KARŞITÇI Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

KARŞITÇI harflerini içeren 5 harfli 39 kelime bulunuyor. 5 harfli KARŞITÇI kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Karşıtçı ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Karşıtçı olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

ÇIKIŞ13, ÇARŞI12, ÇAŞIT12, ÇATIŞ12, ÇAKIŞ12, KAÇIŞ12, TAŞÇI12, AŞIRI10, ÇIKIT10, ÇIKTI10, IŞTIR10, IRKÇI10, KIŞIR10, ARTIŞ9, ARTÇI9, ÇIKAR9, ÇIKRA9, ÇIRAK9, ÇITAK9, ÇARIK9, ÇATIK9, ÇATKI9, ÇAKIR9, KARIŞ9, KARŞI9, KIRAÇ9, ŞIRAK9, ŞARKI9, ŞATIR9, TIRAŞ9, TIKAÇ9, KITIR7, TIRIK7, TIKIR7, ARKIT6, ARTIK6, KATIR6, KIRAT6, TIRAK6

ARKIT

[isim]

[halk ağzında]

  • Köy evlerinde kapıların arkasına konulan kalın kuşak

ARTIK

[sıfat]

  • İçildikten, yenildikten veya kullanıldıktan sonra geriye kalan

[isim]

  • Bir şeyin harcandıktan veya kullanıldıktan sonra artan bölümü

    Kumaş artığı.

    Dibinde bir yudumluk kararmış çay artığı vardı. - Yusuf Atılgan

  • Daha çok, daha fazla

[zarf]

  • (a'rtık) Bundan böyle, bundan sonra

    Artık onlar en lüks gazino ve barlara gidiyorlar, gecelerini oralarda geçiriyorlardı. - Tarık Buğra

[isim]

[müzik]

  • Büyük ve tam aralıkların yarım ses artmış hâli

Birleşik Kelimeler: artık değer, artık emek, artık göl, artık gün, artık yıl, eksik artık, üretim artığı

KATIR

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Atgillerden, kısrak ile erkek eşeğin çiftleşmesinden doğan melez hayvan

    Otomobilimizi gören katırlar ejderha görmüşcesine kaçışıyorlar. - Necip Fazıl Kısakürek

[sıfat]

[mecaz]

  • Kaba, bayağı, görgüsüz (kimse)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • katır gibi
  • katır kuyruğu gibi kalmak
  • katır tepmişe dönmek

Birleşik Kelimeler: katır boncuğu, katır inadı, katır karı, katırkuyruğu, katırtırnağı, katır yılanı

KIRAT (Kelime Kökeni: Arapça ḳīrāṭ)

[isim]

  • Elmas, zümrüt vb. değerli taşların tartısında kullanılan, 0,20043 gramlık ağırlık ölçü birimi

    Bilmem hangi milyarder kocakarının porsuk gerdanında ışıldayan bilmem kaç kırat pırlanta mı diyeceksiniz? - Nazım Hikmet

[mecaz]

  • Nitelik, değer, düzey, seviye

    Karşısındaki oyuncu belki de orta kıratı hiçbir zaman geçmeyen birisi idi. - Tarık Buğra

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kıratını ölçmek

TIRAK

[isim]

  • Kırılan kuru bir şeyin çıkardığı ses

Birleşik Kelimeler: tırık tırak

KITIR

[isim]

  • Minderin sertleşmesini sağlayan içindeki saman parçaları

[argo]

  • Yalan

[halk ağzında]

  • Patlamış mısır

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kıtıra almak
  • kıtır atmak

Birleşik Kelimeler: kıtır kıtır

TIRIK

[isim]

  • Bir nesnenin art arda iki yere çarpmasından çıkan ince ve kuru ses

    Kapı tırık diye kapandı.

Birleşik Kelimeler: tırık tırak

TIKIR

[isim]

  • Tıkırdayan, birbirine vuran, çarpan şeylerin çıkardığı ses

[argo]

  • Para

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tıkırını yoluna koymak
  • tıkırı yolunda olmak (veya gitmek)

Birleşik Kelimeler: tıkır tıkır, keyfi tıkırında

ARTIŞ

[isim]

  • Artma işi, artım

    Bu artış nicelik bakımından olduğu kadar nitelikte de görüldü. - Metin And

ARTÇI

[isim]

  • Geçmiş bir sanat veya edebiyat çığırını sürdüren sanatçı veya hareket

[askerlik]

  • Yürüyüş durumunda bulunan bir askerî birliğin güvenliğini sağlamak için arkadan gelmek üzere bırakılan kıta, dümdar, öncü karşıtı

[sıfat]

  • Arkadan gelen, sonra olan, öncü karşıtı

Birleşik Kelimeler: artçı deprem, artçı sarsıntı, artçı şok

ÇIKAR

[isim]

  • Dolaylı bir biçimde elde edilen kazanç, menfaat, yarar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çıkar gözetmek
  • çıkarına bakmak
  • çıkarını tepmek

Birleşik Kelimeler: çıkar budak, çıkar yol

ÇIKRA

[isim]

[halk ağzında]

  • Sık çalı

ÇIRAK (Kelime Kökeni: Farsça çerāġ)

[isim]

  • Zanaat öğrenmek için bir ustanın yanında çalışan kimse
  • Dükkânda ayak işlerine bakan kimse

    Ekseriya bahçıvan, uşak, bakkal çırağı ile karşılaşırdım. - Refik Halit Karay

[eskimiş]

  • Saray, daire vb. büyük yerlerde yıllarca hizmet ettikten sonra geçimi sağlanarak başka yerde yaşamasına izin verilen kimse

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çırak almak
  • çırak çıkarmak
  • çırak vermek

ÇITAK

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Dağda yaşayan ve geçimini odun satarak sağlayan
  • Kaba, huysuz, kavgacı

ÇARIK

[isim]

  • İşlenmemiş sığır derisinden yapılan ve deliklerine geçirilen şeritle sıkıca bağlanan ayakkabı

    Tozla örtülmüş çarıklarının eskiliği belli olmuyor. - Ömer Seyfettin

  • Araba yokuş aşağı giderken tekerleği frenlemek için altına sürülen demir levha

[denizcilik]

  • Çene

[argo]

  • Para cüzdanı

    Kızı bu çarık sözünün para cüzdanı manasına geldiğini bilmeden dinler. - Refik Halit Karay

Birleşik Kelimeler: çürük çarık, venüsçarığı