KATILAŞMAK Harflerini İçeren 8 Harfli Kelimeler

KATILAŞMAK harflerini içeren 8 harfli 22 kelime bulunuyor. 8 harfli KATILAŞMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

AŞILAMAK13, AŞILATMA13, AKŞAMLIK13, KIŞLAMAK13, KIŞLATMA13, KITLAŞMA13, KALKIŞMA13, KATIŞMAK13, MAŞATLIK13, ŞAMATALI13, TAKIŞMAK13, AKLAŞMAK12, KAŞLAMAK12, ŞAKLATMA12, ŞAKLAMAK12, TAŞLAMAK12, ATKILAMA10, KITLAMAK10, KATILMAK10, TIKLAMAK10, TAKILMAK10, KATLAMAK9

KATLAMAK

[-i]

  • Kâğıt, kumaş vb. nesneleri üst üste kat oluşturacak biçimde bükmek

    Gazeteleri itina ile katlayıp cebine koydu. - Sait Faik Abasıyanık

  • Arttırarak çoğaltmak

    Parasını ikiye katladı.

ATKILAMA

[isim]

  • Atkılamak işi, argaçlama

KITLAMAK

[-i]

  • Isırmak

[mecaz]

  • İncitmek

KATILMAK

[-e]

[nesnesiz]

  • Katma işi yapılmak

    Süte su katılmış.

  • Bir topluluğa girmek, iştirak etmek, iltihak etmek

    Üç dört ev ötedeki boş arsada çocukların oyunlarına katıldım. - Necati Cumalı

  • Ortak olmak, benimsemek

    Her konuya kibar bir ses ve bir iki sözcükle katılmak özenindeydi. - Çetin Altan

[mecaz]

  • Hak vermek

    Bu çekilmenin bir yanıltmaca olabileceğini söyleyen komutanlarına katılmadı. - Nezihe Araz

[nesnesiz]

  • Aşırı derecede gülme, ağlama, gıdıklanma, korkma vb. tepkiler sırasında, solunum kaslarının kasılmasından dolayı soluk kesilmek

    Babam biraz surat astı ama anam katıldı gülmekten. - Falih Rıfkı Atay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • katıla katıla ağlamak
  • katıla katıla gülmek

TIKLAMAK

[-i]

  • Bir yere hafifçe vurarak `tık` sesi çıkarmak

    Girmeden önce kapıyı tıkladı.

[-e]

  • Bilgisayarda, ağ sayfalarında bağlantılara ulaşmak amacıyla fare ile düğmeye veya bağlantı adresine dokunmak, kliklemek

TAKILMAK

[nesnesiz]

  • Takma işi yapılmak

    O gece üst katla bizim odayı birleştiren merdivenin üstüne koca kapak takıldı. - Ayla Kutlu

[-e]

  • Bir yere iliştikten veya dokunduktan sonra oradan kurtulamamak

    Önünü çok iyi göremeyen hayvanın ayağı bir taşa takıldı. - Osman Cemal Kaygılı

[-e]

  • Engelle karşılaşıp geçici olarak işlemez duruma gelmek

    İğne bir müddetten beri plağın bozuk yerine takılmış, ha babam ha, bir melodiyi tekrar edip duruyordu. - Haldun Taner

[-e]

  • Bir yerde bir süre kalmak, oyalanmak

    Yolda bir arkadaşına takıldı.

[-e]

[mecaz]

  • Olumsuz veya aksayan, eksik bir yanını görerek üstünde durmak

    Son günlerde bir de usta sözüne takılır oldum. - Nezihe Meriç

[-e]

[mecaz]

  • Kızdırmak, üzmek, şaşırtmak amacıyla şaka yollu konuşmak

    İstasyon memuru onun şehre seyrek indiğini bildiğinden her seferinde takılır. - Haldun Taner

[-e]

[argo]

  • Biriyle, bir toplulukla sık sık birlikte olmak, onlara katılmak

[-e]

[argo]

  • Kahvehane, meyhane vb.ne sık sık gitmek, eğlenmek

[-e]

  • Birinin sürekli peşinden gitmek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • takılıp kalmak

AKLAŞMAK

[nesnesiz]

  • Ak duruma gelmek, ağarmak, beyazlaşmak

KAŞLAMAK

[-i]

  • Yüzüğün taşını kaşa oturtmak

ŞAKLATMA

[isim]

  • Şaklatmak işi

ŞAKLAMAK

[nesnesiz]

  • `Şak` diye ses çıkarmak

    Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı / Bir dakika araba yerinde durakladı - Faruk Nafiz Çamlıbel

TAŞLAMAK

[-i]

  • Taş atmak, taşa tutmak

    Hem bağırıyor hem atlıları taşlıyordu. - Yaşar Kemal

  • Bir şeyin içindeki taşları ayıklamak
  • Taş vb. nesnelerle kumaşı beyazlatmak veya parlatmak
  • Metal bir parçayı zımpara ile törpüleyerek yuvasına alıştırmak
  • Taş döşemek

[nesnesiz]

[mecaz]

  • Üstü kapalı, iğneleyici söz söylemek

    Sen istediğin kadar taşla beni, gene de bir şiirle girişeceğim işe. - Azra Erhat

AŞILAMAK

[-e]

[-i]

[tıp]

  • Vücutta bağışıklık yaratmak veya yerleşmiş bir hastalığa karşı koyabilmek için hazırlanmış bir aşıyı vücuda vermek, aşı yapmak

[tıp]

  • Başkasına hastalık geçirmek
  • Elde edilmesi istenilen herhangi bir ağacın bir parçasını anaç üzerine kaynaştırarak üretmek
  • Soğuğa sıcak, sıcağa soğuk su katmak

[mecaz]

  • Birtakım düşünce veya duyguları başkasına benimsetmek, telkin etmek, etkilemek

    Çalışıp çabaladı, sonunda bana da tahlilci bir zihniyet aşıladı. - Halide Edip Adıvar

AŞILATMA

[isim]

  • Aşılatmak işi

AKŞAMLIK

[sıfat]

  • Akşama özgü olan

Birleşik Kelimeler: akşamlık sabahlık

KIŞLAMAK

[nesnesiz]

  • Kış olmak

    Bu yıl erken kışladı.

  • Kışı bir yerde geçirmek

    Armudu taşlayalım / Dibinde kışlayalım - Halk türküsü

[-i]

[halk ağzında]

  • Kuş ve kümes hayvanlarını ürkütmek