[isim]

[eskimiş]

• Okuyucu, okur

  Bu kusurlara rağmen Gülistan tercümesi bugünkü hâliyle de Türk karisi için faydalı olmaktan uzak değildir. - Asaf Halet Çelebi

• Kur'an'ı kurallarına uygun bir biçimde okuyan kimse

[isim]

[eskimiş]

• Karışık bir iş veya sorunun anlaşılmasına, çözümlenmesine yarayan durum, ipucu

• Belirti

Ata Sözleri ve Deyimler

• karine ile anlamak

[isim]

[denizcilik]

• Gemi omurgası

• Gemi teknesinin su içinde kalan bölümü

Ata Sözleri ve Deyimler

• karina etmek
• karinaya basmak

[isim]

• Bir meslekte zaman ve çalışmayla elde edilen aşama, başarı ve uzmanlık

  Yok, Hamlet gibi başladım. Hamlet gibi bitireceğim. Benim için bu bir kariyer meselesidir. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

• kariyer yapmak

[isim]

[askerlik]

• Donanımı çok güvenli, polis veya asker taşıma aracı

[isim]

• Denizlerde veya tatlı sularda yaşayan, yüzücü, orta büyüklükte kabuklu, eti yenir bir deniz hayvanı

  Elimi çapçağa daldırdım, karidesi bıyığından yakaladım. - Sait Faik Abasıyanık

[isim]

[eskimiş]

• Düşünme gücü

[isim]

• İnsan ve toplumla ilgili her tür olayı konu alarak abartılı bir biçimde veren, düşündürücü ve güldürücü resim

  Bu çehreye öyle bön, öyle kaba bir hâl çökmüştü ki hiçbir karikatür bunu tasvir edemez. - Reşat Nuri Güntekin

[mecaz]

• Beceriksizce yapılmış şey, taslak

  Ev karikatürü.

[isim]

• Etkileyicilik

  Senin o eşsiz karizmanı kimse yakalayamadı, senin gibisi gelmedi. - Nazlı Eray

Ata Sözleri ve Deyimler

• karizmayı çizdirmek

[isim]

[hayvan bilimi]

• Omurgalı hayvanlardan kuşlar sınıfının hemen bütün kuşları içine alan büyük bir bölümü

[isim]

• Kariyerizm öğretisine bağlı olan kimse

[sıfat]

• Etkileyici

[isim]

• Karikatürcü

  Her gelen karikatürist nüktesini duvara çizgilemiş. - Haldun Taner

[isim]

• Karides satan veya yakalayan kimse

[isim]

• Kariyerist olma durumu

[isim]

• Karikatür olma durumu

  Biri karikatürlükle en ufak bir ilgisi bile olmayan bir resim, öteki de o resimle hiçbir ilgisi olmayan bir nükte. - Orhan Veli Kanık

[mecaz]

• Karikatür olma özelliği taşıyan kimse, olay veya şey

[mecaz]

• Karikatür konusunu oluşturan olay

  Kendilerini büyük zanneden bu adamların karikatürlüğü ruhlarına kadar sinmiştir. - Aka Gündüz