KAYNAKÇILIK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

KAYNAKÇILIK harflerini içeren 6 harfli 33 kelime bulunuyor. 6 harfli KAYNAKÇILIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

AYAKÇI12, ÇAYLIK12, YALÇIN12, YALINÇ12, AÇKILI11, ÇIKKIN11, ÇAKILI11, ÇAYLAK11, ILIKÇA11, KILÇIK11, KAYNAÇ11, AYILIK10, ALIKÇA10, ALAÇIK10, ÇINLAK10, KAKINÇ10, KAÇKIN10, KAÇLIK10, KALÇIN10, YIKKIN10, AYAKLI9, AYNALI9, ÇALKAK9, YANLIK9, YAKALI9, ANILIK8, KANYAK8, KINALI8, KAYNAK8, ANALIK7, KAKLIK7, KALKIK7, KALKAN6

KALKAN

[isim]

  • Ok, kılıç vb.nden korunmak için savaşçıların kullandığı korunmalık
  • Toplum olaylarında güvenlik görevlilerinin çeşitli saldırı araçlarından kendilerini ve başkalarını korumak için kullandıkları, özel olarak yapılmış korumalık

[mecaz]

  • Koruyucu

    Akbabanın kanatlarından başka kalkanı yoktu galiba. - Yusuf Ziya Ortaç

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kalkan etmek
  • kalkan olmak

Birleşik Kelimeler: kalkan bezi, kılıçkalkan

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Yan yüzergillerden, büyük, yassı, derisi düğme veya çivi denilen birtakım sivri kemiklerle örtülü, beyaz etli balık, kalkan balığı (Scophtalmus maximus)

Birleşik Kelimeler: kalkan balığı, kalkan böcekleri, çivisiz kalkan

ANALIK

[isim]

  • Anne olma durumu

    Yazarların analığa ve analarına yaklaşımları da çeşitlidir doğallıkla. - Adalet Ağaoğlu

  • Anne olma duygusu
  • Anne yerini tutan veya anne kadar yakınlık gösteren kadın
  • Anaca davranış

[halk ağzında]

  • Üvey ana

    Benim analığımın yetiştiği konak da çok çok büyükmüş. - Refik Halit Karay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • analık etmek
  • analık fenalık

Birleşik Kelimeler: sütanalık

KAKLIK

[isim]

[halk ağzında]

  • Kaya ve ağaç oyuklarında su birikintisi

KALKIK

[sıfat]

  • Düzeyine göre yüksekte olan

    Masanın bir tarafı kalkık.

  • Kabararak yerinden ayrılmış

    Kaplamanın ortası kalkık.

  • Dik durumda, ucu yukarı doğru olan

    Ve eniştemiz yine kaşlarını, omuzlarını yukarıya kalkık ve başını önüne eğik tutmaya koyulurdu. - Abdülhak Şinasi Hisar

ANILIK

[isim]

  • İçine hatıraların yazıldığı defter, hatıra defteri

[sıfat]

  • Anı özelliği taşıyan

KANYAK (Kelime Kökeni: Fransızca cognac)

[isim]

  • Konyak

KINALI

[sıfat]

  • Kına ile boyanmış olan
  • Kınanın renginde veya kızıl renkte olan

    Bıyıklarının ortası belli ki tütün zifirinden kınalı bir renk almıştı. - Refik Halit Karay

[isim]

  • Yapıncak(II)

Birleşik Kelimeler: kınalı bamya, kınalı keklik, kınalı kuzu, kınalı yapıncak, geçmişi kınalı, ölüsü kınalı

KAYNAK

[isim]

  • Bir suyun çıktığı yer, kaynarca, pınar, memba, göz

    Sonra yavaşça kaynağa doğru eğildi. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Bir şeyin çıktığı yer, menşe

    İnanılır kaynaklardan alınan haberlere göre...

  • Gelir, kazanç, sağlık vb.ni sağlayıcı öge

    Yabancı bir idare, iktisat, ticaret, memleketin bütün kazanç kaynaklarına musallat olur. - Falih Rıfkı Atay

  • Araştırma ve incelemede yararlanılan belge, referans

    Tapu kayıtları onun XVI. yüzyılda yaşadığını gösteren başlıca kaynaklardandır.

  • Herhangi bir bilim dalında yazılmış olan yazı veya eserlerin bütünü, literatür
  • İki metal veya yapay parçayı ısıl yolla birleştirme yöntemi, kaynaştırıp yapıştırma işi

[mecaz]

  • Sırayı beklemeden başkalarının hakkını alarak mevcut sıranın ön taraflarına girme işi

[fizik]

  • Herhangi bir enerjinin oluşup çevreye yayıldığı yer

    Işık kaynağı.

    Isı kaynağı.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kaynağını (bir şeyden) almak
  • kaynak yapmak

Birleşik Kelimeler: kaynakhane, kaynak kişi, kaynak korozyonu, kaynak makinesi, kaynak suyu, öz kaynak, bağımlı akım kaynağı, buzul kaynağı, elektrik kaynağı, enerji kaynağı, gelir kaynağı, güç kaynağı, haber kaynağı, ilham kaynağı, kesintisiz güç kaynağı, yer altı kaynakları

AYAKLI

[sıfat]

  • Ayağı olan

    Odanın ortasına üç ayaklı masayı koymuş, etrafına sandalyeleri diziyordu. - Peyami Safa

  • Bir destekle yere dayanan

    Ayaklı kadeh.

  • Ayakla işletilen

    Ayaklı dikiş makinesi.

Birleşik Kelimeler: ayaklı ansiklopedi, ayaklı canavar, ayaklı gazete, ayaklı koşma, ayaklı kütüphane, ayaklı mâni, iki ayaklı, kan ayaklı, kanı ayaklı, çift ayaklılar, çok ayaklılar, dört ayaklılar, karından ayaklılar, kolsu ayaklılar, kürek ayaklılar, on ayaklılar, perde ayaklılar, yüzgeç ayaklılar

AYNALI

[sıfat]

  • Aynası olan

    Hemen aynalı dolabını açtı, en iyi çarşafını çıkararak acele giyinmeye başladı. - Peyami Safa

[argo]

  • Parlak yüzlü, yakışıklı, güzel

    Vah vah, aynalı şeydi doğrusu, kayartonun elinden kurtaramadınız. - Refik Halit Karay

Birleşik Kelimeler: aynalı sazan

ÇALKAK

[isim]

[halk ağzında]

  • Çalkar

YANLIK

[isim]

  • Kahvaltıda ve diğer öğünlerde ana yiyeceğin yanında verilen çerez türü veya domates, salatalık vb. yiyecekler

YAKALI

[sıfat]

  • Herhangi bir biçimde yakası olan

    Damat orta yaşlı bir zat olup kadife yakalı lacivert bir palto giymişti. - Haldun Taner

Birleşik Kelimeler: yakalı kamçılılar, altın yakalı, beyaz yakalı, çelik yakalı, mavi yakalı, pembe yakalı, yeşil yakalı

[isim]

[halk ağzında]

  • Boynu üzerinde manto yakasına benzeyen tüyleri bulunan bir tür güvercin

AYILIK

[isim]

  • Kabalık, kaba davranış

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ayılık etmek

ALIKÇA

[sıfat]

  • Alık benzeri

    Yüzünde hayli alıkça denebilecek bön bir mutluluk ifadesi vardı. - Murathan Mungan

[zarf]

  • (alı'kça) Alık olana yaraşır bir biçimde

    O andaki hayretimi hatırladıkça / Rejisöre bakakaldım öyle alıkça. - Enis Behiç Koryürek