KARGAŞACILIK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler
KARGAŞACILIK harflerini içeren 6 harfli 45 kelime bulunuyor. 6 harfli KARGAŞACILIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
ACIKIŞ14,
ARKALI
- Arkası olan
-
Koruyanı, dayanağı olan, pistonlu, iltimaslı
Kadronun dört yüzden yukarısı masabaşında bile oturmayan arkalıların. - Rıfat Ilgaz
ARALIK
-
Ara
İki masa arasında bir metre aralık var.
- Uygun, elverişli durum, fırsat
- Evin iki bölümü veya iki oda arasındaki dar geçit, geçenek, koridor
- Yılın on ikinci ayı, ilk kânun, kânunuevvel
- Tuvalet
- Basımcılıkta harfler veya satırlar arasındaki açıklık, espas
-
Yarı açık, tam kapanmamış
İyice kararmış çarpık bir tahta kapı aralık duruyordu. - Çetin Altan
- Borsada hisse senetlerinin alım satım emirlerinin verildiği süre
- Bir sesi bir başka sesten, kalına veya inceye doğru ayıran uzaklık
- İki nota arasındaki perde uzaklığı
-
Portenin paralel çizgileri arasındaki boşluk
Portenin beş çizgisi arasında dört aralık vardır.
- Toplu beden eğitiminde art arda dizilenleri ayıran açıklık
Ata Sözleri ve Deyimler
- aralık vermek
Birleşik Kelimeler: aralık korozyonu, aralık oyunu, bir aralık, dar aralık, o aralık, hava aralığı, tavan aralığı
- Iğdır iline bağlı ilçelerden biri
ARAKLI
- Trabzon iline bağlı ilçelerden biri
KARLIK
- Kar kuyusu
- Dışı hasır örgüsüyle kaplı, içinde kar veya buz koymak için bölmesi bulunan, soğutucu olarak kullanılan büyük şişe
KARALI
- Karası (II) olan
- Üzeri kalemle karalanmış
Birleşik Kelimeler: aklı karalı
ARILIK
- Temizlik, saffet, sililik
-
Günahsızlık
Aynı anda, gözlerini ovuşturduğunu, sonra bir çocuk arılığıyla gülümsediğini gördü. - Tahsin Yücel
- Kovanların konulduğu yer, kovanlık
IRAKLI
- Irak halkından veya bu halkın soyundan olan kimse
KIRLIK
-
Kır olan yer, şehir dışında açıklık yer
Etrafı kırlık, mezarlık, uzun bir yoldan gidiyorduk. - Hüseyin Rahmi Gürpınar
KARILI
- Herhangi bir nitelik veya nicelikte karısı olan
Birleşik Kelimeler: karılı kocalı, çok karılı
KIRKLI
- Kırk parçadan oluşmuş
- Kırk gününü doldurmamış (bebek veya lohusa kadın)
- Birinin kırkı çıkmadan öbürü doğan (akraba veya komşu çocukları)
AKARCA
- Küçük akarsu
- Kaplıca
- Kemik veremi
- Sürekli işleyen çıban, fistül
ALACAK
-
Bir hesap gereğince daha alınmamış olan para, mal vb. şey, matlup, verecek karşıtı
Bütün alacaklarımı topladım.
-
Alınması gerekli şey
Çarşıdan alacaklarım için bir liste yaptım.
Ata Sözleri ve Deyimler
- alacağım olsun da alakargada olsun
- alacağına saymak (veya tutmak)
- alacağına şahin, vereceğine karga (veya kuzgun)
- alacağı olmak
- alacağı olsun!
- alacak verecekle ödenmez
Birleşik Kelimeler: alacak verecek
KARACA
- Rengi karaya yakın olan, esmer
Birleşik Kelimeler: karaca darısı, karaca kuruca, karacaot
- Geyikgillerden, boynuzları küçük ve çatallı bir av hayvanı, ahu, ceylan (Capreolus)
- Üst kol
Birleşik Kelimeler: karaca kemiği
ŞAKRAK
-
Şen, neşeli, hayat dolu
Bu memleket musiki gibi hem melankolik hem şakrak bir memlekettir. - Sait Faik Abasıyanık
-
Şen, neşeli, hayat dolu bir biçimde
Hele genç kızlar, gelinin önünde pervane gibi şakrak ve çevik dönüyorlar. - Etem İzzet Benice
Birleşik Kelimeler: şakrak kuşu, şen şakrak
ARICAK
- Elâzığ iline bağlı ilçelerden biri