KLORÜRLENDİRME Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler

KLORÜRLENDİRME harflerini içeren 7 harfli 34 kelime bulunuyor. 7 harfli KLORÜRLENDİRME kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Klorürlendirme ile başlayan 7 harfli kelimeler. İçinde Klorürlendirme olan 7 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

MODÜLER13, MÜDRİKE12, MOLEKÜL11, MELODİK11, DİRENME10, DİREMEK10, DİNLEME10, DİNELME10, DİLENME10, DİLEMEK10, DİKELME10, DENİLME10, DELİRME10, DELİNME10, DENKLEM10, DERİLME10, ERDEMLİ10, ERDİRME10, EDİNMEK10, EDİLMEK10, ENDEMİK10, KÜRNEME10, KÜLLEME10, ÜNLEMEK10, KEDERLİ9, NÜKLEER9, RENDELİ9, ERİNMEK8, EKLEMLİ8, İNLEMEK8, İLENMEK8, KİLLEME8, KEMERLİ8, İLERLEK7

İLERLEK

[sıfat]

  • İlerlemiş, ileriye varmış

ERİNMEK

[-e]

[nesnesiz]

  • Üşenmek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • erinenin oğlu kızı olmamış

EKLEMLİ

[sıfat]

  • Eklemi olan

İNLEMEK

[nesnesiz]

  • Acı, üzüntü belirten kesik sesler çıkarmak, inildemek

    O, inledikçe benim de yüreğim sızlıyor, sıkıntıdan damarlarımı saran yağ eriyor. - Etem İzzet Benice

  • Gür, uğultulu, yankılı ses çıkarmak

    Yer gök inlesin.

İLENMEK

[-e]

  • Birinin kötü bir duruma düşmesi dileğini gönlünden geçirmek veya açıkça söylemek, beddua etmek, lanet etmek

KİLLEME

[isim]

  • Killemek işi

KEMERLİ

[sıfat]

  • Üzerinde kemeri olan veya kemer takılmış olan

    Kumardan aldığı ilk parayla siyah satenden arkası kemerli iki adet iç yelek yaptırdı. - Lâtife Tekin

  • Kemer biçiminde olan

    Orhan'ın kemerli kapıdan içeriye koşa koşa girdiğini görmedi. - Tarık Buğra

[mecaz]

  • Kavisli olan

    Kemerli burun.

KEDERLİ

[sıfat]

  • Acılı, üzüntülü, mükedder

    Sarayın sükûnu bir kederli muammayı saklar gibi ağırdı. - İbrahim Alâeddin Gövsa

NÜKLEER (Kelime Kökeni: Fransızca nucléaire)

[sıfat]

[fizik]

  • Atom çekirdeği ile ilgili, çekirdeksel

Birleşik Kelimeler: nükleer atık, nükleer enerji, nükleer reaktör, nükleer santral, nükleer silah, nükleer tıp

RENDELİ

[sıfat]

  • Rendesi olan, rendelenmiş

    Rendeli tahta.

DİRENME

[isim]

  • Direnmek işi

DİREMEK

[-i]

[halk ağzında]

  • Bir şeyi dikine koymak, dayamak, durdurmak

[-e]

[mecaz]

  • Direnmek, karşı koymak, inat etmek, ısrar etmek

DİNLEME

[isim]

  • Dinlemek işi

    Bir süredir günün değişik saatlerinde aşağıyı dinlemeyi huy edinmişti. - Elif Şafak

Birleşik Kelimeler: dinleme salonu

DİNELME

[isim]

  • Dinelmek işi

DİLENME

[isim]

  • Dilenmek işi