KESYAPIŞTIR Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler
KESYAPIŞTIR harflerini içeren 4 harfli 99 kelime bulunuyor. 4 harfli KESYAPIŞTIR kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
APIŞ12,
ERAT (Kelime Kökeni: Türkçe er + at)
- Er, onbaşı ve çavuşlara verilen genel ad
- Erler
KARE (Kelime Kökeni: Fransızca carré)
- Kenarları ve açıları birbirine eşit olan dörtgen, dördül, murabba
-
Bu biçimde olan
Kare masa.
-
İskambil oyunlarında aynı türden dört kâğıdın bir araya gelmesi
Kare as. Kare kız.
Ata Sözleri ve Deyimler
- ...-in karesi
- karesini almak
Birleşik Kelimeler: kare kare, karekök, birimkare, kilometrekare, metrekare, tamkare
KART
-
Gençliği ve körpeliği kalmamış, körpe karşıtı
Bu kart hatunun, bu içi dışı pörsük kadının hâlâ piyasa yeri araması beni çıldırtıyor. - Halide Edip Adıvar
- Düzgün kesilmiş ince karton parçası
- Bir kimsenin kimliğini gösteren, kutlamalarda veya kendini tanıtmada kullanılan, çoğunlukla beyaz, küçük, ince karton parçası, kartvizit
- Kartpostal
-
Bazı yerlere girmek veya bazı şeylerden yararlanmak için verilen, kimliği belirten belge
Basın kartı.
- Oyun kâğıdı
- Fotoğrafçılıkta 9x12 santimetre boyutlarındaki resim
- Telefonlara takılan, iletişimi sağlamak için gerekli bilgilerin yüklendiği parçacık
- Genellikle parasal işlemlerde çok amaçlı olarak kullanılan manyetik özelliği olan plastik nesne
Ata Sözleri ve Deyimler
- kart basmak
- kart çıkarmak
Birleşik Kelimeler: açık kart, ek kart, hamilikart, kırmızı kart, manyetik kart, sanal kart, sarı kart, serbest kart, yeşil kart, adres kartı, banka kartı, basın kartı, duhuliye kartı, giriş kartı, kimlik kartı, kredi kartı, nakit kartı, ödeme kartı, posta kartı, tanıtma kartı, tebrik kartı, telefon kartı, uçuş kartı, varlık kartı, yaka kartı
RATE (Kelime Kökeni: Fransızca raté)
-
Başarısız
Bunlar hâlâ kokmuş ve rate bir romantizmi önümüze sürüyorlar. - Asaf Halet Çelebi
-
Yaşlı, verimsiz, geçimsiz (kimse)
Kaldı ki dikkat edilince görülür ki, bunlar gençliklerinde de olumlu bir şeyler verememiş olan ratelerdir. - Haldun Taner
- Büyük fare
TERK (Kelime Kökeni: Arapça terk)
- Bırakma, ayrılma
- Vazgeçme
- Bakmama, ihmal etme
Ata Sözleri ve Deyimler
- terk etmek
ARTI
- Toplama işleminde + işaretinin adı, zait
- Sıfırdan büyük, önünde artı işareti bulunan (sayı), eksi karşıtı, pozitif
-
Fazlalık
Alışkanlıklarımız artılarıyla eksileriyle nelerdir, aktarılmıyor çocuklarımıza. - Nezihe Meriç
Birleşik Kelimeler: artı güç, artı para, artı sayı, artı uç
ARIK
-
Ark
Arıkta çimdim de geldim diye fısıldadı. - Cahit Uçuk
- Fide veya fidan dikilen yer
Ata Sözleri ve Deyimler
- arık çekmek
-
Zayıf, cılız, kuru, sıska
Arık, zayıf bir buzağı kuyruğunu sallayarak gidiyordu. - Memduh Şevket Esendal
Ata Sözleri ve Deyimler
- arık ata kuyruğu da yüktür
- arık etten yağlı tirit olmaz
- arık öküze bıçak çalınmaz
ATIK
- Hastane, ev, fabrika vb. yerlerde kullanılmış, artık işlenemez veya çevre için zarar oluşturan her türlü madde
- Üretimden tüketime kadar olan tüm aşamalarda ortaya çıkan ve kullanıcının artık işine yaramayan maddelerin tamamı
- Atılmış, atılan
Birleşik Kelimeler: atık kâğıt, atık su, endüstriyel atık, evsel atık, katı atık, nükleer atık, tıbbi atık, inşaat atığı
ATKI
-
Soğuğa karşı omuzlara, başa, sırta veya boyna alınan örtü, bürgü
Belinde ince bir ceylan postu, sırtında ağaç liflerinden örülmüş kaba bir atkı vardı. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu
- Bazı kadın ayakkabılarında ve çocuk patiklerinde ayağın üstünden geçen, yandan iliklenen ince uzun parça
- Kapı ve pencerelerin yapımında üst tarafa konan ağaç, taş veya beton destek, üst eşik
- Dokuma tezgâhlarında mekikle enine atılan iplik, argaç
- Büyük yaba
Birleşik Kelimeler: atkı iplik
AKSE (Kelime Kökeni: Fransızca accès)
- Hastalık nöbeti, kriz
Birleşik Kelimeler: kalp aksesi
IRAK
-
Uzak
Sesin ıraktan gelir, yürek deler. - Memduh Şevket Esendal
Ata Sözleri ve Deyimler
- ırak yerin haberini kervan getirir
Birleşik Kelimeler: ırakgörür
- Klasik Türk müziğinde, aynı adla anılan ve kalın fa diyez notasını andıran perdedeki makamlardan biri
KARS
- Türkiye'nin Doğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan illerinden biri
KÂSE (Kelime Kökeni: Farsça kāse)
-
Cam, çini, toprak vb.nden yapılmış derince çanak
Kocaman bakır kâsede kuskus çorbası vardı. - Nezihe Araz
Birleşik Kelimeler: kâseifağfur
KARI
-
Bir erkeğin evlenmiş olduğu kadın, eş, refika, zevce
Eve varınca karım Fadime kapıyı açar. - Sait Faik Abasıyanık
-
Kadın
Analar ağlıyor, nişanlılar ağlıyor, karılar ağlıyordu fakat Saliha kadın buna alışmıştı. - Halide Edip Adıvar
- Yaşlı, ihtiyar
Ata Sözleri ve Deyimler
- karı gibi
- karının saçlısı, tarlanın taşlısı
- karısının üstüne evlenmek
Birleşik Kelimeler: karı ağızlı, karı kız milleti, karı koca, karım köylü, karısı ağızlı, karısı köylü, katır karı, kocakarı, alkarısı, çarşamba karısı, mahalle karısı
KAST (Kelime Kökeni: Fransızca caste)
- Ayrıcalıklar bakımından yukarıdan aşağıya doğru kesin ölçülerle sınırlanmış bulunan, en koyu biçimiyle Hindistan'da görülen toplumsal sınıfların her biri