KARPUZUMSU Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

KARPUZUMSU harflerini içeren 5 harfli 28 kelime bulunuyor. 5 harfli KARPUZUMSU kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

SPAZM14, KAPUZ13, MUSAP12, MUZSU12, MAPUS12, PUSMA12, ASPUR11, PAMUK11, RUMUZ11, ARMUZ10, KRAMP10, MARUZ10, MAZUR10, KUMSU9, MUKUS9, KURUM8, KUSMA8, KUSUR8, KUMRU8, KAMUS8, MUSKA8, MAKUS8, SUMAK8, SAMUR8, USKUR8, KURAM7, KURMA7, KUMAR7

KURAM

[isim]

  • Uygulamalardan bağımsız olarak ele alınan soyut bilgi
  • Belirli bir konudaki düşüncelerin, görüşlerin bütünü

    İnsanlar da görünen dünyanın bir parçası olarak bu kurama girerler. - Haldun Taner

  • Sistemli bir biçimde düzenlenmiş birçok olayı açıklayan ve bir bilime temel olan kurallar, yasalar bütünü, nazariye, teori

    Onun bir başka anlamı da bir düşüncenin, bir kuramın soyutça anlatılmasından doğar. - Salâh Birsel

Birleşik Kelimeler: bilgi kuramı, bilim kuramı, değer kuramı

KURMA

[isim]

  • Kurmak işi

[sıfat]

  • Prefabrik

    Kurma ev.

Birleşik Kelimeler: yeniden kurma

KUMAR (Kelime Kökeni: Arapça ḳimār)

[isim]

  • Ortaya para koyarak oynanan talih oyunu

    Ağır bir kumar borcunu ödemek zorunda kalan soylular gibiydi. - Necati Cumalı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kumar oynamak

Birleşik Kelimeler: kumar ebesi, kumarhane

KURUM

[isim]

  • Bacalarda biriken kalın is

    Vapur dumanı ve baca kurumuyla kapkara olan saçlarımla yastığı kirletmek istemiyordum. - Halikarnas Balıkçısı

[isim]

[hukuk]

  • Evlilik, aile, ortaklık, mülkiyet gibi köklü bir yapıyı içeren, genellikle devletle ilişkisi olan yapı veya birlik, müessese

    Türk Dil Kurumu.

Birleşik Kelimeler: eğitim kurumu, kamu kurumu

[isim]

  • Kendini büyük ve önemli gösterme davranışı, büyüklenme, gösteriş, azamet, tekebbür

    Hikmet Bey'in kurum ve edası, her zamankinden belki yüz kat üstündü. - Sermet Muhtar Alus

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kurum (veya kurumunu) satmak
  • kurum kurum kurumlanmak (veya kurulmak)

KUSMA

[isim]

  • Kusmak işi, istifra

    Bütün bir gece onun başını kucağımda yatırarak ikide bir kusmasına yardım ediyordum. - Asaf Halet Çelebi

[kimya]

  • Üzerine bir boya uygulandığında alttaki rengin üste çıkması

KUSUR (Kelime Kökeni: Arapça ḳuṣūr)

[isim]

  • Eksiklik, noksan, nakisa

    Bizden şerefli yırtıcı kuş, kan emen böcek / Tanrı'm o yolda rızkını vermiş, kusuru yok. - Mehmet Çınarlı

  • Özür
  • Bilerek veya bilmeyerek bir işi gereği gibi yapmama
  • Elverişsiz durum

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kusura bakmamak (veya kalmamak)
  • kusur aramak
  • kusur bulmak
  • kusur etmek
  • kusur etmemek
  • kusur işlemek

Birleşik Kelimeler: ağır kusur

KUMRU (Kelime Kökeni: Farsça ḳumrī)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Güvercinler takımından, güvercinden küçük, boz, gri renkli bir kuş (Streptopelia)
  • Özellikle Ege Bölgesi'ne özgü, sandviç ekmeğinin içine domates, peynir ve biber konularak yapılan bir yiyecek türü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kumru gibi

Birleşik Kelimeler: kumrugöğsü, küçük kumru, çifte kumrular, arpacı kumrusu

[isim]

  • Ordu iline bağlı ilçelerden biri

KAMUS (Kelime Kökeni: Arapça ḳāmūs)

[isim]

[eskimiş]

  • Sözlük

    İstanbul sözündeki İstanbul kelimesinin manalarını anlatmak için koca bir kamus lazım. - Falih Rıfkı Atay

  • Büyük sözlük

MUSKA (Kelime Kökeni: Arapça nusḫa)

[isim]

  • İçinde dinsel veya büyüleyici bir gücün saklı olduğu sanılan, taşıyanı, takanı veya sahip olanı zararlı etkilerden koruyup iyilik getirdiğine inanılan bir nesne, yazılı kâğıt vb., hamaylı

    İnsan, üstünde tercihen boynunda mutlaka bir muska taşımalıydı. - Abdülhak Şinasi Hisar

  • Üçgen biçiminde katlanmış olan şey

Birleşik Kelimeler: muska böreği

MAKÛS (Kelime Kökeni: Arapça maʿkūs)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Ters çevrilmiş, baş aşağı getirilmiş

[mecaz]

  • Uğursuz, kötü

    Siz orada yalnız düşmanı değil, milletin makûs talihini de yendiniz. - Atatürk

SUMAK (Kelime Kökeni: Arapça summāḳ)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Antep fıstığıgillerden, sıcak bölgelerde yetişen, kabuğu hekimlikte, yaprakları dericilikte kullanılan bir ağaç (Rhus coriaria)
  • Bu ağacın, ekşilik vermek için dövülerek yemeklere katılan mercimeğe benzeyen meyvesi

SAMUR (Kelime Kökeni: Arapça semmūr)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Sansargillerden, Kuzey Avrupa'da yaşayan, çok yumuşak ve ince tüyleri olan, postu için avlanan küçük hayvan (Martes zibellina)

[sıfat]

  • Bu hayvanın postundan yapılan

Birleşik Kelimeler: samur kaşlı, samur kürk, su samuru

USKUR (Kelime Kökeni: İngilizce screw)

[isim]

  • Pervane

    Boğaz'dan uskur gürültüleriyle köpük köpük geçen bir vapura dalmış. - Attila İlhan

KUMSU

[sıfat]

  • Kumu andıran, kuma benzeyen, kum gibi

MUKUS (Kelime Kökeni: Fransızca mucus)

[isim]

  • Solunum yolları ve sindirim organlarının hücreleri tarafından salgılanan madde