KARDİYOGRAFİ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
KARDİYOGRAFİ harflerini içeren 5 harfli 55 kelime bulunuyor. 5 harfli KARDİYOGRAFİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
FRİGO16,
İKRAR (Kelime Kökeni: Arapça iḳrār)
- Saklamayıp doğruca söyleme, açıkça söyleme
- Bildirme
-
Benimseme, onama, kabul, tasdik
Sükût ikrardan gelir.
Ata Sözleri ve Deyimler
- ikrar etmek
- ikrar vermek
KARAR (Kelime Kökeni: Arapça ḳarār)
-
Bir iş veya sorun hakkında düşünülerek verilen kesin yargı
Bu kararı söyleyen sesin tesiri gözlerimizi yaşla doldurdu. - Hamdullah Suphi Tanrıöver
-
Herhangi bir durum için tartışılarak verilen kesin yargı, hüküm
Yargıç kararı.
-
Bu yargıyı bildiren belge
Mahkeme kararını aldı.
- Değişmeyen, düzenli durum, düzenlilik, yöntemlilik
-
Değişmez olma
Havanın hiç kararı yok.
-
Tam ölçüsünde, ne az ne çok
Yemeğin tuzu karar.
- Türk müziğinde, taksim yaparken ana makama dönüş
Ata Sözleri ve Deyimler
- karara bağlamak
- karara kalmak
- karar almak
- karar altına almak
- karara varmak
- karar bulmak
- kararında bırakmak
- karar kılmak
- karar vermek
Birleşik Kelimeler: kararname, bir karar, kavlükarar, nihai karar, orta karar, tashihikarar, ara kararı, arama kararı, gıyap kararı, görevsizlik kararı, göz kararı, hakem kararı, mahkeme kararı, takipsizlik kararı
RAKOR (Kelime Kökeni: Fransızca raccord)
- Sıhhi tesisatta iki boruyu döndürmeden birbirine bağlanmasını sağlayan bağlantı parçası
Birleşik Kelimeler: rakorlu musluk
ARİYA (Kelime Kökeni: İtalyanca aria)
- Sancağı, yelkeni veya sereni direkten aşağı alma
ARDAK
- İçten çürümeye yüz tutmuş ağaç
İRADİ (Kelime Kökeni: Arapça irādī)
- İstençli
İDRAK (Kelime Kökeni: Arapça idrāk)
-
Anlama yeteneği, anlayış, akıl erdirme
Kişilik idraklerle doğar, diyenler de var. - Çetin Altan
- Erişme, ulaşma
- Algı
- Algılama
Ata Sözleri ve Deyimler
- idrak etmek
İDRAR (Kelime Kökeni: Arapça idrār)
-
Böbreklerde kandan süzülerek idrar yolları aracılığıyla dışarıya atılan sıvı, sidik, küçük abdest, hacet
Kan, idrar, bilmem ne tahlilleri filan bile bize esaslı bir şey söylemez. - Reşat Nuri Güntekin
Birleşik Kelimeler: idrar kesesi, idrar torbası, idrar yolu, idrar zoru
İDARİ (Kelime Kökeni: Arapça idārī)
- Yönetimsel
Birleşik Kelimeler: idari bütçe
KADAR (Kelime Kökeni: Arapça ḳadar)
-
Ölçüsünde, derecesinde
Balıkçılıkta para vardır ama dalgıçlık kadar da genç işidir. - Sait Faik Abasıyanık
-
Büyüklüğünde, genişliğinde
Bacak kadar çocuk.
Avuç içi kadar yer.
-
Dek
Saat ona kadar sokaklarda gezdi. - Peyami Safa
-
Gibi
İstanbul'un balıkları kadar balıkçıları da hoştur. - Sait Faik Abasıyanık
-
Denli
Bu merdivenleri yapıldığı günden beri bu kadar telaşla çıkmamışımdır. - Yusuf Ziya Ortaç
-
Süre belirten bir söz
Bu minval üzere yedi ay kadar geçti, geçmedi. - Refik Halit Karay
-
Miktarda, derecede
İçinde biriken hayat bazen taşacak kadar çok oluyor. - Halide Edip Adıvar
-
Bir sayıdan sonra geldiğinde kesinlikle belli olmayan bir niceliği belirten söz
Kantara'nın önünde yüz kadar düşman çadırı kurulmuştu. - Falih Rıfkı Atay
KADİR (Kelime Kökeni: Arapça ḳadr)
- Değer, kıymet, itibar
-
Bir yıldızın parlaklık bakımından bulunduğu basamak
Birinci kadirde on dokuz, ikincide elli yedi, üçüncüde yüz yetmiş dört yıldız bulunur.
Ata Sözleri ve Deyimler
- kadrini anlamak
- kadrini bilmek
Birleşik Kelimeler: kadirbilir, kadirbilmez, Kadir Gecesi
-
Güçlü, gücü yeter, erkli
Binaya yakışacak mobilyayı satın almaya kadir babayiğit çıkmadı. - Reşat Nuri Güntekin
-
Her şeye gücü yeten (Tanrı)
Evlerinin önü yüksek çevirme / Kadir Mevla'm bugünlük de ayırma - Halk türküsü
Ata Sözleri ve Deyimler
- kadir olmak
KAYRA
- Yüksek tutulan veya sayılan birinden gelen iyilik, lütuf, ihsan, atıfet, inayet
Birleşik Kelimeler: Tanrı kayrası
KAYAR
- Hayvanların eskiyen nallarının çivilerini değiştirme işlemi
- Pay
RADAR (Kelime Kökeni: İngilizce radar)
- Radyo dalgalarının yankısını alarak cisimlerin yerini ve uzaklığını bulabilen, genellikle uçak ve gemilerde kullanılan cihaz
- Trafik polisleri tarafından kullanılan, taşıtların hızını saptamaya yarayan aygıt
-
İçgüdü, seziş
Büyük yurt sevgisinin yüce boyutlarını analık radarı ile pek iyi sezebilmektedir. - Haldun Taner
YİRİK
- Yarık, yırtık
- Üst dudağı yarık olan (kimse)