Kim ile Biten Kelimeler

KİM ile biten 18 kelime bulunuyor. Sonu KİM olan kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Kim kelimesinin anlamı nedir? Kim ile başlayan kelimeler. İçinde kim olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

10 Harfli Kelimeler

TIPKIÇEKİM20, MÜTEHAKKİM18

9 Harfli Kelimeler

MÜTERAKİM13

8 Harfli Kelimeler

BAŞHEKİM18, MÜSTAKİM13

7 Harfli Kelimeler

BİRİKİM10, NİTEKİM8

6 Harfli Kelimeler

TAHKİM11

5 Harfli Kelimeler

HEKİM10, HAKİM10, ÇEKİM9, DİKİM8, MUKİM8, SAKİM7, TAKİM6

4 Harfli Kelimeler

AKİM5, EKİM5

3 Harfli Kelimeler

KİM4

KİM

[zamir]

  • `Hangi kişi?` anlamında cümlede, özne, tümleç, nesne, yüklem görevinde kullanılan bir söz

    Kim sesini çıkarırsa karşısında beni bulur. - Halit Ziya Uşaklıgil

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ... kim ... kim
  • kim bilir
  • kime ne
  • kimi kimsesi olmamak
  • kimin arabasına binerse onun türküsünü çağırır
  • kiminle dans ettiğini biliyor musun?
  • kimin nesi?
  • kimin tavuğuna kış demişiz
  • kim kime dum duma
  • kim oluyor?
  • kim vurduya gitmek

[bağlaç]

[eskimiş]

  • Ki

    Dedi kim tazeliğim çağında / Bir gülün bülbül idim bağında - Atai

AKİM (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳīm)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Kısır, verimsiz, döl veremeyen
  • Sonuçsuz, başarısız

Ata Sözleri ve Deyimler

  • akim kalmak

EKİM

[isim]

  • Ekme işi

    Ekim biçim işlerini tamamıyla kadınlara bırakmışlardı. - Ömer Seyfettin

  • Yılın onuncu ayı, teşrinievvel

Birleşik Kelimeler: doku ekimi

TAKİM (Kelime Kökeni: Arapça taʿḳīm)

[isim]

[eskimiş]

  • Verimsiz duruma getirme, sonuçsuz bırakma, kısırlaştırma
  • Mikrobundan arıtma

SAKİM (Kelime Kökeni: Arapça saḳīm)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Bozuk, yanlış, eksik

NİTEKİM

[zarf]

  • Gerçekten, hakikaten

    Nitekim bugün dünyada ne kadar iyi ressam varsa o kadar da resim yapma tarzı vardır. - Asaf Halet Çelebi

  • Sonuç olarak

    Nitekim kendisi de bunu anlamış gibi vapurda bütün yolculuğumuz boyunca bir köşeye çekilip oturmuş. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

DİKİM

[isim]

  • Dikme işi
  • Bitki dikme işi

    Çalışmalar tam bir yıl önce iki düzine kadar akasya fidanının dikimiyle başlamıştır. - Tarık Buğra

Birleşik Kelimeler: dikimevi, dikimhane

MUKİM (Kelime Kökeni: Arapça muḳīm)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Bir yerde, bir evde oturan, eğleşen, ikamet eden

ÇEKİM

[isim]

  • Çekme işi

[dil bilgisi]

  • Fiillerin çeşitli zaman, kişi ve kiplere, adların da ad durumlarına göre uğradığı biçimleri, tasrif

[fizik]

  • Herhangi bir cismin, başka bir cismi kendine doğru çekme gücü, cazibe, traksiyon

    Yer çekimi. Mıknatıs çekimi.

[sinema]

[televizyon]

  • Alıcının sürekli olarak çalıştırılmasıyla elde edilen film parçası, plan

Birleşik Kelimeler: çekim eki, çekimölçer, çekim senaryosu, ağır çekim, soya çekim, tıpkıçekim, ad çekimi, fiil çekimi, isim çekimi, yer çekimi

BİRİKİM

[isim]

  • Birikme, bir yerde toplanıp yığılma

    Kim bilir kaç olayın birikimiyle zifir gibi kararmıştı içi. - Tarık Buğra

  • Gözlemler, deneyler sonucu elde edilmiş şeylerin bütünü, deneyim

    Mimari birikim bazen bir kente köklü bir damga, bir özellik bırakıyor. - Haldun Taner

  • Bilim veya sanat alanında sahip olunan bilgi, repertuvar

[ekonomi]

  • Biriktirilen mal veya para

[jeoloji]

  • Herhangi bir aşınma sürecinde veya taşıma işi yapılırken alüvyonlu maddelerin bırakılması

[toplum bilimi]

  • Toplumların kültürel varlıklarının gelişip genişlemesi ve uygarlık düzeyinin yükselmesi süreci

Birleşik Kelimeler: anamal birikimi

HEKİM (Kelime Kökeni: Arapça ḥakīm)

[isim]

  • İnsanlardaki hastalıkları teşhis ve onları ilaçlarla veya bazı araçlarla tedavi eden kimse, doktor, tabip

    Hekim hastasına ve çevresine karşı sorumludur, mesleğe ancak and içerek girebilir. - Azra Erhat

Ata Sözleri ve Deyimler

  • hekimden sorma, çekenden sor

Birleşik Kelimeler: hekimbaşı, hekimevi, başhekim, düz hekim, Lokman Hekim, ön hekim, uzman hekim, veteriner hekim, aile hekimi, diş hekimi, ruh hekimi

HAKİM (Kelime Kökeni: Arapça ḥakīm)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Bilge

[din bilgisi]

  • Her şeyi bilen (Tanrı)

[sıfat]

  • Egemenliğini yürüten, buyruğunu yürüten, sözünü geçiren, egemen

    Arkasında yavaş fakat çok hâkim bir ses işitmişti. - Aka Gündüz

  • Başta gelen, başta olan, baskın çıkan
  • Duygu, davranış vb.ni iradesiyle denetleyebilen (kimse)

    Bir kere sinirlerine bu kadar hâkim oyuncu görmedim. - Haldun Taner

  • Yüksekten bir yeri bütün olarak gören

    Denize hâkim bir köşk.

[isim]

[hukuk]

  • Yargıç

    Bir hâkimin çok ciddi, bir satıcının çok mültefit, bir askerin çok otoriter olması meslekleri icabıdır. - Mehmet Kaplan

  • Baskın

Ata Sözleri ve Deyimler

  • hâkim olmak

Birleşik Kelimeler: hâkim rüzgâr, hâkimevi, reddihâkim, sorgu hâkimi

TAHKİM (Kelime Kökeni: Arapça taḥkīm)

[isim]

[eskimiş]

  • Kuvvetlendirme, sağlamlaştırma

[hukuk]

  • Anlaşmazlıkların hakem yoluyla çözülmesi yöntemi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tahkime gitmek
  • tahkim etmek

Birleşik Kelimeler: tahkim kurulu

MÜTERAKİM (Kelime Kökeni: Arapça muterākim)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Birikmiş, toplanmış, yığılmış

MÜSTAKİM (Kelime Kökeni: Arapça mustaḳīm)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Doğru, doğruluktan şaşmayan

[matematik]

  • Doğrulu