KAŞIK ile Oluşan Kelimeler (KAŞIK Kelime Türetme)

KAŞIK harflerinden oluşan 14 kelime bulunuyor. KAŞIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Kaşık kelimesinin anlamı nedir? Kaşık ile başlayan kelimeler. Kaşık ile biten kelimeler. İçinde kaşık olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

5 Harfli Kelimeler

KAŞIK9, KAKIŞ9

4 Harfli Kelimeler

AŞIK8, AKIŞ8

3 Harfli Kelimeler

AŞI7, KIŞ7, ŞIK7, AŞK6, KAŞ6, ŞAK6, AKI4, KAK3

2 Harfli Kelimeler

5, AK2

AK

[isim]

  • Kar, süt vb.nin rengi, beyaz, kara ve siyah karşıtı

[sıfat]

  • Bu renkte olan
  • Beyaz leke

    Bir gözünde akı var.

[sıfat]

[mecaz]

  • Temiz

[sıfat]

[mecaz]

  • Dürüst

[sıfat]

[mecaz]

  • Sıkıntısız, rahat

    Ak günler göresin.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ak akçe kara gün içindir
  • ak dediğine kara demek
  • ak don kara don geçitte belli olur
  • ak gün ağartır, kara gün karartır
  • akı ak karası kara
  • akı karası geçitte belli olur
  • akım derken bokum demek
  • ak koyun kara koyun geçit başında belli olur
  • ak koyunu gören içi dolu yağ sanır
  • ak koyunun kara kuzusu da olur
  • ak köpeğin pamuk pazarına zararı vardır
  • akla karayı seçmek
  • ak sakaldan yok sakala gelmek

Birleşik Kelimeler: ak ağa, akağaç, akamber, akasma, akbaba, akbakla, akbalık, akbalıkçıl, akbasma, akbaş, ak benek, akbuğday, akburçak, akciğer, akçöpleme, akdarı, ak demir, akdiken, akdoğan, akdut, ak gözlü, akgünlük, akhardal, ak kan, akkaraman, akkarınca, akkavak, akkefal, akkelebek, akkor, akkuş, akkuyruk, aklevrek, ak madde, akmantar, ak pak, akpas, akpelin, ak saçlı, aksakal, ak sakallı, aksedir, aksoğan, aksöğüt, aksu, aksuna, aksungur, ak sülümen, aktaş, aktavşan, aktöre, aktutma, ak yazı, ak yel, ak yem, Ak Yıldız, akyuvar, akzambak, yüzü ak, göz akı, yumurta akı, yüz akı

KAK

[isim]

[halk ağzında]

  • Elma, armut vb. meyvelerin kurutulmuşu

    İki sipahinin yancıklarında biraz peksimet, biraz da dut kakı olduğu hâlde daha bir lokma yemiş değillerdi. - Nihal Atsız

[sıfat]

[mecaz]

  • Zayıf ve kuru (kimse)

AKI

[isim]

[fizik]

  • Herhangi bir kuvvet alanında, belli bir düzlemin belli bir bölümünden geçtiği varsayılan güç çizgileri, seyelan

Birleşik Kelimeler: ışık akısı, ışınım akısı

[isim]

  • Yemek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aşını, eşini, işini bil
  • aşı pişiren yağ olur, gelinin yüzü ağ olur
  • aş taşınca kepçeye paha olmaz
  • aş tuz ile, tuz oran ile

Birleşik Kelimeler: aş damı, aşerme, aşevi, aşhane, aş ocağı, alaca aş, katıklı aş, arabaşı

AŞK (Kelime Kökeni: Arapça ʿaşḳ)

[isim]

  • Aşırı sevgi ve bağlılık duygusu, sevi, sevda, amor (II)

    Gönlüm düştü bu sevdaya / Gel gör beni aşk neyledi - Yunus Emre

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aşka düşmek
  • aşka gelmek
  • aşk ağlatır, dert söyletir
  • aşk olmayınca meşk olmaz
  • aşk olsun
  • aşk yapmak

Birleşik Kelimeler: aşkmerdiveni, ilanıaşk, karşılıksız aşk, yasak aşk, yıldırım aşkı

KAŞ

[isim]

[anatomi]

  • Gözlerin üzerinde kemerli birer çizgi oluşturan kısa kıllar

    Alnında boncuk boncuk terler birikmişti, kaşlarının üstüne doğru sızıyordu. - Mahmut Yesari

  • Eyerin ön ve arkasındaki çıkıntılı bölüm

[halk ağzında]

  • Sarp kayalık, uçurum

[halk ağzında]

  • Bağ ve bahçelerde toprak yığarak yapılan sınır, set

[halk ağzında]

  • Ocağın veya şöminenin üst tarafında bulunan, üzerine malzeme konulan çıkıntı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kaş (veya kaşını) yıkmak
  • kaş göz etmek
  • kaş göz işareti yapmak
  • kaşı (veya kaşları) çatılmak
  • kaşını gözünü eğmek
  • kaşının altında gözün var dememek
  • kaş ile göz, gerisi söz
  • kaşla göz arasında
  • kaşlarını çatmak
  • kaş yapayım derken (veya yaparken) göz çıkartmak (veya çıkarmak)

Birleşik Kelimeler: kaşbastı, kaş jölesi, çatık kaş, çatma kaş, karakaş, baca kaşı, civankaşı, eyer kaşı, ocak kaşı, yüzük kaşı

[isim]

  • Antalya iline bağlı ilçelerden biri

ŞAK

[isim]

  • Eni geniş bir şeyle vurulduğunda çıkan ses

Ata Sözleri ve Deyimler

  • şak diye

Birleşik Kelimeler: şak şak

[isim]

[eskimiş]

  • Yarma, yarılma
  • Yarık, çatlak

Birleşik Kelimeler: şakketmek

AŞI

[isim]

[kimya]

  • Birtakım hastalıklara karşı bağışıklık sağlamak için vücuda verilen, o hastalığın mikrobuyla hazırlanmış eriyik
  • Bu eriyiğin uygulanması

    Çiçek aşısı. Kolera aşısı. Tifo aşısı.

  • Bir ağacın dalı veya gövdesi üzerine, aynı familyanın daha iyi bir türünden alınan dal, göz, tomurcuk vb. parçaları kaynaştırma işi
  • Bu yolla eklenen parça

[sıfat]

  • Aşılı (bitki)

    Sana yeni aşı güllerimi göstereceğim. - Aka Gündüz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aşı olmak (veya vurulmak veya yapılmak)
  • aşı vurmak (veya yapmak)

Birleşik Kelimeler: aşı boyalı, aşı boyası, aşı kâğıdı, aşı taşı, çatal aşı, kakma aşı, karma aşı, yarma aşı, çiçek aşısı, göz aşısı, kalem aşısı, yaprak aşısı

KIŞ

[isim]

  • Kuzey yarım kürede 22 Aralık-21 Mart tarihleri arasındaki zaman dilimi, sonbaharla ilkbahar arasındaki soğuk mevsim

    Kıştı. Yerler iki karış kar tutmuştu. - Tarık Buğra

[mecaz]

  • Çok soğuk hava

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kış basmak (veya bastırmak)
  • kışı geçirmek
  • kış kışlığını, kuş kuşluğunu gösterir
  • kış yapmak

Birleşik Kelimeler: kış çorbası, kış dönemi, Kış Dönencesi, kış günü, kış kayıtı, kış kıyamet, kış uykusu, kara kış, yaz kış, yazlı kışlı

[isim]

  • Tavuk vb. kümes hayvanlarını kovalamak için çıkarılan ses

ŞIK (Kelime Kökeni: Fransızca chic)

[sıfat]

  • Güzel, zarif, modaya uygun

    Şık bir elbise.

  • Güzel, modaya uygun giyinmiş olan

    Daima müzik vardı, şık kadınlar vardı. - Halide Edip Adıvar

[mecaz]

  • Yerinde, uygun

    Herkesin içinde dans öğrenmem şık olur. - Peyami Safa

[isim]

  • Seçenek

    Sizin için iki şık var, ya çalışacaksınız ya bu işten vazgeçeceksiniz.

ÂŞIK (Kelime Kökeni: Arapça ʿāşiḳ)

[isim]

  • Bir kimseye veya bir şeye karşı aşırı sevgi ve bağlılık duyan, vurgun, tutkun kimse

    Güzeller deniz kenarına geldikleri zaman âşıklar da kale burçlarına ve bedenlerine dolarlar. - Asaf Halet Çelebi

  • Birbirini seven bir çiftten kadına oranla genellikle erkeğe verilen ad
  • Halk ozanı

    Dinleyin âşıklar benim sözümü / Felek yaktı kül eyledi özümü - Halk türküsü

[teklifsiz konuşmada]

  • Dalgın, kalender kimse

    Âşık yine geç kaldın.

[ünlem]

[teklifsiz konuşmada]

  • `Ahbap, arkadaş` anlamında kullanılan bir seslenme sözü

    Âşık! Anlat bakalım, neler yaptın?

Ata Sözleri ve Deyimler

  • âşığa Bağdat sorulmaz
  • âşığa Bağdat uzak değil
  • âşığı kesilmek
  • âşığın gözü kördür
  • âşık, âlemi kör, dört yanını duvar sanır
  • âşık etmek
  • âşık olmak

Birleşik Kelimeler: badeli âşık, sırsıklam âşık

[isim]

[anatomi]

  • Aşık kemiği

[mimarlık]

  • Aşırma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aşığı cuk oturmak
  • aşık atmak
  • aşık atmak (veya oynamak)
  • aşık daima bey oturmaz

Birleşik Kelimeler: aşık kemiği

AKIŞ

[isim]

  • Akma işi
  • Geçip gitme, sürüp gitme

    Günlerin akışı. Olayların akışı.

  • Belirlenen biçimde, kurallarına ve doğasına uygun olarak gerçekleşme

    Metin aynı zamanda müziksel bir akış da içermektedir. - Adalet Ağaoğlu

  • Akın

    Meğer o akış da Rumeli topraklarında son istila hareketimizmiş. - Yahya Kemal Beyatlı

Birleşik Kelimeler: bilinç akışı, elektron akışı, trafik akışı

KAŞIK

[isim]

  • Sulu veya bazı ufak taneli yiyecekleri ağza götürmeye yarayan saplı sofra aracı
  • Ucu iğneli kaşık biçimindeki olta

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kaşık atmak (veya çalmak)
  • kaşık kadar
  • kaşıkla verip kepçeyle geri almak
  • kaşıkla yedirip sapıyla (gözünü) çıkartmak
  • kaşık sallamak

Birleşik Kelimeler: kaşık çalımı, kaşık düşmanı, kaşık havası, kaşık kaşık, kaşık otu, kaşık oyunu, kaşık tırnak, çalakaşık, tahta kaşık, çay kaşığı, çorba kaşığı, kahve kaşığı, tatlı kaşığı

KAKIŞ

[isim]

  • Kakma işi

Birleşik Kelimeler: itiş kakış