KASTARLAMAK Harflerini İçeren 8 Harfli Kelimeler

KASTARLAMAK harflerini içeren 8 harfli 21 kelime bulunuyor. 8 harfli KASTARLAMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

AKSATMAK10, KARAASMA10, KASALAMA10, MAKASKAR10, MAKASTAR10, RASTLAMA10, SAKLATMA10, SAKLAMAK10, TASLAMAK10, ARKALAMA9, ARALATMA9, ARALAMAK9, ARAKLAMA9, AKTARMAK9, KARALAMA9, KAKALAMA9, KALAMATA9, KALASTRA9, KARLAMAK9, KARTALMA9, KATLAMAK9

ARKALAMA

[isim]

  • Arkalamak işi, müzaheret

ARALATMA

[isim]

  • Aralatmak işi

ARALAMAK

[-i]

  • İki şey arasında açıklık oluşturmak, az açmak

    Kapısını hafifçe araladı. - Falih Rıfkı Atay

  • Aralıklı duruma getirmek, seyrekleştirmek

    Şu sandalyeleri biraz aralayınız.

[halk ağzında]

  • Bitkilerin fazla dal ve çubuklarını kesmek, seyrekleştirmek

ARAKLAMA

[isim]

  • Araklamak işi, çalma, aşırma

AKTARMAK

[-e]

[-i]

  • Bir şeyi bir yerden, bir kaptan başka bir yere veya kaba geçirmek

[-i]

  • Bir şeyin yolunu, yönünü değiştirmek
  • Bir lehçeyi başka bir lehçeye uyarlamak
  • Toprağı altı üstüne gelecek bir biçimde iyice bellemek
  • İletmek, bildirmek

    Derdini size aktarıp arınmış, sizi zehirleyip bırakmıştır. - Haldun Taner

  • Bir kitabı başından sonuna kadar okumak
  • Birinin başka biriyle telefonla konuşmasını sağlamak

[-i]

  • Çatı kiremitlerinin kırık ve bozuk olanlarının yerlerine sağlamlarını koymak

[-i]

[edebiyat]

  • Alıntılamak

    Onun yerine Salâh Birsel'in bir şiirini aktaracağız. - Salâh Birsel

[edebiyat]

  • Kaynak kişiden derlenen herhangi bir parçayı kitlelere duyurmak ve yaymak

[edebiyat]

  • Tür değişikliği yapmak

    Romanı dizi filme aktarmak.

[bilişim]

  • Bir tekniğe göre biçimlendirmek, uyarlamak

[teknik]

  • Üretilmiş olan bir enerjiyi, başka organlara iletmek

KARALAMA

[isim]

  • Karalamak işi
  • El alıştırmak için çok tekrarlanarak yazılan yazı
  • Üstünde düzeltmeler yapılan, temize çekilmemiş yazı taslağı, müsvedde

    İlk şiirim olan bir türkü güftesini, Üsküp türkülerinde gördüğüm vezinle karalamaya başladım. - Yahya Kemal Beyatlı

[mecaz]

  • Leke sürme, kötülük yükleme

Birleşik Kelimeler: karalama beyti, karalama defteri

KAKALAMA

[isim]

  • Kakalamak işi

KALAMATA (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Bir tür etli ve büyük zeytin

Birleşik Kelimeler: kalamata zeytini

KALASTRA (Kelime Kökeni: İtalyanca calastra)

[isim]

[denizcilik]

  • Gemilerde cankurtaran filikalarını oturtmak için güvertelere konulan sehpa

KARLAMAK

[nesnesiz]

  • Kar yağmak

    Grip salgınının, göğse bir taş gibi oturan bronşitin bütün sebebi havanın bir türlü karlayamamasında, karın yağmamasındaymış. - Nazım Hikmet

KARTALMA

[isim]

  • Kartalmak işi

KATLAMAK

[-i]

  • Kâğıt, kumaş vb. nesneleri üst üste kat oluşturacak biçimde bükmek

    Gazeteleri itina ile katlayıp cebine koydu. - Sait Faik Abasıyanık

  • Arttırarak çoğaltmak

    Parasını ikiye katladı.

AKSATMAK

[-i]

  • Bir işi gereği gibi yürütmemek

    Çalışmasını da aksatmamıştı üstelik. - Ayşe Kulin

KARAASMA

[isim]

[bitki bilimi]

  • Lohusa otu

KASALAMA

[isim]

  • Kasalamak işi