KEŞKÜLÜFUKARA Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
KEŞKÜLÜFUKARA harflerini içeren 5 harfli 40 kelime bulunuyor. 5 harfli KEŞKÜLÜFUKARA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
KÜFÜR15,
KALAK
- Burun, burun ucu
- Gelin tacı
- Tezek yığını
KURAL
-
Bir sanata, bir bilime, bir düşünce ve davranış sistemine temel olan, yön veren ilke, nizam
Dil bilgisi kuralları.
-
Davranışlarımıza yön veren, uyulması gereken ilke
O, yirmi beş yaşına kadar umumi kurallara, yargılara sığmayan bir hayat yaşamıştır. - Halide Edip Adıvar
Birleşik Kelimeler: kural dışı, kurala aykırı, üç birlik kuralı, görgü kuralları, yazım kuralları
KURAK
-
Yağışsız (hava, mevsim, yıl)
Kurak bir yıl geçiriyoruz.
-
Nem tutmayan, çabuk kuruyuveren, çorak (toprak)
Bulunduğu toprağın ve yerin sulak, kurak, sıcak ve soğuk olmasına göre gelişir. - Burhan Felek
Birleşik Kelimeler: yarı kurak
KULAK
-
Başın her iki yanında bulunan işitme organı
Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum. - Hüseyin Cahit Yalçın
-
Bu organın, sesleri toplayıp içeriye almaya yarayan dış bölümü
Elleriyle kulaklarını tıkayıp yatağının yanında tortop oldu. - Halide Edip Adıvar
- Balıklarda başın iki yanında bulunan ve ağızdan alıp solungaçlardan geçirdiği suyu dışarıya vermeye yarayan yarıklardan her biri
- Saban kulağı
- Duvar, baca, şömine vb. yerlerde kulağa benzer çıkıntı
- Telli çalgılarda tel germeye yarayan burgu
- Akarsuların ve özellikle göllerin karaya giren ve durgunlaşan yerleri
- Seslerin uygunluğunu seçebilme ve değerlendirebilme yeteneği
Ata Sözleri ve Deyimler
- kulağı (bir şeyde) olmak
- kulağı (veya kulakları) çınlasın
- kulağı ağır işitmek
- kulağı dikilmek
- kulağı duvar olmak
- kulağına çalınmak
- kulağına çarpmak
- kulağına fısıldamak
- kulağına gelmek
- kulağına girmemek
- kulağına gitmek
- kulağına inanmamak
- kulağına kar suyu kaçırmak
- kulağına kar suyu kaçmak
- kulağına koymak (veya sokmak)
- kulağına küpe olmak (veya etmek)
- kulağına söylemek
- kulağını açmak
- kulağını bükmek
- kulağını çekmek
- kulağını çınlatmak
- kulağını doldurmak
- kulağının üzerine yatmak
- kulağının zarı patlamak
- kulağını sağır etmek
- kulağı okşamak
- kulağı olmamak
- kulağı ters taraftan göstermek
- kulak (veya kulağını) tırmalamak
- kulak (veya kulaklarını) tıkamak
- kulak arkası (veya ardı) etmek
- kulak asmak
- kulak kabartmak
- kulak kesilmek
- kulak kıvırmak
- kulakları dolmak
- kulaklarına kadar kızarmak
- kulaklarını dikmek
- kulaklarının pasını gidermek
- kulakları paslanmak
- kulakları patlatmak
- kulakları uğuldamak
- kulak tutmak
- kulak vermek
- kulak vermek
Birleşik Kelimeler: kulak altı bezi, kulak çivisi, kulakdavulu, kulak demiri, kulak dolgunluğu, kulak erimi, kulak kepçesi, kulak kulağa, kulak memesi, kulak misafiri, kulak sadakası, kulak tıkacı, kulak tırmalayıcı, kulaktozu, kulak zarı, kulağı delik, kulağı kesik, kulağı kirişte, kulağı tetikte, kulağı tıkalı, dış kulak, ekşikulak, iç kulak, kabakulak, kamışkulak, karakulak, kepçe kulak, orta kulak, yelken kulak, aslankulağı, ayıkulağı, baca kulağı, cankulağı, denizkulağı, deniz kulağı, eşekkulağı, farekulağı, filkulağı, kuzukulağı, müzik kulağı, saban kulağı, sıçankulağı, tavşankulağı, eli kulağında, ağzı kulaklarında
- Varlıklı Rus köylüsü
KUKLA (Kelime Kökeni: Rumca)
-
Hareketli yerleri iplikle sanatçının parmaklarına bağlanarak veya eldiven gibi bir kesiti kullanarak bir perdenin üzerinden oynatılan, bez, karton vb. hafif nesnelerden yapılmış insan ve hayvan figürleri
Salıncağın üzerindeki kızlar, iki zarif kukla gibi fıldır fıldır dönüyorlardı. - Osman Cemal Kaygılı
- Ayakları olmayan, alttan içine el sokularak oynatılan çeşitli nesnelerden yapılmış bebek
- Bu bebeklerle oynatılan oyun
-
Başkasının etkisinde olan, onun isteklerine göre davranan (kimse)
Onu da kılıbık bir koca gibi kukla yapar oynatırım. - Etem İzzet Benice
Ata Sözleri ve Deyimler
- kukla gibi
- kukla gibi oynatmak
Birleşik Kelimeler: kukla hükûmet, kukla oyunu, kukla tiyatrosu
UKALA (Kelime Kökeni: Arapça ʿuḳalā)
-
Kendini akıllı ve bilgili sanan, bilgiçlik taslayan (kimse)
Sinirli, ukala, münasebetsiz herifin biridir. - Nazım Hikmet
Birleşik Kelimeler: ukala dümbeleği
KÜREK
-
Toprak, kömür vb.ni bir yerden bir yere alıp atmaya, taşımaya yarayan ve yayvan bir bölümü, buna bağlı uzun bir sapı bulunan araç
Ölünün cesedi üstüne atılan birkaç kürek toprak gibi hatırası üzerine kapanan birkaç satır yazı! - Abdülhak Şinasi Hisar
- Kürek cezası
Ata Sözleri ve Deyimler
- kürek çekmek
- kürek kadar dili olmak
Birleşik Kelimeler: kürek ayaklılar, kürek cezası, kürek kemiği, kürek kürek, alabanda kürek, çalakürek, macun küreği
KÜKRE
- Öfke veya cinsel istek yüzünden saldırıcı bir durum alan (hayvan)
KÜLEK
- Bal, yağ, yoğurt vb. şeyler koymaya yarar tahta kova
KÂKÜL (Kelime Kökeni: Farsça kākul)
-
Alna düşen kısa kesilmiş saç, perçem
Kâküllerini alnına düşürmüş, yanakları al al... - Attila İlhan
ÜLKER
- Boğa takımyıldızı sınırları içinde bulunan, yedi parlak yıldız ve etrafındaki gaz katmanı ile güzel görünüm veren yıldız kümesi, Yedikızkardeş, Süreyya, Pervin
ÜRKEK
- Çok ürken, korkuya çabuk kapılan
-
Çekingen
Kız, benzi uçmuş, yarı ürkek, yarı yalvarışlı gülümsüyordu ona. - Tarık Buğra
EŞKÂL (Kelime Kökeni: Arapça eşkāl)
-
Dıştan görünüş
Şu anda kendisinin eşkâlini bilen yüzlerce ve belki de binlerce kişi onu arıyordu. - İhsan Oktay Anar
- Biçim (II)
- Kılık
KAŞAR
- Koyun sütünden yapılan, genellikle tekerlek biçiminde, sarımtırak, yağlı bir peynir
Birleşik Kelimeler: kaşar peyniri
ŞALAK
- Büyümemiş karpuz