KATRANKÖPÜĞÜ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

KATRANKÖPÜĞÜ harflerini içeren 5 harfli 28 kelime bulunuyor. 5 harfli KATRANKÖPÜĞÜ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

KÖPRÜ17, KÖPÜK17, TÖRPÜ17, ÖTÜRÜ15, KÜTÖR13, KÖRÜK13, ÖRTÜK13, PÜTÜR13, KAĞAN12, AKTÖR11, TÜRAP11, KÜTÜK9, KAPAN9, KAPAK9, PARKA9, PATAK9, RÜKÜN9, TÜRKÜ9, TAPAN9, NATÜR7, AKTAR5, AKRAN5, KARAT5, KRANK5, KANAT5, KANKA5, KATAR5, TARAK5

AKTAR (Kelime Kökeni: Arapça ʿaṭṭār)

[isim]

  • Baharat veya güzel kokular satan kimse veya dükkân
  • İğne, iplik, baharat, zarf, kâğıt, tütün vb. satılan dükkân

AKRAN (Kelime Kökeni: Arapça aḳrān)

[isim]

  • Yaş, meslek, toplumsal durum vb. bakımından birbirine eşit olanlardan her biri, boydaş, böğür, taydaş, öğür

    Babası silik, adsız bir berberken çocuk bütün akranlarını çekerek dükkânını canlandırdı. - Necati Cumalı

KRANK (Kelime Kökeni: İngilizce crank)

[isim]

[teknik]

  • Bir motorda biyellerin doğrusal hareketini dairesel harekete çeviren dingil
  • Sac, çinko, dökme demir, bakır vb. borunun yönünü değiştirmeye yarayan kıvrım

Birleşik Kelimeler: krank mili

KANAT

[isim]

  • Kuşlarda ve böceklerde uçmayı sağlayan organ

    Bir daldan hızla geçip gitti bir kuş kanadı / Sessizlik bir tüy gibi bir dakika sallandı / Pırıldadı bir ateş böceği sarmaşıkta - Halit Fahri Ozansoy

  • Balıklarda yüzgeç
  • Bir uçağın havada durmasını sağlayan taşıyıcı aerodinamik güçlerin etkilediği yatay yüzey
  • Kapı, pencere, dolap gibi dikine açılıp kapanan şeylerin kapağı

    Bir müddet kapı kanatlarının kenarlarını okşarcasına yokladı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Yan, taraf

    Perde kanadı.

  • Meclis, parti vb. topluluklarda düşünce yönünden özellik gösteren taraflardan her biri

    Partinin sol kanadı.

  • Fırıldak biçiminde olan şeylerde kol

    Yel değirmeni kanadı.

    Pervane kanadı.

  • Angıç

[askerlik]

  • Savaş düzenindeki ordunun iki yanından her biri, cenah

    Ordunun sağ kanadı.

[spor]

  • Futbol, hentbol vb. takım oyunlarında hücum hattının sağ ve sol bölümü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kanadı altına almak
  • kanat açmak
  • kanat alıştırmak
  • kanat çırpmak
  • kanat germek

Birleşik Kelimeler: çakırkanat, kın kanat, kızılkanat, sağ kanat, sarıkanat, yelkenkanat, burun kanadı, kazkanadı, kuşkanadı, pencere kanadı

KANKA

[isim]

[teklifsiz konuşmada]

  • Kardeş kadar yakın olan kimse

KATAR (Kelime Kökeni: Arapça ḳiṭār)

[isim]

  • Tren

    Kendisini getiren metro katarı yoluna devam edip karanlık tünelde kaybolmuştu. - Osman Aysu

  • Taşıt dizisi

    Otomobil katarı. Yük katarı.

  • Bir arada giden veya uçan hayvan dizisi

Birleşik Kelimeler: sürat katarı, turna katarı, yük katarı

TARAK

[isim]

  • Saçların, sakalın, hayvan tüylerinin karışıklığını gidermeye veya kadınların saçlarını tutturmaya yarayan dişli araç

    Bir ay boyunca, kırlaşan saçlarına tarak sürmedi. - Lâtife Tekin

  • Bahçıvanlıkta toprağın taşını ayıklamak için kullanılan, ucu bu biçimde olan araç, tırmık
  • Dokuma tezgâhlarında, dişleri arasından arış ipliklerinin geçtiği tarak biçiminde araç
  • Bazı kuşların başında bulunan yelpaze biçiminde tepelik

[anatomi]

  • İnsanda ayağın yüksek olan üst bölümü

[hayvan bilimi]

  • Suda yaşayan hayvanlarda solungaç

[hayvan bilimi]

  • Yassı solungaçlılardan, kabukları yuvarlak, yelpaze biçiminde bir yumuşakça (Pecten)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tarak vurmak

Birleşik Kelimeler: tarak dubası, tarak işi, tarak kemiği, tarak otu, tas tarak, ayak tarağı, çobantarağı, deniztarağı, taşçı tarağı

NATÜR (Kelime Kökeni: Fransızca nature)

[isim]

  • Doğa

KÜTÜK

[isim]

  • Kalın ağaç gövdesi
  • Kesilmiş ağaç gövdesi

    Kenara iri zeytin kütükleri istif edilmişti. - Refik Halit Karay

  • Kesimden sonra ağaç gövdesinin toprakta kalan bölümü

    Çamlıkları yarıyoruz, ağaçların kütüklerinden atlıyoruz, ne bir köy ne bir ses var. - Memduh Şevket Esendal

  • Asma fidanı

    Kütüklerin üstündeki koruklara otlar tırmanan bahçeyi bir daha geçiyoruz. - Falih Rıfkı Atay

  • Resmî kayıt defteri
  • Nüfus kütüğü

[bilişim]

  • Bir arada işlenen ve birbirleriyle ilgili olan kayıtların tümü

[madencilik]

  • Kütük demir

[mecaz]

  • Görgüsüz, kaba kimse

    Biraz sonra bizim kütük, kanepenin üstüne oturmuş, ayaklarıyla yerdeki yaprakları eziyordu. - Halide Edip Adıvar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kütüğe geçirmek
  • kütük gibi

Birleşik Kelimeler: kütük demir, cehennem kütüğü, inebolukütüğü, nüfus kütüğü, seçmen kütüğü, soy kütüğü, tapu kütüğü, yarma kütüğü

KAPAN

[isim]

  • Bazı hayvanları yakalamak için kullanılan, hayvanın ayağının değmesiyle işleyen tuzak

[mecaz]

  • Düzen, hile

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kapana düşmek (veya girmek veya kısılmak veya koymak veya tutulmak veya yakalanmak)
  • kapana düşürmek (veya kıstırmak)
  • kapana sıkıştırmak
  • kapan kurmak

Birleşik Kelimeler: kurt kapanı, yağmur kapanı

[isim]

[eskimiş]

  • Pazara satılmak üzere gelen yiyecek maddelerinin tartıldığı resmî büyük kantar ve bu kantarın bulunduğu yer

KAPAK

[isim]

  • Her türlü kabın üstünü örtmeye veya bir deliği kapamaya yarayan nesne

    Evin en alt katına indik, oradan da bir mahzen kapağı açtılar. - Refik Halit Karay

  • Dolap, sandık vb.ni örtmeye yarayan parça

    Dolap kapağı.

  • Kitap, defter vb.nin en üstüne geçirilen kılıf

    Kapağını, geceleri aynı masa etrafında buluştuğu ressamlardan birine çizdirecekti. - Attila İlhan

  • Biçilen ağaç kütüklerinin iki yanından çıkan, düzgün olmayan tahta
  • Zıvanada iki dış yan parça

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kapağı atmak
  • kapak atmak

Birleşik Kelimeler: kapak bıçkısı, kapak kızı, kapak tahtası, kapak takımı, kapak taşı, kapak yıldızı, iç kapak, stor kapak, bagaj kapağı, cilt kapağı, diz kapağı, göz kapağı, hava kapağı, kol kapağı

PARKA (Kelime Kökeni: Fransızca parka)

[isim]

[askerlik]

  • Genellikle askerin açık hava eğitimi ve manevra sırasında giydiği soğuğa karşı koruyucu, başlıklı bir tür üstlük
  • Genellikle gençlerin giydiği başlıklı bir tür üstlük

PATAK

[isim]

  • Dayak, kötek

RÜKÜN (Kelime Kökeni: Arapça rukn)

[isim]

[eskimiş]

  • Bir şeyin en güçlü ve sağlam yönü
  • Bir kurulun, bir topluluğun en önemli üyelerinden her biri

TÜRKÜ (Kelime Kökeni: Türkçe türk + Arapça -ī)

[isim]

[edebiyat]

  • Hece ölçüsüyle yazılmış ve halk ezgileriyle bestelenmiş manzume

    Kulak ver ki havasında bahçemizin / Gök maviliğinden, dal yeşilliğinden / Bir türkü söylenmede kendiliğinden - Cahit Sıtkı Tarancı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • türkü çağırmak (veya çığırmak)
  • türkü söylemek
  • türküsünü çağırmak
  • türkü tutturmak
  • türkü yakmak

Birleşik Kelimeler: köy türküsü