KARTEZYENİZM Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

KARTEZYENİZM harflerini içeren 5 harfli 155 kelime bulunuyor. 5 harfli KARTEZYENİZM kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

AZİZE11, İZZET11, MİYAZ11, TAZİZ11, NİYAZ10, TEYZE10, YEZİT10, ZİYAN10, EZMEK9, ENZİM9, EMRAZ9, EMZİK9, MİRZA9, MEZRA9, MEZAT9, MEZAR9, MİZAN9, MARİZ9, MATİZ9, NİZAM9, REMİZ9, TEMİZ9, TAZİM9, TEİZM9, ZAMİR9, ZEMİN9, AZERİ8, ERZAK8, ERZİN8, EYTAM8, EZANİ8, EZİNE8, ENKAZ8, EMAYE8, İKRAZ8, KİMYA8, KİRAZ8, KERİZ8, KAYME8, MİYAR8, MEYAN8, NEZİR8, NAZİR8, NAZİK8, REKİZ8, TEZEK8, TARİZ8, TERZİ8, YİTME8, YETME8, YETİM8, YEMEK8, YEMİN8, YENME8, YERME8, ZATEN8, ZEKER8, ZEKAT8, ENAYİ7, KARYE7, KENYA7, NİYET7, TENYA7, TAYİN7, YETKİ7, YENİK7, YETER7, YETİK7, YETKE7, YEKTA7, YAKİN7, YAREN7, ANİME6, ANEMİ6, AKEMİ6, ERMEK6, ERMİN6, ETMEK6, ETMEN6, ERİME6, EMARE6, EMTİA6, İRKME6, İNMEK6, İTMEK6, İMREN6, İMKAN6, İKAME6, İKRAM6, KREMA6, KAMET6, KAMER6, KAİME6, KEREM6, KERİM6, KEMAN6, KEMER6, KEMRE6, MİRAT6, METİN6, METAN6, METRE6, MARKİ6, MARKE6, MANTİ6, MAKET6, MEKAN6, MERET6, MEREK6, MERAK6, NİMET6, TAMİR6, TAMİK6, TAKİM6, TEMİN6, TEMEK6, TERME6, TERİM6, TEKME6, ANKET5, ANTİK5, ANTRE5, ERKAN5, ERKEN5, ERKİN5, ETKEN5, ETKİN5, ETNİK5, ERİKA5, EKRAN5, İNKAR5, İNTAK5, KARNE5, KARNİ5, KATRE5, KERTE5, KERTİ5, KETEN5, KENAR5, KENET5, NEKRE5, NAKİT5, RAKİT5, RAKET5, REKAT5, TİRAN5, TİNER5, TRAKE5, TARİK5, TERKİ5, TEREK5, TEKNE5, TEKİR5, TEKİN5, TEKER5

ANKET (Kelime Kökeni: Fransızca enquête)

[isim]

  • Sormaca

    Öteden beri zaman zaman yapılagelen bu anketler ne güzel anketlerdir! - Behçet Necatigil

Ata Sözleri ve Deyimler

  • anket yapmak

ANTİK (Kelime Kökeni: Fransızca antique)

[sıfat]

[tarih]

  • İlk Çağdaki uygarlıklarla, özellikle eski Yunan ve Roma uygarlıkları ile ilgili olan, antika

Birleşik Kelimeler: Antik Çağ

ANTRE (Kelime Kökeni: Fransızca entrée)

[isim]

  • Giriş

    Bir müddet sonra her ikisi de büyük antreden çıkıp kaybolurlar. - Ahmet Muhip Dranas

  • Başlangıç yemeği

ERKÂN (Kelime Kökeni: Arapça erkān)

[isim]

  • Bir topluluğun ileri gelenleri, büyükler, üstler

    Yüksek sınıf mahalle erkânını da konaklarına uğrayıp meseleden haberdar eder. - Refik Halit Karay

  • Yol, yöntem

    Onun arkasına bu yolda, bu erkânda gelmiş geçmiş ustalar, pirler vardı. - Ömer Seyfettin

[askerlik]

  • General veya amiral aşamasındaki askerler

Ata Sözleri ve Deyimler

  • erkân göstermek

Birleşik Kelimeler: erkânıharbiyeiumumiye, erkânıharp, erkân kürkü, erkân minderi, adap erkân, yol erkân, hükûmet erkânı, çarıklı erkânıharp

ERKEN

[zarf]

  • Vaktinden önce, alışılan zamandan önce, er, geç karşıtı

    Sakın geç kalma, erken gel. - Ahmet Rasim

  • Sabahın ilk saatlerinde

    Ertesi gün iki kardeş erken çıkmışlardı yola. - Ayşe Kulin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • erken kalkan yol alır, er evlenen döl alır
  • erken kalktım işime, şeker kattım aşıma

Birleşik Kelimeler: erken bahar, erken boşalma, erken bunama, erkendoğan, erken tanı, erken uyarı

ERKİN

[sıfat]

  • Hiçbir şarta bağlı olmayan, istediği gibi davranabilen, serbest

ETKEN

[isim]

  • Etki eden şey, faktör

    Bu sanatçıların çoğunun başarısında dış ülkelerde edindikleri sahne görgü ve kültürü etken olmuştur. - Metin And

[kimya]

  • Bir madde üzerinde belli bir değişiklik yapan şey, müessir

[dil bilgisi]

  • Doğrudan doğruya öznenin yaptığı işi anlatan, öznesi belli olan fiil, etken fiil, aktif, aktif fiil, malum, edilgen karşıtı

    Kırmak, bilmek etken fiillerdir.

Birleşik Kelimeler: etken fiil, etken madde

ETKİN

[sıfat]

  • Hareketli, işleyen, çalışan, faal, aktif, dinamik

[felsefe]

  • Fiilde bulunan, etkinlik gösteren, edilgin karşıtı

[kimya]

  • Kimyasal tepkimelere katılma yatkınlığı gösteren (molekül, atom)

Birleşik Kelimeler: etkin okul, etkin öğretim, aşırı etkin, ışın etkin

ETNİK (Kelime Kökeni: Fransızca ethnique)

[sıfat]

[toplum bilimi]

  • Kavimle ilgili, budunsal, kavmî

ERİKA

[isim]

[bitki bilimi]

  • Süpürge otu

EKRAN (Kelime Kökeni: Fransızca écran)

[isim]

  • Üzerine bir cismin ışık yoluyla görüntüsü düşürülen, saydam olmayan düz yüzey, görüntülük
  • Beyaz perde, görüntülük

[sinema]

[televizyon]

  • Televizyon camı, görüntülük

Birleşik Kelimeler: ekran koruyucu, sayfa ekran

İNKÂR (Kelime Kökeni: Arapça inkār)

[isim]

  • Yaptığını, söylediğini, tanık olduğunu saklama, gizleme, yadsıma
  • Kabul etmeme, tanımama

Ata Sözleri ve Deyimler

  • inkârdan gelmek
  • inkâr etmek

İNTAK (Kelime Kökeni: Arapça inṭāḳ)

[isim]

[eskimiş]

  • Konuşturma söyletme

[edebiyat]

  • Kişileştirilen varlıklara, hayalî yaratıklara söz söyletme sanatı, dillendirme

Birleşik Kelimeler: teşhis ve intak

KARNE (Kelime Kökeni: Fransızca carnet)

[isim]

[eğitim bilimi]

  • Öğrencilere dönem sonlarında okul yönetimleri tarafından verilen ve her dersin başarı durumu ile devam, sağlık, yetenek ve genel gidiş durumlarını gösteren belge
  • Kişilerin bir haktan yararlanmaları için bir kuruluş tarafından verilen belge

    Ekmek karnesi. Vapur karnesi.

Birleşik Kelimeler: çalışma karnesi, sağlık karnesi

KARNİ (Kelime Kökeni: Fransızca cornue)

[isim]

[kimya]

  • Laboratuvarda damıtma işlerinde kullanılan, geniş karınlı, dar ve eğri boyunlu cam kap