KARIŞILMAK Harflerini İçeren 8 Harfli Kelimeler

KARIŞILMAK harflerini içeren 8 harfli 22 kelime bulunuyor. 8 harfli KARIŞILMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

AŞIRILMA14, AKIŞMALI14, IŞILAMAK14, IŞIKLAMA14, KIRIŞMAK14, KAMIŞLIK14, AKŞAMLIK13, IŞKIRLAK13, KIRLAŞMA13, KIŞLAMAK13, KALKIŞMA13, KARIŞMAK13, KARKAMIŞ13, KARMAŞIK13, KARŞILIK13, ŞIRLAMAK13, KIRKILMA11, KIRMALIK11, KIRILMAK11, KIRKLAMA10, KARILMAK10, KARMALIK10

KIRKLAMA

[isim]

  • Kırklamak işi

KARILMAK

[nesnesiz]

  • Karma işi yapılmak, karışmak

[halk ağzında]

  • Hayvan çiftleşmek

KARMALIK

[isim]

  • Karma olma durumu

    Meclisin bütün karmalığı bu yuvarlak sofranın etrafında idi. - Falih Rıfkı Atay

KIRKILMA

[isim]

  • Kırkılmak işi

KIRMALIK

[isim]

  • Melezlik

    Dinde de cemiyette de bu kırmalık, bu melezlik tuhaf oluyor. - Aka Gündüz

KIRILMAK

[nesnesiz]

  • Kırma işine konu olmak, bir veya birçok parçaya ayrılmak
  • Bükülerek kat yeri oluşturmak
  • Savaş, bulaşıcı hastalık sebebiyle çok sayıda insan ölmek

[-e]

  • Birine karşı kırgın duruma gelmek, gücenmek, incinmek
  • Kırgınlık duymak

    Bana ne oluyor bugün? Donuyorum, her tarafım kırılıyor. - Sait Faik Abasıyanık

[mecaz]

  • Soğuk, rüzgâr vb. eski gücü kalmamak, azalmak, yatışmak

[mecaz]

  • Cesaret, umut, onur azalmak, yok olmak

    Kapıdan içeri ilk adımını atınca birdenbire cesareti kırıldı. - Peyami Safa

[-den]

[mecaz]

  • Ağaç, dal üzerinde meyve, çiçek, yaprak çok olmak

[fizik]

  • Saydam bir ortamdan başka bir saydam ortama geçen bir ışın, doğrultu değiştirmek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kırılıp bükülmek
  • kırılıp dökülmek

Birleşik Kelimeler: çıtkırıldım

AKŞAMLIK

[sıfat]

  • Akşama özgü olan

Birleşik Kelimeler: akşamlık sabahlık

IŞKIRLAK

[isim]

[tiyatro]

  • Karagöz'ün başlığı

    Tuhaf bir sepete benzeyen ışkırlağı, kısa şalvarı, saltası, tokalı pabucu ile bu adam bildiğimiz Karagöz'dü. - Falih Rıfkı Atay

KIRLAŞMA

[isim]

  • Kırlaşmak işi

KIŞLAMAK

[nesnesiz]

  • Kış olmak

    Bu yıl erken kışladı.

  • Kışı bir yerde geçirmek

    Armudu taşlayalım / Dibinde kışlayalım - Halk türküsü

[-i]

[halk ağzında]

  • Kuş ve kümes hayvanlarını ürkütmek

KALKIŞMA

[isim]

  • Kalkışmak işi
  • İsyan, ayaklanma, kıyam

KARIŞMAK

[-e]

  • İki veya ikiden çok şey bir araya gelip birbirinin içinde dağılmak, birbirinin içine girmek

    Araba sallana sallana içim bağrım birbirine karıştı. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

  • Düzensiz, dağınık olmak

    Yanıma her tarafı titreyerek sapsarı, sakal bıyığa karışmış bir hâlde geldi. - Refik Halit Karay

[nesnesiz]

  • Bulanmak, duruluğunu yitirmek

    Hava birden karıştı. Zihnim karıştı.

[nesnesiz]

  • Açıklığını yitirmek, anlaşılması güçleşmek

    Kaymakam işin karıştığını anlayarak... - Memduh Şevket Esendal

  • Müdahale etmek, araya girmek

    Sokakta herkes kadın kıyafetine karışmak hakkını kendinde görürdü. - Falih Rıfkı Atay

  • Engellemek, araya girmek
  • Bir araya gelmek, katılmak

    Bingazi'deki muharebeye karışmak için beraber yola çıktığım arkadaş Kahire'de hastalanmıştı. - Ömer Seyfettin

  • İlgilenmek, müdahale etmek, el atmak

    Ben, dedim, başkalarının soyadlarına nasıl karışabilirim? - Memduh Şevket Esendal

  • Yetkisinde bulunmak, bakmak, iş edinmek, işi olmak

    Bu işe belediye karışır.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • karışanı görüşeni olmamak

KARKAMIŞ

[isim]

  • Gaziantep iline bağlı ilçelerden biri

KARMAŞIK

[sıfat]

  • İçinde aynı cinsten birçok öge bulunan, birbirine az çok aykırı birçok şeyden oluşan, mudil

    Bu çeşitten karmaşık soruları bir çırpıda çözmeye kalkışacak değilim buracıkta. - Nermi Uygur

[kimya]

  • Çözeltide kendisini oluşturan parçalara iki yönlü olarak ayrışan (iyon veya birleşik), kompleks

[teknoloji]

  • Üstün teknolojisi olan, sofistike

[mecaz]

  • Ögelerinin veya gerekli işlemlerin sayısının çokluğu, çeşitliliği yüzünden anlaşılması, yapılması güç olan, komplike

[mecaz]

  • Anlaşılması güç olan (durum), sofistike

Birleşik Kelimeler: karmaşık sayı

KARŞILIK

[isim]

  • Bir davranışın karşı tarafta uyandırdığı, gerektirdiği başka davranış, mukabele

    Haykırışlarına etraftan karşılık gelmiyordu. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

  • Bir dildeki bir sözü başka bir dilde aynı anlamda karşılayan söz

    Sonra temaşa kelimesi doğrudan doğruya tiyatro kelimesinin karşılığı olarak kullanılmıştır. - Ahmet Kutsi Tecer

  • Cevap, yanıt
  • Bir şey alınırken karşı tarafa verilen başka şey, bedel

    Bir buçuk aylığının karşılığı olan üç yüz lira hatırı sayılır bir para idi. - Refik Halit Karay

  • Bir iş için ayrılmış para, ödenek, tahsisat

Ata Sözleri ve Deyimler

  • karşılıkta bulunmak
  • karşılık vermek