KATIRTIRNAĞI Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

KATIRTIRNAĞI harflerini içeren 6 harfli 21 kelime bulunuyor. 6 harfli KATIRTIRNAĞI kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

KIRAĞI15, AĞARTI14, AĞARIK14, KARAĞI14, IKINTI9, ANIRTI8, AKINTI8, TIRTIR8, TIRTIK8, TIRINK8, TANITI8, ARANTI7, KITAAT7, KIRAAT7, NATIKA7, TIRNAK7, TATARI7, KANTAR6, KANTAT6, KATRAN6, TARTAR6

KANTAR (Kelime Kökeni: Arapça ḳinṭār)

[isim]

  • Ağırlık sıfırken yatay duran bir kaldıraç koluna dik olarak tutturulmuş bir ibrenin sapmasıyla kütleleri tartan araç
  • Tartılacak kütle alttaki çengele takıldığında sarmal bir yaya bağlı olan ve normal olarak sıfırı gösteren bir okun, yanlarda gösterilmiş ağırlık birimleri hizasına gelmesiyle kütle ağırlığını belirleyen bir tür tartı aleti, el kantarı
  • Baskül

[eskimiş]

  • 56,452 kilogram ağırlığında veya kırk dört okkalık bir ağırlık ve sığa birimi

    İki kantar kireç.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kantara çekmek (veya vurmak)
  • kantarın topunu kaçırmak

Birleşik Kelimeler: kantar ağası, kantar kabağı, kantar kolu, kantar topu, kantarı belinde, el kantarı

KANTAT (Kelime Kökeni: Fransızca cantate)

[isim]

  • Kahramanlık ve din konularında yazılıp bestelenen şiir veya bu şiirin orkestra eşliğindeki tek veya çok sesli bestesi

KATRAN (Kelime Kökeni: Arapça ḳaṭrān)

[isim]

[kimya]

  • Organik maddelerden kuru damıtma yoluyla elde edilen, sıvı yağ kıvamında, kara renkte, ağır, is kokulu, suda erimeyen bir madde

    Köpek, balıkçının kumsalda bir çalı ateşi üzerinde kaynamakta olan bir teneke katranını devirmişti. - Reşat Nuri Güntekin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • katrandan olmaz şeker, olsa da cinsine çeker
  • katran gibi
  • katranı kaynatsan olur mu şeker?

Birleşik Kelimeler: katran ağacı, katran çamı, katranköpüğü, katran ruhu, katran suyu, katran taşı, katran yağı

TARTAR (Kelime Kökeni: Fransızca tartare)

[isim]

  • Suda eriyen, alkol ve eterde erimeyen, asit tadında beyaz bir tuz
  • Şarap tortusu

[anatomi]

  • Diş taşı

ARANTI

[isim]

  • Aranılan çözüm

    Günlük sorunların dışındaki her arantıyı, her tartışmayı, her merakı küçümseyen bir toplum, siyasetin değişmeyen budalalıklarıyla didişme uğraşını kaybettiği anda kendi gerçek yüzüyle karşılaşırdı. - Ahmet Altan

KITAAT (Kelime Kökeni: Arapça ḳiṭaʿāt)

[isim]

[eskimiş]

  • Kıtalar, ana karalar

[askerlik]

  • Asker birlikleri

KIRAAT (Kelime Kökeni: Arapça ḳirāʾat)

[isim]

[eskimiş]

  • Okuma

    Orada da bu gece kıraatleri devam ediyordu. - Hüseyin Cahit Yalçın

[din bilgisi]

  • Kur'an'ı belli kural ve işaretlere göre okuma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kıraat etmek

Birleşik Kelimeler: kıraathane

NATIKA (Kelime Kökeni: Arapça nāṭiḳa)

[isim]

[eskimiş]

  • Düşünüp söyleme yeteneği
  • Düzgün ve iyi konuşma yeteneği

TIRNAK

[isim]

[anatomi]

  • İnsanda ve birçok omurgalı hayvanda parmak uçlarının dış bölümünü örten boynuzsu tabaka

    Zarfın ucunu tırnağımla yırttım. - Aka Gündüz

  • Kanca gibi araçların kıvrık yeri

[denizcilik]

  • Gemi demirinin ucundaki yassı parça
  • Ciltçilikte tek yaprakları büküp cildi birleştirebilmek için bir yanında bırakılan şerit durumundaki kenar
  • Heykel dökümünde, kalıp parçalarının birleştirilmesinde kolaylık sağlamak amacı ile yapılan dişlerin her biri

[müzik]

  • Kanun çalmakta kullanılan mızrap
  • Tenekecilerin delik açmak için kullandığı alet, keski
  • Tırnak işareti

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tırnağına değmemek
  • tırnağı olamamak
  • tırnak göstermek
  • tırnak kadar
  • tırnaklarını sökmek
  • tırnak sürüştürmek
  • tırnak takmak

Birleşik Kelimeler: tırnak besleyicisi, tırnak derisi, tırnak işareti, tırnak kemiği, tırnak makası, tırnak yeri, badem tırnak, kaşık tırnak, tek tırnak işareti, tepeden tırnağa, ayna tırnağı, domuztırnağı, katırtırnağı, keçitırnağı, kurttırnağı, şeytantırnağı, şeytan tırnağı, dişiyle tırnağıyla

TATARI

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Tam pişmemiş

ANIRTI

[isim]

  • Eşeğin anırırken çıkardığı sesin adı

AKINTI

[isim]

  • Akma işi

    Musluğun akıntısı bir türlü kesilemedi.

  • Havanın veya suyun herhangi bir yöne doğru yer değiştirmesi, akım, cereyan

    Bataklıklardan kurtulduktan sonra akıntıyı takip ederek bir köye giriyordum. - Ömer Seyfettin

  • Eğiklik, eğim, meyil

    Bu damın akıntısı az gelmiş.

  • Çam türü ağaçlarda bulunan reçinenin eriyerek akması olayı
  • Sıvı yapıştırıcıların ağaç yüzeylerine gereğinden çok sürülmesi ile oluşan durum

[tıp]

  • Hastalık sebebiyle vücudun herhangi bir yerinden sulu madde akması

    Ertesi sabah sol kulağımda ağrı ile beraber akıntı başladı. - Reşat Nuri Güntekin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • akıntıya (veya akıntıya karşı) kürek çekmek
  • akıntıya kapılmak

Birleşik Kelimeler: akıntı bilimi, akıntı çağanozu, akıntıölçer, deniz akıntısı

TIRTIR

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Zar kanatlılardan, uzun gövdeli, uzun duyargalı, kurtçuk evresini tarım bitkilerine zarar veren böcekler üzerinde geçiren bir tür böcek (Ichneumon)

TIRTIK

[isim]

  • Çentik

Birleşik Kelimeler: tırtık tırtık

TIRINK

[isim]

  • Sert bir yüzeye çarpan para vb. metal bir nesnenin çıkardığı ses