KUMALI9, KROMLU9, LONDRA9, LUANDA9, MORULA9, MORLUK9, MANDAR9, MANDAL9, NAMDAR9, ORADAN9, OKUNMA9, OKUMAK9, ONULMA9, ONARIM9, OLUNMA9, ROMALI9, ARINMA8, ARMALI8, ANIRMA8, ANILMA8, ANAMUR8, ALINMA8, AMALIK8, IKLAMA8, IRAMAK8, KOKMAK8, KONKUR8, KONMAK8, KORKMA8, KORLUK8, KIRMAK8, KURALI8, KURAMA8, KURMAK8, KUMRAL8, KIRKMA8, KARMIK8, KARIMA8, KAKIMA8, KADRAN8, KAMALI8, KALOMA8, KINAMA8, KILMAK8, MUKAAR8, MURANA8, MANALI8, NUMARA8, NORMAL8, ORANLI8, OKRAMA8, OKKALI8, OKLAMA8, ONARMA8, ONAMAK8, RULMAN8, ULAMAK8, UNLAMA8, ULANMA8, ARKALI7, ANORAK7, ARALIK7, ARAKLI7, ANALIK7, ALAKOK7, KORKAK7, KIRNAK7, KANMAK7, KARMAK7, KARLUK7, KARLIK7, KARALI7, KAKLIK7, KAKMAK7, KALKIK7, KALKMA7, KALMAK7, MALKAR7, MARKKA7, ORANLA7, OLANAK7, KALKAN6

KALKAN

[isim]

  • Ok, kılıç vb.nden korunmak için savaşçıların kullandığı korunmalık
  • Toplum olaylarında güvenlik görevlilerinin çeşitli saldırı araçlarından kendilerini ve başkalarını korumak için kullandıkları, özel olarak yapılmış korumalık

[mecaz]

  • Koruyucu

    Akbabanın kanatlarından başka kalkanı yoktu galiba. - Yusuf Ziya Ortaç

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kalkan etmek
  • kalkan olmak

Birleşik Kelimeler: kalkan bezi, kılıçkalkan

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Yan yüzergillerden, büyük, yassı, derisi düğme veya çivi denilen birtakım sivri kemiklerle örtülü, beyaz etli balık, kalkan balığı (Scophtalmus maximus)

Birleşik Kelimeler: kalkan balığı, kalkan böcekleri, çivisiz kalkan

ARKALI

[sıfat]

  • Arkası olan

[mecaz]

  • Koruyanı, dayanağı olan, pistonlu, iltimaslı

    Kadronun dört yüzden yukarısı masabaşında bile oturmayan arkalıların. - Rıfat Ilgaz

ANORAK (Kelime Kökeni: Fransızca anorak)

[isim]

  • Başlıklı, su geçirmeyen spor ceket

ARALIK

[isim]

  • Ara

    İki masa arasında bir metre aralık var.

  • Uygun, elverişli durum, fırsat
  • Evin iki bölümü veya iki oda arasındaki dar geçit, geçenek, koridor
  • Yılın on ikinci ayı, ilk kânun, kânunuevvel
  • Tuvalet
  • Basımcılıkta harfler veya satırlar arasındaki açıklık, espas

[sıfat]

  • Yarı açık, tam kapanmamış

    İyice kararmış çarpık bir tahta kapı aralık duruyordu. - Çetin Altan

[ekonomi]

  • Borsada hisse senetlerinin alım satım emirlerinin verildiği süre

[fizik]

  • Bir sesi bir başka sesten, kalına veya inceye doğru ayıran uzaklık

[müzik]

  • İki nota arasındaki perde uzaklığı

[müzik]

  • Portenin paralel çizgileri arasındaki boşluk

    Portenin beş çizgisi arasında dört aralık vardır.

[spor]

  • Toplu beden eğitiminde art arda dizilenleri ayıran açıklık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aralık vermek

Birleşik Kelimeler: aralık korozyonu, aralık oyunu, bir aralık, dar aralık, o aralık, hava aralığı, tavan aralığı

[isim]

  • Iğdır iline bağlı ilçelerden biri

ARAKLI

[isim]

  • Trabzon iline bağlı ilçelerden biri

ANALIK

[isim]

  • Anne olma durumu

    Yazarların analığa ve analarına yaklaşımları da çeşitlidir doğallıkla. - Adalet Ağaoğlu

  • Anne olma duygusu
  • Anne yerini tutan veya anne kadar yakınlık gösteren kadın
  • Anaca davranış

[halk ağzında]

  • Üvey ana

    Benim analığımın yetiştiği konak da çok çok büyükmüş. - Refik Halit Karay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • analık etmek
  • analık fenalık

Birleşik Kelimeler: sütanalık

ALAKOK (Kelime Kökeni: Fransızca à la coque)

[isim]

  • Rafadan yumurta

    Sabahleyin kendisine bir alakok ziyafeti çekecekti. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

KORKAK

[sıfat]

  • Çok çabuk ve olmayacak şeylerden korkan (kimse, hayvan)

    Korkak bir adam değilim gibi geliyor bana. Ancak, en korkusuzların bile korktukları bir şey vardır sanırım. - Nazım Hikmet

Ata Sözleri ve Deyimler

  • korkak bezirgân ne kâr eder ne zarar (veya ziyan)

KIRNAK

[sıfat]

  • Çalımlı, süslü (kimse)
  • Güzel, titiz
  • Cilveli, oynak (kadın)
  • Boylu boslu
  • Çevik

[isim]

[halk ağzında]

  • Cariye

KANMAK

[-e]

  • Söylenilen sözün, anlatılan konunun doğruluğuna inanmak
  • Tatlı sözlere aldanmak
  • Bir gereksinimini, bir isteğini yeteri kadar karşılamış olmak, doymak

    Siz bile bu şekil, renk, koku zenginliğine kanmış ve yorulmuş ruhunuzla... - Reşat Nuri Güntekin

  • Yetinmek, iktifa etmek

    Odalarının keçeleri üstüne serilmiş seccadelerde bazen namaz kılmakla kanmayarak çoraplarını çıkarır. - Ahmet Hamdi Tanpınar

KARMAK

[-i]

  • Karıştırmak, birbirine katmak

[nesnesiz]

  • Toz durumundaki bir şeyi sıvı ile karıştırarak çamur veya hamur durumuna getirmek

    Yapı için harç karmak. Boya karmak.

Birleşik Kelimeler: betonkarar

KARLUK

[isim]

[tarih]

  • Eski Türk boylarından biri

KARLIK

[isim]

  • Kar kuyusu
  • Dışı hasır örgüsüyle kaplı, içinde kar veya buz koymak için bölmesi bulunan, soğutucu olarak kullanılan büyük şişe

KARALI

[sıfat]

  • Karası (II) olan
  • Üzeri kalemle karalanmış

Birleşik Kelimeler: aklı karalı

KAKLIK

[isim]

[halk ağzında]

  • Kaya ve ağaç oyuklarında su birikintisi