KAZANDİBİ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

KAZANDİBİ harflerini içeren 5 harfli 21 kelime bulunuyor. 5 harfli KAZANDİBİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BANAZ10, BAZİK10, DİZİN10, DİKİZ10, KABZA10, ABADİ9, BİNDİ9, BADİK9, İBDAİ9, ANZAK8, İZNİK8, KAZAN8, NAZİK8, ZANKA8, ABANİ7, BANKA7, BANAK7, BAKAN7, KABAN7, KABİN7, NAKDİ7

ABANİ

[isim]

  • Genellikle sarık, bohça, kundak ve yorgan yüzü yapımında kullanılan, zemini beyaz, üzerinde safran renginde nakışlar bulunan ipek kumaş

    Bursa abanisi.

[sıfat]

  • Bu kumaştan yapılmış

    Yalnız sarı cübbeli, abani sarıklı, peykede bağdaş kurmuş bir cüce vardı ki onu tanımadı. - Halide Edip Adıvar

BANKA (Kelime Kökeni: İtalyanca banca)

[isim]

  • Faizle para alıp veren, kredi, iskonto, kambiyo işlemleri yapan, kasalarında para, değerli belge, eşya saklayan ve ticaret, sanayi, ekonomi alanlarında çeşitli etkinliklerde bulunan kuruluş
  • Bankacılık işleminin yapıldığı yapı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bankadan çekmek (veya almak)
  • banka gibi
  • bankaya yatırmak

Birleşik Kelimeler: banka cüzdanı, banka defteri, banka kartı, aracı banka, devlet bankası, göz bankası, kan bankası, veri bankası, yatırım bankası

BANAK

[isim]

[halk ağzında]

  • Ekmek parçası, lokma

BAKAN

[isim]

  • Hükûmet işlerinden birini yönetmek için, genellikle milletvekilleri arasından, başbakan tarafından seçilerek cumhurbaşkanınca onaylandıktan sonra işbaşına getirilen yetkili, vekil, icra vekili, nazır

    O sadece iyi bir bayındırlık bakanıdır. - Falih Rıfkı Atay

Birleşik Kelimeler: Bakanlar Kurulu, başbakan, devlet bakanı

KABAN (Kelime Kökeni: Ermenice)

[isim]

[halk ağzında]

  • Dik yokuş
  • Tepe

    Seher vakti keklik çıkar kabana / Sallandıkça püskül değer tabana - Halk türküsü

[isim]

  • Çeşitli kumaşlardan yapılmış, kalçaya kadar inen ve paltoya benzeyen üst giysisi

KABİN (Kelime Kökeni: Fransızca cabine)

[isim]

  • Küçük, özel bölme

    Az sonra asansör kabininin çıkardığı sesi yeniden duydu. - Osman Aysu

  • Gemilerde, uçaklarda, uzay gemilerinde küçük bölme
  • Uçakta yolcuların oturduğu bölüm
  • Plajda soyunma yeri

    Sonra kabinini gösterdi Özer'e. Hadi giyin, kabinimin kapısından gel al beni. - Necati Cumalı

Birleşik Kelimeler: kabin amiri, banyo kabini, duş kabini, pilot kabini, telefon kabini

NAKDÎ (Kelime Kökeni: Arapça naḳdī)

[sıfat]

  • Parasal

    Ve bu nakdî fedakârlıkların yekûnuyla, dört beş aile rahat rahat geçinebilirdi. - Nazım Hikmet

Birleşik Kelimeler: nakdî ceza, nakdî kıymet, nakdî teminat, nakdî vergi, nakdî yardım

ANZAK (Kelime Kökeni: İngilizce anzac)

[isim]

[tarih]

  • Birinci Dünya Savaşı sırasında kurulan, Avustralya veya Yeni Zelanda birliklerinin ortak adı

İZNİK

[isim]

  • Bursa iline bağlı ilçelerden biri

KAZAN

[isim]

  • Çok miktarda yemek pişirmeye veya bir şey kaynatmaya yarayan büyük, derin kap

    Koca bir kazan patates kaynattık. - Aka Gündüz

  • Buhar makinelerinde, kalorifer tesisatında, suyun kaynatıldığı büyük derin kap

    Kazan patladı.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kazan (biri) kepçe
  • kazanı kapalı kaynamak
  • kazan kaldırmak (veya devirmek)
  • kazan kaynamayan yerde maymun oynamaz

Birleşik Kelimeler: kazan dairesi, kazandibi, kazan kebabı, kazan taşı, banyo kazanı, boyama kazanı, buhar kazanı, cadı kazanı, çamaşır kazanı, kalorifer kazanı

NAZİK (Kelime Kökeni: Farsça nāzuk)

[sıfat]

  • Başkalarına karşı saygılı davranan

    Seçilmişlik duygusu insanları birbirine yakınlaştırdığından içeride herkes birbirine karşı son derece nazikti. - Elif Şafak

  • İnce yapılı, narin

    Kadın fevkalade nazik ve güzel, çocuklar oya gibi idiler. - Sait Faik Abasıyanık

  • Özen, dikkat gösterilmezse kırılabilen, bozulabilen, kötüleşebilen

    Nazik bir bitki.

  • Gerekli önlemler alınmadığında daha kötü olan, kritik

    Şimdi devleti tehlikeden kurtaracak pek nazik zamandır. - Abdülhak Şinasi Hisar

  • Dikkat isteyen, özen gerektiren

    Rica ederim gülmeyiniz, iş pek naziktir, şaka götürmez. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

Birleşik Kelimeler: alinazik

ZANKA (Kelime Kökeni: Rusça)

[isim]

  • İki atlı kızak

ABADİ (Kelime Kökeni: Farsça ābādī)

[isim]

[eskimiş]

  • Açık saman renginde, ipekten yapılan, yarı mat, kalınca bir yazı kâğıdı türü

BİNDİ

[isim]

  • Destek

BADİK

[isim]

[halk ağzında]

  • Ördek
  • Palaz

[sıfat]

  • Kısa boylu

    Badik kızların yanı sıra perçemli öğrenciler geçiyordu. - Sait Faik Abasıyanık