KAÇIRMA Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
KAÇIRMA harflerini içeren 5 harfli 27 kelime bulunuyor. 5 harfli KAÇIRMA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Kaçırma ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Kaçırma olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
ÇIKMA10,
KARMA
- Karmak işi
-
Ayrı türden olan ögelerin karıştırılmasıyla oluşmuş, muhtelit
Karma futbol takımı.
Birleşik Kelimeler: karma aşı, karma eğitim, karma ekonomi, karmakarış, karmakarışık, karma okul, karma sergi, karma tamlama, karma tren
MARKA (Kelime Kökeni: İtalyanca marca)
- Resim veya harfle yapılan işaret
- Bilet, para yerine kullanılan metal veya başka şeyden parça
- Bir ticari malı, herhangi bir nesneyi tanıtmaya, benzerinden ayırmaya yarayan özel ad veya işaret
- Tanınmış ürün, saygın kişi vb
Ata Sözleri ve Deyimler
- marka giymek
- marka olmak
Birleşik Kelimeler: çarliston marka, çarliston marka kereste, kazık marka
RAMAK (Kelime Kökeni: Arapça ramaḳ)
-
`Bir şeyin olmasına çok az kalmak` anlamına gelen ramak kalmak deyiminde geçer
Gerçekten deli olmama ramak kalmıştı. - Ahmet Midhat
RAKAM (Kelime Kökeni: Arapça raḳam)
-
Sayıları göstermek için kullanılan işaretlerden her biri
0, 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, I, II, III ...
-
Bu işaretlerle yazılmış sayı
Rakamları sıralamaya ihtiyacın yoktur herhâlde. - Necip Fazıl Kısakürek
-
Nicelik, miktar
Kayıplar yüksek bir rakama çıktı.
Birleşik Kelimeler: astronomik rakam, toparlak rakam, Arap rakamları, Romen rakamları
IRMAK
-
Çoğunlukla denize dökülen, özellikle genişliği ve taşıdığı su niceliği bakımından en büyük akarsu, nehir
Sakarya sanki adı duyulmadık hatta adı konmadık bir ırmaktı. - Tarık Buğra
Ata Sözleri ve Deyimler
- ırmağı geçerken at değiştirilmez
- ırmak kenarına çeşme yapılmaz
Birleşik Kelimeler: ırmak roman, deli ırmak
IRAMA
- Iramak işi
KIRMA
- Kırmak işi
- Pili
-
Kırılmış veya dövülmüş tahıl
Buğday kırması.
- Basılı kâğıtları forma durumuna getirmek için belli yerlerinden bükme ve katlama işi
-
Ot bitmeyen bayır
Yeşerir bayırlar, çöller, kırmalar / Nakışların bugün dört yanın dağlar. - Âşık Ali İzzet
-
Ortasından kırılarak doldurulan (tüfek)
Mustafa, kırma tüfeğe bir kurşun sürdü. - Yaşar Kemal
-
Melez
Arap kırması bir at.
- Yabancı etkilerle özgün niteliğini yitirmiş olan
Birleşik Kelimeler: divani kırması, minare kırması
RAKIM (Kelime Kökeni: Arapça rāḳim)
- Yükselti
ARKAÇ
- Ağıl
- Dağ sırtlarında davarların yatırıldığı düz, rüzgâr almayan kuytu yer
ÇARKA
- Osmanlı ordusunda öncü görevi
ÇAKAR
- Denizde, açığa veya kıyılara yerleştirilen, düzenli aralıklarla ve sürekli belirli aralıklarla yanıp sönen küçük fener, şimşekli fener
-
Genişliği on, uzunluğu yaklaşık iki yüz elli kulaç olan balık ağı
Kolyoz çakarı. Uskumru çakarı.
ÇAKRA (Kelime Kökeni: Sanskrit)
- İnsan bedeninde bulunan enerjiyi tüm vücuda dağıtan enerji noktaları
KRAÇA
- İstavrit balığının küçüğü
KAÇAR
-
Kaç soru sıfatının üleştirme biçimi
Bu evler kaçar odalı?
Her birinden kaçar tane aldınız?
AÇMAK
-
Bir şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmek
Kapıyı açıp içeri giriyorum. - Adalet Ağaoğlu
-
Engeli kaldırmak
Karla kapanan yolu açmak.
-
Sarılmış, katlanmış, örtülmüş veya iliklenmiş olan şeyleri bu durumdan kurtarmak
Kadın hamalı dışarı çıkardı, sonra çantasını açıp birkaç lira çıkardı. - Memduh Şevket Esendal
- Bir şeyi, bir yeri oyarak veya kazarak çukur, delik oluşturmak
-
Tıkalı bir şeyi bu durumdan kurtarmak
Su borusunu açmak.
-
Alanını genişletmek
Anıtın çevresini açmak.
-
Birbirinden uzaklaştırmak
Kollarını açtı.
-
Yarmak
Çıbanı açmak.
-
Düğümü veya dolaşmış bir şeyi bu durumdan kurtarmak
Yumağı açmak.
- Bir toplantıyı, etkinliği başlatmak
- Bir kuruluşu, bir iş yerini işler duruma getirmek
-
Bir aygıtı, bir düzeneği çalıştırmak
Dönüş yolunda radyoyu açtık. - Elif Şafak
-
Alışverişi başlatmak
Bakan, tütün piyasasını açtı.
-
Rengin koyuluğunu azaltmak
Bu boyayı biraz daha açmalı.
-
Yakışmak, güzel göstermek
Bu renk odayı açtı.
- Ferahlık vermek
-
Beğenmek
Burası beni açmadı, başka yere gidelim.
- Bir konu ile ilgili konuşmak
-
Avunmak veya danışmak üzere söylemek, içini dökmek
Size derdimi açmaya geldim. - Falih Rıfkı Atay
- Satranç, poker vb. oyunları başlatmak
-
Yapmak, düzenlemek
Sınav açmak.
-
Ayırmak, tahsis etmek
Senin için üst katta bir oda açtık.
-
Görünür duruma getirmek
Kollarını, göğsünü açmış.
-
Bulutların dağılmasıyla gökyüzü aydınlanmak
Hava açtı.
-
Geçit sağlamak
İki oda arasına kapı açtık.
-
Sıkılganlığını, utangaçlığını gidermek
Öğretmen sürekli konuşuyor, öğrenciyi açmak istiyordu.
- Savaşla almak, fethetmek
Ata Sözleri ve Deyimler
- aç gözünü, açarlar gözünü
- açma sırrını dostuna, o da söyler dostuna
- açtı ağzını, yumdu gözünü
Birleşik Kelimeler: yivaçar