KAYBEDİLME Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler
KAYBEDİLME harflerini içeren 6 harfli 27 kelime bulunuyor. 6 harfli KAYBEDİLME kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Kaybedilme ile başlayan 6 harfli kelimeler. İçinde Kaybedilme olan 6 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
BADİYE12,
EKİLME
- Ekilmek işi
EMEKLİ
- Emek harcanarak elde edilen, zor, zahmetli
-
Belirli bir süre çalıştıktan sonra kanunlar gereği işi ile ilgisi kesilerek kendisine aylık bağlanmış olan kimse, tekaüt
Buraya gelenler hep asker emeklileridir. - Haldun Taner
Ata Sözleri ve Deyimler
- emekli olmak
- emekliye ayırmak (veya çıkarmak veya çıkartmak)
- emekliye ayrılmak (veya çıkmak)
- emekliye sevk etmek
Birleşik Kelimeler: emekli aylığı, emekli ikramiyesi, emekli maaşı, malulen emekli
KELİME (Kelime Kökeni: Arapça kelime)
-
Anlamlı ses veya ses birliği, söz, sözcük, lügat
Tayyare kelimesine alışan millet, uçak kelimesine de alışır. - Orhan Veli Kanık
Ata Sözleri ve Deyimler
- kelimeleri tartarak konuşmak
- kelimenin tam anlamıyla
Birleşik Kelimeler: kelime cambazı, kelime hazinesi, kelimeişehadet, kelime kadrosu, kelime karışıklığı, kelime oyunu, kelime sıklığı, kelime türü, kelime vurgusu, kelimesi kelimesine, anahtar kelime, basit kelime, birleşik kelime, bitişik kelime, kesik kelime, kısaltmalı kelime, taklidî kelime, türemiş kelime, yalın kelime, olumsuzluk kelimesi
MELİKE (Kelime Kökeni: Arapça melike)
-
Kadın hükümdar
Saba melikesi Belkıs da kendisine Yemen iklimlerinin en güzel atlarından hediyeler göndermişti. - Necip Fazıl Kısakürek
- Padişah karısı
Birleşik Kelimeler: çayırmelikesi
AKLİYE (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳliyye)
-
Akıl hastalıkları ile ilgili hekimlik kolu
Akliye hekimi.
- Akıl hastalıkları ile ilgili hastane bölümü
- Akılcılık
EBELİK
- Ebe olma durumu
- Ebenin yaptığı iş
-
Çocuk oyunlarında ebe olma durumu
Ebe sendin, yaklaş da gözlerini bağlayayım, ebelikten kolay kolay yakayı sıyıramazsın. - Peyami Safa
Birleşik Kelimeler: dil ebeliği, laf ebeliği, söz ebeliği
KABİLE (Kelime Kökeni: Arapça ḳabīle)
-
Boy (II)
Avla geçinen bir kabile, bu gıdaları tesadüfe borçlu olduğuna inanabilir. - Cemil Meriç
BİLMEK
-
Bir şeyi anlamış veya öğrenmiş bulunmak
Bunu bilmek içimi kederle dolduruyordu. - Adalet Ağaoğlu
-
Bir bilim veya sanat dalında yeterli olmak
Yani kısacası bu mükemmel dilimizi kimse bilmez, okumaz. - Burhan Felek
- Bir iş yapmaya alışmış olmak, elinden gelmek
-
Tanımak, hatırlamak
Kadıncığım aç. Ben geldim. Bilemedin mi? - Hüseyin Rahmi Gürpınar
-
Sanmak, varsaymak, farz etmek
Bir hastanın hastalığına gereken önemi vermesi, doktorun ancak kendini o hasta ile birlikte hasta bilmesi ile sağlanabilir. - Refik Halit Karay
-
Sorumlu tutmak
Ben arkadaşını bilmem, seni bilirim.
-
İnanmak
Bilirim yaşamaz güneşte / Bilirim yaşamaz yan yana aşkla / Ne haksızlık / Ne korku - Necati Cumalı
-
İşine gelmek, uygun bulmak
Mal almasını bildi de parasını vermeyi mi bilmiyor?
-
-a / -e ekli fiillerle yeterlik bildiren birleşik fiiller oluşturur
Anlayabilmek. Gidebilmek. Kapayabilmek. Yazabilmek.
-
Saymak
Teşekkürü borç bilirim.
Ata Sözleri ve Deyimler
- bildiğinden şaşmamak (veya kalmamak)
- bildiğini okumak
- bildiğini yapmak
- bildiğini yedi mahalle bilmez
- bildim bileli
- bilemedin (veya bilemediniz)
- bilir bilmez
- bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp
- bilmem hangi (veya kaç veya kim veya nasıl veya ne)
Birleşik Kelimeler: yolbil, değerbilmez, iyilikbilmez, kadirbilmez
BİLEME
-
Bilemek işi
Gönül, daha birçoklarının bu enstitüde kabiliyetlerini bilemesini istiyor. - Haldun Taner
DİLMEK
-
Bir bütünü ince ve yassı parçalara ayırarak kesmek
Şimdi bu elemanları ince ince dileceğim. - Aka Gündüz
- Yarmak
DELMEK
-
Delik açmak, delik duruma getirmek
Taşın göze dokunmadığını ve bir parmak aşağıda yanağı deldiğini gördü. - Peyami Safa
- İncitmek, kırmak
Birleşik Kelimeler: ciğerdeldi, ağaçdelen, gökdelen, kardelen, kargadelen, zindandelen
DEMLİK
- İçerisinde çay demlenen emzikli kap
Birleşik Kelimeler: demlik poşet
DİLEME
- Dilemek işi
EDİLME
-
Edilmek işi
Çaylarımıza koşarlar, evimize davet edilmeyi nimet bilirler, etrafımızda dolaşırlar. - Hüseyin Cahit Yalçın
KADEME (Kelime Kökeni: Arapça ḳademe)
- Aşama, basamak, derece
- Motorlu araçların bakım ve onarım işlerinin yapıldığı birim, bakımevi
Birleşik Kelimeler: kademe ilerlemesi, kademe kademe