KEZZAP ile Oluşan Kelimeler (KEZZAP Kelime Türetme)
KEZZAP harflerinden oluşan 16 kelime bulunuyor. KEZZAP kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Kezzap kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.
6 Harfli Kelimeler
KEZZAP16
4 Harfli Kelimeler
KEZA7, ZEKA7
3 Harfli Kelimeler
KAP7, KEP7, PAK7, PEK7, EZA6, KAZ6, KEZ6
2 Harfli Kelimeler
PE6, AZ5, ZE5, AK2, EK2, KE2
AK
- Kar, süt vb.nin rengi, beyaz, kara ve siyah karşıtı
- Bu renkte olan
-
Beyaz leke
Bir gözünde akı var.
- Temiz
- Dürüst
-
Sıkıntısız, rahat
Ak günler göresin.
Ata Sözleri ve Deyimler
- ak akçe kara gün içindir
- ak dediğine kara demek
- ak don kara don geçitte belli olur
- ak gün ağartır, kara gün karartır
- akı ak karası kara
- akı karası geçitte belli olur
- akım derken bokum demek
- ak koyun kara koyun geçit başında belli olur
- ak koyunu gören içi dolu yağ sanır
- ak koyunun kara kuzusu da olur
- ak köpeğin pamuk pazarına zararı vardır
- akla karayı seçmek
- ak sakaldan yok sakala gelmek
Birleşik Kelimeler: ak ağa, akağaç, akamber, akasma, akbaba, akbakla, akbalık, akbalıkçıl, akbasma, akbaş, ak benek, akbuğday, akburçak, akciğer, akçöpleme, akdarı, ak demir, akdiken, akdoğan, akdut, ak gözlü, akgünlük, akhardal, ak kan, akkaraman, akkarınca, akkavak, akkefal, akkelebek, akkor, akkuş, akkuyruk, aklevrek, ak madde, akmantar, ak pak, akpas, akpelin, ak saçlı, aksakal, ak sakallı, aksedir, aksoğan, aksöğüt, aksu, aksuna, aksungur, ak sülümen, aktaş, aktavşan, aktöre, aktutma, ak yazı, ak yel, ak yem, Ak Yıldız, akyuvar, akzambak, yüzü ak, göz akı, yumurta akı, yüz akı
EK
-
Bir şeyin eksiğini tamamlamak için ona katılan parça
Yazının ekleri.
-
Bir gazete veya derginin günlük yayımından ayrı ve ücretsiz olarak verdiği parça, ilave
Gazetenin haftalık sanat ve edebiyat eki.
- Sonradan katılan, yapılan, dikilen, yapıştırılan parçanın belli olan yeri
- İki borunun birbirine birleştirildiği yer
-
Eklenmiş, katılmış
Okul müdürüyken okulun ek inşaatında hamallarla birlikte çalışmış. - Haldun Taner
- Kelime türetmek veya kelimenin görevini belirtmek için kullanılan, başa, sona veya kelimenin içine eklenebilen, bağımlı dil bilgisi ögeleri, lahika
Ata Sözleri ve Deyimler
- ek bent olmak
- ekini belli etmemek
Birleşik Kelimeler: ek bileziği, ek bütçe, ek ders, ek eylem, ek fiil, ek görev, ek gün, ek kart, ek kök, ek oylum, ek ödenek, ek poliçe, ek süre, ek tahsisat, iç ek, işlek ek, ön ek, son ek, aidiyet eki, bildirme eki, çekim eki, çoğul eki, çokluk eki, durum eki, edilgenlik eki, eşitlik eki, hâl eki, ilgi eki, iyelik eki, kişi eki, küçültme eki, nispet eki, olumsuzluk eki, soru eki, şahıs eki, topluluk eki, türetme eki, yapım eki, yokluk eki, yön eki, yön gösterme eki, zaman eki, çatı ekleri
KE
- Türk alfabesinin on dördüncü harfinin adı, okunuşu
AZ
-
Nicelik, nitelik, güç, süre, sayı bakımından eksik, çok karşıtı
Heykel konularının parmakla sayılacak kadar az olduğunu ileri sürüyordu. - Bedri Rahmi Eyuboğlu
- Alışılmış olandan, umulandan veya gerekenden eksik olarak
Ata Sözleri ve Deyimler
- aza çoğa bakmamak
- aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamaz
- aza sormuşlar: "nereye?", "çoğun yanına" demiş
- az ateş çok odunu yakar
- az bulmak
- az buz olmamak
- az değil
- az gelmek
- az görmek
- az günün adamı olmamak
- azı çoğa saymak (veya tutmak)
- az kaldı (veya kalsın)
- az kaz, uz kaz, boyunca kaz
- az olsun, uz olsun
- az söyle, çok dinle
- az tamah çok ziyan getirir
- az veren candan, çok veren maldan
- az yiyen çok uyur, çok yiyen güç uyur
Birleşik Kelimeler: az az, az alıcı, az buçuk, az çok, az daha, azel, az gelişmiş, az sonra, en az, azar azar, en azından
- Azot elementinin simgesi
ZE
- Türk alfabesinin yirmi dokuzuncu harfinin adı, okunuşu
EZA (Kelime Kökeni: Arapça eẕāʾ)
-
Üzme, sıkıntı verme, üzgü
Gün geçtikçe içimde anlaşılmaz bir eza uyanmaya başlamıştı. - Reşat Nuri Güntekin
Birleşik Kelimeler: eza cefa
KAZ
-
Perde ayaklılardan, uzun, beyaz veya gri boyunlu, suda ve karada yaşayan, uçan, yabani veya evcil kuş (Anser)
Kazı yıkayıp temizlemişler, sonra da parçalayıp tencereye koymuşlar. - Çetin Altan
- Budala
Ata Sözleri ve Deyimler
- kaz gelen yerden tavuk esirgenmez
- kazı koz anlamak
- kazın ayağı öyle değil
Birleşik Kelimeler: kaz adımı, kazayağı, kazboku, kaz kafalı, kazkanadı, kaz tüyü, deniz kazı, yaban kazı
KEZ
-
Bazı sayı sıfatlarıyla birlikte kullanılarak bir olayın ve olgunun her bir tekrarlanışını bildiren söz, defa, kere, sefer, yol
İki kez İstanbul'a gittim.
Birleşik Kelimeler: bin kez, çoğu kez
PE
- Türk alfabesinin yirminci harfinin adı, okunuşu
KEZA (Kelime Kökeni: Arapça keẕā)
- Aynı biçimde, kezalik
ZEKÂ (Kelime Kökeni: Arapça ẕekāʾ)
-
İnsanın düşünme, akıl yürütme, objektif gerçekleri algılama, yargılama ve sonuç çıkarma yeteneklerinin tamamı, anlak, dirayet, zeyreklik, feraset
Herkesin gönlünü almayı bilecek zekâya sahipti. - Ayla Kutlu
Birleşik Kelimeler: zekâ bölümü, zekâ geriliği, zekâ testi, zekâ yaşı, zekâ yeteneği, analitik zekâ, çoklu zekâ, genel zekâ, üstün zekâ
KÂP (Kelime Kökeni: Arapça kaʿb)
- Aşık kemiği
Ata Sözleri ve Deyimler
- kâbına varamamak
- İçi gaz, sıvı veya katı herhangi bir maddeyi alabilen oyuk nesne
- Kap kacak
- Türlü şeylerin taşınması veya saklanması için kullanılan torba, kılıf, çanta, sepet, sandık vb
- Kapak, cilt
Ata Sözleri ve Deyimler
- kabına sığmamak
Birleşik Kelimeler: kap kacak, bileşik kap, birleşik kap, ayakkabı, deney kabı, kurutma kabı, su kabı, bileşik kaplar, birleşik kaplar
- Gövdeyi omuzların üstünden çepeçevre saracak biçimde yapılan bir tür üst giysisi
- Kadınların giydiği kolsuz üstlük
KEP (Kelime Kökeni: İngilizce cap)
- Başlık, sipersiz şapka
- Asker şapkası
- Hemşirelerin giydiği başlık
- Bazı törenlerde profesör ve öğrencilerin giydikleri özel başlık
PAK (Kelime Kökeni: Farsça pāk)
-
Temiz
Efendiler, bizim çehremiz her zaman temiz ve pak idi ve daima temiz ve pak kalacaktır. - Atatürk
Birleşik Kelimeler: ak pak, pirüpak, temiz pak, akça pakça
PEK
- Sert, katı
-
Sağlam, dayanıklı
İnsan gülden nazik, taştan pektir. - Hüseyin Rahmi Gürpınar
-
Gereken, beklenen veya alışılmış olandan çok
Pek beğendikleri ve pek sevdikleri hâlde aldatırlar. - Hüseyin Cahit Yalçın
-
Hızlı olarak
Pek gittiği için çabuk yoruldu.
Ata Sözleri ve Deyimler
- pek söylemek
Birleşik Kelimeler: pekâlâ, pek başlı, pek canlı, pek çoğu, pek çok, pek doku, pek gözlü, pekiyi, pek pek, pek yürekli, pek yüzlü, ağzı pek, arkası pek, canı pek, gözü pek, sırtı pek, yüreği pek, yüzü pek