[isim]

[halk ağzında]

• Büyük iplik çilesi

• Bağlam, demet

[isim]

• Değerinden çok aşağı bir fiyatla alınan veya alınabilecek olan şey, okazyon

  Ben akıllı olmasaydım bu kelepiri elden kaçırırdım. - Aka Gündüz

Ata Sözleri ve Deyimler

• kelepire konmak
• kelepir yakalamak

[isim]

• Atın başvurmasını engelleyen kayış

[isim]

• Keleplemek işi

[isim]

• Tutukluların kaçmasını önlemek için bileklerine takılan, bir zincirle tutturulmuş demir halka

  Kafile kelepçe, zincir ve pranga sesleri ile meydanı geçti. - Falih Rıfkı Atay

[teknik]

• Kablo, boru vb. şeyleri bir yere bağlı tutmak için kullanılan halka veya kelebek

Ata Sözleri ve Deyimler

• kelepçe vurmak (veya takmak)
• kelepçeye vurmak

[isim]

• Kelep işiyle uğraşan kimse

  Kelepçi kızlar da bankodakiler gibi, fazla iplik kopmasından şikâyetçiydiler. - Orhan Kemal

[-i]

[halk ağzında]

• İpi çile yapmak

  Yün boyayanlar, eğrilmiş deve yününden kelepleyip, boya kazanına daldırıp ağaçlara asıyorlar. - Nezihe Araz

[sıfat]

• Kelepçesi olan

• Bileklerine kelepçe takılmış olan

  Kelepçeli ellerini jandarmaya uzatışını hiçbir zaman unutmayacağım. - Necati Cumalı

[zarf]

• Kelepçe takılı olarak

[isim]

• Her şeyi kelepir olarak ele geçirmek isteyen kimse

[isim]

• Kelepçinin yaptığı iş

[isim]

• Kelepircinin yaptığı iş

[isim]

• Kelepçelemek işi

[-i]

• Kelepçe takmak

  Yahut kendisini zorla kelepçeleyerek gönderirim. - Aka Gündüz

[isim]

• Kelepçelenmek işi

[nesnesiz]

• Kelepçeleme işi yapılmak