KAYDIİHTİYAT Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
KAYDIİHTİYAT harflerini içeren 5 harfli 29 kelime bulunuyor. 5 harfli KAYDIİHTİYAT kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
HAYDA13,
AKAİT (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳāʾid)
- Bir dinin öğrenilmesi gereken inançlarının ve tapınma kurallarının tümü
- Bu kuralları toplayan kitap
İTAAT (Kelime Kökeni: Arapça iṭāʿat)
-
Söz dinleme, boyun eğme, buyruğa uyma
Serkeşliklerden vazgeçerek edep ve itaat dairesine dönünüz! - Necip Fazıl Kısakürek
Ata Sözleri ve Deyimler
- itaat etmek
TAKTİ (Kelime Kökeni: Arapça taḳṭīʿ)
- Kesme, parçalama
- Aruz ölçüsünde bir dizeyi ölçünün parçalarına göre ayırma
Ata Sözleri ve Deyimler
- takti etmek
TAKAT (Kelime Kökeni: Arapça ṭāḳat)
-
Bir şeyi yapabilme, başarabilme gücü, güç, hâl, derman, kuvvet
Hareket edebilecek ne vasıtamız ne takatimiz vardı. - Aka Gündüz
Ata Sözleri ve Deyimler
- takat getirmek
- takati kalmamak (veya kesilmek)
- takati yetmemek
Birleşik Kelimeler: takat sınırı
AİDAT (Kelime Kökeni: Arapça ʿaʾidāt)
-
Dernek, kuruluş, kulüp üyelerinin belli sürelerde, belli miktarlarda ödedikleri para, ödenti
Hele şundan bundan aidat, iane ve yardım toplayıp veya böyle bir yardıma müminleri cebredip vakıf kurmak diye bir şey düşünülemez. - Necip Fazıl Kısakürek
-
Bir hizmet karşılığı sürekli ve düzenli ödenen para
Sabahları ekmek dağıtmaya çıkan, ayda bir de aidat toplayan Meryem dışında kimse çalmazdı kapısını. - Elif Şafak
- Kesenek
Birleşik Kelimeler: üye aidatı, üyelik aidatı
DİKTA (Kelime Kökeni: Almanca Diktat)
- Hiçbir şart olmaksızın körü körüne uyulması gereken buyruk
DİKİT
- Mağaralarda tavandan damlayan kireçli suların katılaşmasıyla tabandan yukarıya doğru oluşan kalker birikintisi, stalagmit
KADİT (Kelime Kökeni: Arapça ḳadīd)
-
Çok zayıf
Gözlerini kadit elleriyle iyice ovdu. - Ömer Seyfettin
- Güneşte veya hafif alevde kurutulmuş et
- İskelet
Ata Sözleri ve Deyimler
- kadidi çıkmak
TADAT (Kelime Kökeni: Arapça taʿdād)
- Sayma
- Sayım
- Sayarak yoklama yapma
Ata Sözleri ve Deyimler
- tadada çıkmak
- tadat etmek
Birleşik Kelimeler: aleni tadat
YİTİK
- Kayıp olan şey
-
Kaybedilmiş, yitirilmiş
Şikâyet etmeden yükünü çektiği yitik bir yaşamı olmalıydı. - Çetin Altan
YATAK
-
Uyuma, dinlenme vb. amaçlarla üzerine veya içine yatılan eşya, döşek
Sabahleyin onu aynı güzellikte bulacağım ümidiyle yatağımdan fırladım. - Refik Halit Karay
- Yün, pamuk, kuş tüyü vb. maddelere kılıf geçirerek yapılan şilte
- Üzerine şilte konulan karyola, somya, kerevet vb
-
Irmak, çay, dere vb.nin, içinde aktıkları yer, akak, mecra
Meyveler kızarmadan dalı üstünde soldu / Irmak yatağı kumsal, kırlar dikenlik oldu - Faruk Nafiz Çamlıbel
-
Katmanlaşmış herhangi bir madde yığını
Çakıl yatağı.
-
Bir şeyin çok bulunduğu yer
Yeşil sarıklı evliya yataklarının huzurunda gibiyim. - Refik Halit Karay
- Maden veya fosil ocaklarında birbirini izleyen iki maden, taş veya kömür tabakası arasında uzanan damar
- Çanak biçimindeki bir havzada veya buna benzer bir oluşumda toplanmış petrol birikintisi
-
Gizli barınak veya bir suçluyu gizlice barındıran yer
Hırsız yatağı. Eşkıya yatağı.
-
Makinelerde hareketli bölümleri içine alan hareketli veya sabit parça
Namlu yatağı. Eksen yatağı.
- Fideleri gömmek için toprakta açılan çukur
- Turunçgilleri ve yumurta vb. ürünleri korumak üzere saman vb.nden yararlanılarak yapılan yer
- Katmanlı bir kaya bütününde maden filizi veya taş döküntüsünden oluşan çok ince tabaka
Ata Sözleri ve Deyimler
- yatağa (veya yataklara) düşmek
- yatağa bağlamak
- yatağa bağlanmak
- yatağa serilmek
- yatağına girmek
- yatağını ayırmak
- yatak çekmek
- yatak yapmak (veya sermek)
- yatak yorgan yatmak
Birleşik Kelimeler: yatak başlığı, yatak çarşafı, yatakhane, yatak liman, yatak limonu, yatak mobilya, yatak odası, yatak örtüsü, yatak takımı, yatak yarası, ağ yatak, bilyeli yatak, ikili yatak, metal yatak, dere yatağı, döl yatağı, gemi yatağı, hırsız yatağı, ızgara yatağı, maden yatağı, muylu yatağı, su yatağı, yer yatağı
KAYIT (Kelime Kökeni: Arapça ḳayd)
-
Bir yere mal ederek deftere geçirme
Çocuğun kaydı bulunamadı.
-
Bir yazının, bir hesabın tarih, numara vb.nin veya kopyasının bir yerde yazılı bulunması
Hafızama güvenmeyiniz. Kayıtlarınız daha sağlamdır. - Refik Halit Karay
- Önem verme
- Resmî belge
- Sesi veya görüntüyü manyetik bant üzerine geçirme işlemi
-
Şart
Kitabımı geri gönderme kaydıyla verebilirim.
-
Sınırlama, davranışlarını çerçeveleme
Hiçbir kayıt ileri sürmeksizin.
Ata Sözleri ve Deyimler
- kayda geçirmek
- kaydını düşmek
- kaydını silmek
- kayıt altına girmek
- kayıt koymak
- kayıttan düşmek
Birleşik Kelimeler: kayıt defteri, kayıt dışı, kayıt kabul, kayıt kuyut, kayda değer, kaydedilmek, kaydetmek, kaydettirmek, kaydıhayat, kaydıihtiyat, kaydolmak, kesin kayıt, ön kayıt, nüfus kaydı, sabıka kaydı
- Pencere çerçevesi
- Araç, eşya
- Yiyecek
Birleşik Kelimeler: kış kayıtı
YAKIT
-
Doğal gaz, mazot gibi ısı sağlamak amacıyla yakılan madde
Yakıt bittiği için kaloriferler yanmıyor.
- Enerji ve ısı ortaya çıkaran yanıcı madde
Birleşik Kelimeler: yakıt deposu, yakıt göstergesi, yakıt parası, akaryakıt, yağ yakıt, jet yakıtı
YATIK
- Dik olmayan, eğik, yatırılmış bir durumda olan
-
Çevrilmiş, devrik
Yatık yaka.
-
Zamanla dayanıklılığını yitirmiş
Yatık kumaş.
- Yayvan su kabı
Birleşik Kelimeler: yatık çit, yatık doğru, yatık yazı
DAYAK
- Bir insanı veya bir hayvanı dövme işi, sopa, patak, kötek
Ata Sözleri ve Deyimler
- dayağa idmanlı olmak
- dayak atmak
- dayak cennetten çıkmıştır
- dayak yemek
Birleşik Kelimeler: dayak arsızı, dayak düşkünü, dayak kaçkını, meydan dayağı, sıra dayağı
- Bir şeyin yıkılmaması için dayanan ağaç, destek, payanda
-
Evlerin kapısının açılmaması için kapının arkasına konulan kol, destek, sürgü
Evimin dayağı, direğisin kara oğlum. - Emine Işınsu
Birleşik Kelimeler: duvar dayağı