KOKLAŞTIRMAK Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler
KOKLAŞTIRMAK harflerini içeren 7 harfli 72 kelime bulunuyor. 7 harfli KOKLAŞTIRMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
AŞILMAK12,
ARKALIK
-
Sırt dayamaya yarayan yer
Rıza Efendi iskemlesinin arkalığına iyice yaslandı. - Tarık Buğra
- Sırtında yük taşıyan hamalların, yük taşırken kullandıkları arka yastığı, semer, hamal semeri, arkalıç
- Ev içinde giyilen kolsuz, kalınca bir kısa hırka türü
ATAKLIK
-
Atak olanın durumu veya atak bir biçimde yapılan iş, davranış, cüret
Kara Yusuf ve arkadaşlarındaki ataklık halkı sarıyor. - Tarık Buğra
KARAKOL
-
Güvenliği sağlamakla görevli kimselerin bulunduğu yapı
O işleri bu saatte karakolda bulunan küçük memurlar bilmez. - Refik Halit Karay
- Güvenliği sağlamak amacıyla dolaşan polis, jandarma veya asker topluluğu, kol, kulluk, devriye
Ata Sözleri ve Deyimler
- karakola düşmek
- karakol gezmek
- karakol kurmak
Birleşik Kelimeler: karakol gemisi, karakol hattı, ileri karakol, jandarma karakolu, nizamiye karakolu, polis karakolu, sınır karakolu
KARALIK
- Kara olma durumu
- Karaya çalan leke
Birleşik Kelimeler: ağzı karalık, bahtı karalık, gözü karalık, yüzü karalık
KARALTI
-
Uzaklık ve karanlık sebebiyle kim veya ne olduğu seçilemeyen, belli belirsiz, koyu renkli biçim, silüet
Az sonra dört atlının karaltısını seçtiler. - Nezihe Araz
- Hafif karanlık
- Leke
KALKMAK
-
Gitmek üzere yerinden ayrılmak
Niye kalktınız, biraz daha otursaydınız.
-
Oturma durumundan dik duruma gelmek, doğrulmak
Annem yerinden kalktı, yanıma geldi, bir kolunu uzatarak omzuna doladı. - Halit Ziya Uşaklıgil
-
Uyanarak yataktan ayrılmak
İstemeye istemeye, altüst olmuş yataktan kalktım. - Ömer Seyfettin
-
Yukarı doğru yükselmek
Terazinin bir gözü inince öbürü kalkar.
-
Taşıtlar yola çıkmak
Tren saat onda kalktı.
-
Uçmak, havalanmak
Uçak pistten kalktı.
-
Yerinden ayrılıp yol almaya başlamak
Çıkın arabaya, kalkacak şimdi, kalacaksınız buracıkta! - Osman Cemal Kaygılı
-
Hayvan iki art ayağı üzerinde dik durum almak
At, art ayakları üzerine kalktı.
-
Kabarmak, ayrılmak
Masanın kaplaması kalktı.
-
Derlenip götürülmek
Ne zaman kalkacağını, nereye gömüleceğini bilmek, bildirmek mümkün değil. - Memduh Şevket Esendal
-
Hasta iyileşerek gezecek duruma gelmek
Hasta bir haftaya kadar kalkar.
-
Varlığı, hayatı son bulmak
Halifelik kalktı.
-
Yok olmak, artık bulunmamak
Ortalıktan kar kalkınca gelebilirim.
-
Girişmek, başlamak, davranmak, yeltenmek
Gözlüklerini takmadan okumaya kalktı. - Necati Cumalı
-
Geçerli olmamak, geçerliğini yitirmek, geçmez olmak
Yasanın bu maddesi kalktı.
-
Uygulanmaz olmak
Sıkıyönetim kalktı.
-
Güncelliğini yitirmek
Bu âdet çoktan kalktı.
-
Bir durumdan başka bir duruma geçmek
Dörtnala kalkmak.
Tırısa kalkmak.
-
Başka yere gitmek, taşınmak
O yıl çok geçmeden piyade taburu bizim ilçeden başka ilçeye kalktı. - Necati Cumalı
-
Ayakta beklemek
Mektepte cezaya kalkmış gibi duruyorsun. - Falih Rıfkı Atay
Ata Sözleri ve Deyimler
- kalkıp kalkıp oturmak
Birleşik Kelimeler: düşe kalka
KARTLIK
- Kart olma durumu
- Kart konulan gereç
TARAKLI
- Tarağı olan
- Başında tarak bulunan (kuş veya kadın)
-
Yol yol nakışlı
Taraklı kumaş.
- Tarağı geniş olan (ayak)
- Sakarya iline bağlı ilçelerden biri
ARITMAK
- Temizlemek
- Katışıksız duruma getirmek, tasfiye etmek
ATILMAK
-
Atma işine konu olmak
O romanlarda kırpılan, atılan yerler var mıdır? - Adalet Ağaoğlu
-
Saldırmak, hücum etmek
Düşmanın üzerine atıldı.
-
Bir şeye doğru birden gitmek, birden bir davranışta bulunmak
Küçük köpek ince sevinç çığlıkları çıkarıyor, zıplıyor, havlıyor, atılıyordu. - Sait Faik Abasıyanık
-
Başlamak
Bu gençlerden bir kısmı Anadolu içlerinde hatta Asya'da ne çetin sergüzeştlere atıldılar. - Falih Rıfkı Atay
- Bir işe girişmek
-
Patlatılmak
Silah atıldı. Top atıldı.
- Bir yerden, görevden veya işten uzaklaştırılmak
Ata Sözleri ve Deyimler
- atılan ok geri dönmez
AKITMAK
- Akmasını sağlamak, akmasına yol açmak, dökmek
AKTARIM
- Aktarma işi, nakil
- Psikoterapide hastanın terapiste ruhsal yapısı üzerinde etkili olmuş deneyim ve ilişkilerini aktarması
Birleşik Kelimeler: kan aktarımı, para aktarımı, organ aktarımı
IKLAMAK
- Yük altında güçlükle solumak
- Ağlarken bunalır ve soluğu kesilir gibi iç çekmek
Birleşik Kelimeler: ıklaya sıklaya
KOKLAMA
- Koklamak işi
KIRKMAK
- Bir şeyi uçlarından kesmek
-
Saç, sakal veya tüyü kesmek
Saçlarını çok kırkmışsın.
-
Koyun, keçi vb. hayvanların tüylerini kesmek
Günün birinde ihtiyar çoban koyunun birini kör bir makasla kırkıyordu. - İsmail Hakkı Baltacıoğlu