KAYDIRILMAK Harflerini İçeren 8 Harfli Kelimeler

KAYDIRILMAK harflerini içeren 8 harfli 36 kelime bulunuyor. 8 harfli KAYDIRILMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

KIYDIRMA15, YILDIRMA15, KAYDIRMA14, YILDIRAK14, DAYAKLIK13, KIYMALIK13, KIYILAMA13, KIYILMAK13, KALDIRIM13, KILDIRMA13, KAYDIRAK13, YIKILMAK13, YALDIRAK13, YARIMLIK13, ARDILMAK12, AYRILMAK12, AYRIKLIK12, ALDIRMAK12, DARILMAK12, KALDIRMA12, KAYMAKLI12, KAYKILMA12, KAYIRMAK12, YIRLAMAK12, YAMAKLIK12, YAKILMAK12, YAKMALIK12, YARILMAK12, YARIKLIK12, YARMALIK12, KIRKILMA11, KIRMALIK11, KIRILMAK11, KIRKLAMA10, KARILMAK10, KARMALIK10

KIRKLAMA

[isim]

  • Kırklamak işi

KARILMAK

[nesnesiz]

  • Karma işi yapılmak, karışmak

[halk ağzında]

  • Hayvan çiftleşmek

KARMALIK

[isim]

  • Karma olma durumu

    Meclisin bütün karmalığı bu yuvarlak sofranın etrafında idi. - Falih Rıfkı Atay

KIRKILMA

[isim]

  • Kırkılmak işi

KIRMALIK

[isim]

  • Melezlik

    Dinde de cemiyette de bu kırmalık, bu melezlik tuhaf oluyor. - Aka Gündüz

KIRILMAK

[nesnesiz]

  • Kırma işine konu olmak, bir veya birçok parçaya ayrılmak
  • Bükülerek kat yeri oluşturmak
  • Savaş, bulaşıcı hastalık sebebiyle çok sayıda insan ölmek

[-e]

  • Birine karşı kırgın duruma gelmek, gücenmek, incinmek
  • Kırgınlık duymak

    Bana ne oluyor bugün? Donuyorum, her tarafım kırılıyor. - Sait Faik Abasıyanık

[mecaz]

  • Soğuk, rüzgâr vb. eski gücü kalmamak, azalmak, yatışmak

[mecaz]

  • Cesaret, umut, onur azalmak, yok olmak

    Kapıdan içeri ilk adımını atınca birdenbire cesareti kırıldı. - Peyami Safa

[-den]

[mecaz]

  • Ağaç, dal üzerinde meyve, çiçek, yaprak çok olmak

[fizik]

  • Saydam bir ortamdan başka bir saydam ortama geçen bir ışın, doğrultu değiştirmek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kırılıp bükülmek
  • kırılıp dökülmek

Birleşik Kelimeler: çıtkırıldım

ARDILMAK

[-e]

[halk ağzında]

  • Birisinin sırtına asılmak
  • Sataşmak, çatmak

[mecaz]

  • Musallat olmak, asılmak, takılmak

AYRILMAK

[-e]

  • Ayırma işine konu olmak

    Geçen hafta, Akşehir'de Nasrettin Hoca törenine ayrılmıştı. - Falih Rıfkı Atay

[-den]

  • Bir yerden, bir kimseden, bir şeyden uzaklaşmak

    Arkadaşlarından ayrıldığını, tam ters yola düştüğünü sezinlemedi bile. - Abbas Sayar

[-den]

  • Boşanmak

    Adamdan ayrılmak istediğini söyledi. - Ahmet Ümit

AYRIKLIK

[isim]

  • Ayrıklı olma durumu, ayrı tutma, ayrı tutulma
  • Kural dışılık

[gök bilimi]

  • Elips, daire, parabol, hiperbol vb. bir konik üzerinde hareket eden cismi, odağa veya merkeze birleştiren doğrunun büyük eksen ile yaptığı açı

[felsefe]

  • Kaplamları birbirinden ayrı olmakla birlikte aynı yakın cinsin kaplamına giren kavramlar arasındaki bağlantı

    Kedi, köpek: Memeliler.

[hukuk]

  • Genel kuraldan ayrılma, derogasyon

[mantık]

  • Önermelerin birbirine bağlanması işleminde ya ... ya ... ve ya da ile gösterilen ilişki

    Şimdi ya gündüzdür ya gece.

ALDIRMAK

[nesnesiz]

  • Alma işini yaptırmak

    Söyledim, söyledim, bir urgan aldıramadım. - Necati Cumalı

[-e]

[-i]

  • Getirtmek

    Ne yaptı yaptı, nişanlısını oraya aldırdı. - Cahit Uçuk

  • Vücuttan herhangi bir parçayı veya organı sağlık sebebiyle çıkarttırmak

    Bademcik aldırmak. Çocuk aldırmak.

[-den]

  • Başkasına kaptırmak

    Elimden aldırdım gül yüzlü yâri / Ben bir daha buldum ellere nispet - Emrah

[-e]

[-i]

  • Sığdırmak

    Bunca eşyayı bu küçücük eve nasıl aldırdınız.

[-e]

[mecaz]

  • Önem vermek, değer vermek

    Aldırma sen hemen çalış ki biraz / Çalışan ilerler, yerinde kalmaz - Enis Behiç Koryürek

DARILMAK

[nesnesiz]

  • Hoşa gitmeyen bir tutum, davranış veya söz dolayısıyla gücenip görüşmez olmak, gücenmek, küsmek, ilgiyi kesmek

    Kalenin üzerine top atmadılar bahanesiyle darılmadı mıydı? - Ömer Seyfettin

  • Gücenmek, kırılmak, alınmak, incinmek

    Kendisine uygulanan bu tavırdan ne darılmıştı ne gücenmişti. - Nezihe Araz

  • Azarlamak, paylamak

KALDIRMA

[isim]

  • Kaldırmak işi

    Şimdi yavaş yavaş kendimize geliyoruz ama bir damak kaldırma ameliyesine muhtacız hâlâ. - Necip Fazıl Kısakürek

Birleşik Kelimeler: kaldırma kolcusu

KAYMAKLI

[sıfat]

  • Kaymağı olan

    Kaymaklı süt.

  • Üzerine veya içine kaymak konulmuş olan

    Kaymaklı çileği yarına kalmaz bahanesiyle tüketti. - Refik Halit Karay

Birleşik Kelimeler: kaymaklı dondurma

KAYKILMA

[isim]

  • Kaykılmak işi

KAYIRMAK

[-i]

  • Koruyarak başarısını sağlamak, elinden tutmak, himmet etmek

    Bizi kayıran, arayan yok. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

  • Birini, başkalarının veya işin zararı pahasına tutmak

    Güzelle yüceltirim insanlığı, işim bu / Çirkini, kabayı ve hamı kayıramam ki - Ahmet Muhip Dranas

  • Birine haksız yere kolaylıklar sağlamak, iltimas etmek