KOBAYGİLLER Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

KOBAYGİLLER harflerini içeren 5 harfli 69 kelime bulunuyor. 5 harfli KOBAYGİLLER kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

GABRO12, YORGA12, BİLGE11, BELGİ11, GAYRİ11, GARBİ11, GİRAY11, GEYİK11, RAGBİ11, YERGİ11, BOYAR10, GORİL10, KOBAY10, KARGO10, LARGO10, ABİYE9, BİYEL9, BİREY9, BİLYE9, GAİLE9, GELİR9, İLBAY9, KAGİR9, LEGAL9, BLOKE8, BORİK8, BORAK8, BAROK8, KOLYE8, KOLAY8, KOBRA8, KOYAR8, KABLO8, YOLAK8, BİLEK7, BİLAR7, BAKİR7, BELLİ7, BELKİ7, BELİK7, BEKRİ7, BERİL7, BEKAR7, İBARE7, İKBAL7, KİBAR7, KARYE7, KABİL7, KABİR7, KALBİ7, KEBİR7, LİBRE7, LEYLİ7, RİYAL7, YELLİ7, YERLİ7, ALKOL6, KORAL6, LOKAL6, OLEİK6, ALKİL5, ERKLİ5, ERLİK5, ERİKA5, ELLİK5, İLKEL5, KİLER5, KELLİ5, RALLİ5

ALKİL (Kelime Kökeni: Fransızca alkyle)

[isim]

[kimya]

  • Alkol kökü

ERKLİ

[sıfat]

  • Bir şeyi yapmaya, başarmaya gücü yeten, nüfuzlu, muktedir, kadir

ERLİK

[isim]

  • Erkeklik, yiğitlik

[askerlik]

  • Er olma durumu

ERİKA

[isim]

[bitki bilimi]

  • Süpürge otu

ELLİK

[isim]

[halk ağzında]

  • Eldiven
  • Ekin biçerken sol elin parmaklarına geçirilen, eldiven biçiminde, tahtadan yapılan bir araç

[denizcilik]

  • Yelken dikenlerin kullandığı, madenî yüksüğü olan meşin eldiven

İLKEL

[sıfat]

  • İlk durumunda kalmış olan, gelişmesinin başında bulunan, iptidai, primitif

    Tiyatro yönetimi ve sahne düzeni her bakımdan ilkel, çağın koşullarına uygun olarak bozuktu. - Metin And

  • Sanatta yalın bir nitelik gösteren, yapmacıksız olan, primitif
  • Basit, karmaşık olmayan

    Gayet ilkel bir dokuma tezgâhında harıl harıl çalışan iki işçi gördüm. - Fikret Otyam

[isim]

  • Özellikle XIV-XV. yüzyıllarda İtalyan ressamlarına, Orta Çağ sonlarında Avrupa ressamlarına verilen ad

[mecaz]

  • Eğitimsiz, kültürsüz, görgüsüz

[felsefe]

  • Zaman bakımından en eski olan, iptidai, primitif

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ilkel kalmak

Birleşik Kelimeler: ilkel memeliler, ilkel toplum

KİLER (Kelime Kökeni: Farsça kilār)

[isim]

  • Evlerde yiyecek, içecek ve erzakın saklandığı oda, ambar veya dolap

    Kileri kilitlemezdi, paraları meydanda dururdu. - Ömer Seyfettin

KELLİ

[edat]

[halk ağzında]

  • `Sonra` edatı gibi, çıkma durumundaki sözlerin ardı sıra geldiğinde birbirine bağladığı iki yargıdan birincisini zorlayıcı bir sebep olarak gösteren bir söz

    Sen meram ettikten kelli, tekeden süt çıkarırım, ağam! diyordu. - Halikarnas Balıkçısı

RALLİ (Kelime Kökeni: İngilizce rally)

[isim]

  • Yarışmacıların otomobille belli yolları izleyerek ve özel kurallara uyarak belirli bir yere ulaşmalarına dayanan otomobil yarışı

ALKOL (Kelime Kökeni: Fransızca alcool)

[isim]

[kimya]

  • Bira, şarap vb. sıvıların veya pancar, patates nişastasının şekere dönüştürülmesi sonucu ortaya çıkan glikoz çözeltilerin mayalaşmış özlerinin damıtılmasıyla elde edilen, kokulu, uçucu, yanıcı, renksiz sıvı, ispirto, etanol, etil alkol

[mecaz]

  • Her türlü alkollü içki

    Nefesleri alkol kokan bu kimseler pis paçavralar giyinmişlerdi. - Peyami Safa

Ata Sözleri ve Deyimler

  • alkol duvarını aşmak

Birleşik Kelimeler: alkolmetre, alkolölçer, asit alkol, etil alkol

KORAL (Kelime Kökeni: Fransızca choral)

[isim]

[müzik]

  • Koro için yazılmış dinî ezgi
  • Kaynağı dinî ezgi olan orkestra parçası

[sıfat]

  • Koroyla ilgili

LOKAL (Kelime Kökeni: Fransızca local)

[isim]

  • Müzikli eğlencelerin yapıldığı yer

    Onlarla beraber Beyoğlu lokanta ve gece lokallerine büsbütün başka bir üslup geldi. - Falih Rıfkı Atay

  • Dernekevi

    Siyasal kuruluşların lokallerini yakıp yıkmaya kalkacaklardır. - Necati Cumalı

[sıfat]

  • Yöresel

[sıfat]

[tıp]

  • Yerel

    Lokal anestezi.

OLEİK (Kelime Kökeni: Fransızca oléique)

[isim]

[kimya]

  • Oleik asit

Birleşik Kelimeler: oleik asit

BİLEK

[isim]

  • Elle kolun, ayakla bacağın birleştiği bölüm

    Kadın, ağır takılarla yüklü sol bileğini yeşil abajurun altına doğru uzatmış. - Adalet Ağaoğlu

[mecaz]

  • Güç, kuvvet

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bileğinde altın bileziği olmak
  • bileğine güvenmek
  • bileğinin hakkıyla (veya gücüyle veya kuvvetiyle veya zoruyla)
  • bilek gibi

Birleşik Kelimeler: bilek damarı, bilek güreşi, bilek saati, demir bilek, tek bilek, ayak bileği, tunç bilekli

BİLAR (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

[denizcilik]

  • Katranlı kıldan yapılan ve kalafat işlerinde kullanılan bir macun türü