KARBONATLAMAK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

KARBONATLAMAK harflerini içeren 6 harfli 101 kelime bulunuyor. 6 harfli KARBONATLAMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BAMAKO10, LOMBAR10, MALABO10, TOMBAK10, ABRAMA9, ABANMA9, BOKTAN9, BOALAR9, BARLAM9, BANMAK9, BALKON9, BALAMA9, BAKMAK9, BATMAN9, BATMAK9, KOBALT9, KARBON9, MARABA9, MABLAK9, MATBAA9, ARABAN8, ATOMAL8, AKRABA8, ALBATR8, BARATA8, BARAKA8, BAKARA8, BAKKAL8, BALKAR8, BALKAN8, BALATA8, BAKLAN8, KONMAK8, KORKMA8, KALABA8, KABALA8, KABANA8, KABARA8, KALOMA8, NORMAL8, OTLAMA8, OTARMA8, OTAMAK8, OKRAMA8, OKLAMA8, ONARMA8, ONAMAK8, TOKMAK8, TARABA8, TABAKA8, ARATMA7, ARTMAK7, ARANMA7, ANLAMA7, ANORAK7, ARAMAK7, ANTROK7, ATONAL7, ATLAMA7, ATANMA7, ATAMAN7, ATAMAK7, ANAMAL7, AKLAMA7, ALARMA7, ALAKOK7, KOKART7, KONTAK7, KONTRA7, KANMAK7, KARMAK7, KARTON7, KARAMA7, KAMARA7, KANAMA7, KALKMA7, KALMAK7, KATMAK7, KATMAN7, MALKAR7, MARKKA7, MANTAR7, MAKARA7, MATRAK7, MATARA7, ORANLA7, OLANAK7, TORLAK7, TARAMA7, TAKMAK7, ANKARA6, KANTAR6, KARTAL6, KANAAT6, KANARA6, KANATA6, KALTAK6, KALKAN6, KATRAK6, KATRAN6, KATANA6

ANKARA

[isim]

  • Türkiye'nin İç Anadolu Bölgesi'nde yer alan illerinden biri, Türkiye'nin başkenti

Birleşik Kelimeler: Ankara çiğdemi, Ankara keçisi, Ankara kedisi, Ankara taşı, Ankara tavşanı

KANTAR (Kelime Kökeni: Arapça ḳinṭār)

[isim]

  • Ağırlık sıfırken yatay duran bir kaldıraç koluna dik olarak tutturulmuş bir ibrenin sapmasıyla kütleleri tartan araç
  • Tartılacak kütle alttaki çengele takıldığında sarmal bir yaya bağlı olan ve normal olarak sıfırı gösteren bir okun, yanlarda gösterilmiş ağırlık birimleri hizasına gelmesiyle kütle ağırlığını belirleyen bir tür tartı aleti, el kantarı
  • Baskül

[eskimiş]

  • 56,452 kilogram ağırlığında veya kırk dört okkalık bir ağırlık ve sığa birimi

    İki kantar kireç.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kantara çekmek (veya vurmak)
  • kantarın topunu kaçırmak

Birleşik Kelimeler: kantar ağası, kantar kabağı, kantar kolu, kantar topu, kantarı belinde, el kantarı

KARTAL

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Kartalgillerden, genellikle kızıl siyah tüylü, çok güçlü, yuvasını yüksek kayalıklar üzerinde kuran, iri, yırtıcı bir tür kuş (Aquila)

    Kartal yükseldi yükseldi, kıyıdaki dağların üstünde küçüle küçüle göze görünmez oldu. - Necati Cumalı

Birleşik Kelimeler: kartal ağacı, kartalgözü, sakallı kartal, balık kartalı

[isim]

  • İstanbul iline bağlı ilçelerden biri

KANAAT (Kelime Kökeni: Arapça ḳanāʿat)

[isim]

  • Elindekinden hoşnut olma durumu, kanıklık, yeter bulma, yetinme, fazlasını istememe, doyum
  • Kanma, inanma

    Sınıfını geçeceğine kanaatim yok.

  • Kanış, kanı, inanç, düşünce

    Biz kanaatlerimizi açık söyleriz. - Etem İzzet Benice

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kanaat etmek
  • kanaat getirmek
  • kanaat gibi devlet olmaz

Birleşik Kelimeler: kıt kanaat

KANARA (Kelime Kökeni: Arapça ḳinnāre)

[isim]

[eskimiş]

  • Kesimevi, mezbaha

KANATA (Kelime Kökeni: İtalyanca canetta)

[isim]

  • Ağzı geniş, tek kulplu su kabı

KALTAK

[isim]

  • Üzeri meşin, halı vb. şeylerle kaplanmamış olan eyerin tahta bölümü
  • Kuskunsuz eyer

[kaba konuşmada]

  • İffetsiz, namussuz kadın

Birleşik Kelimeler: eyer kaltağı

KALKAN

[isim]

  • Ok, kılıç vb.nden korunmak için savaşçıların kullandığı korunmalık
  • Toplum olaylarında güvenlik görevlilerinin çeşitli saldırı araçlarından kendilerini ve başkalarını korumak için kullandıkları, özel olarak yapılmış korumalık

[mecaz]

  • Koruyucu

    Akbabanın kanatlarından başka kalkanı yoktu galiba. - Yusuf Ziya Ortaç

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kalkan etmek
  • kalkan olmak

Birleşik Kelimeler: kalkan bezi, kılıçkalkan

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Yan yüzergillerden, büyük, yassı, derisi düğme veya çivi denilen birtakım sivri kemiklerle örtülü, beyaz etli balık, kalkan balığı (Scophtalmus maximus)

Birleşik Kelimeler: kalkan balığı, kalkan böcekleri, çivisiz kalkan

KATRAK

[isim]

  • Marangozlukta tomrukları biçmeye yarayan ve birden çok testeresi olan biçme makinesi

KATRAN (Kelime Kökeni: Arapça ḳaṭrān)

[isim]

[kimya]

  • Organik maddelerden kuru damıtma yoluyla elde edilen, sıvı yağ kıvamında, kara renkte, ağır, is kokulu, suda erimeyen bir madde

    Köpek, balıkçının kumsalda bir çalı ateşi üzerinde kaynamakta olan bir teneke katranını devirmişti. - Reşat Nuri Güntekin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • katrandan olmaz şeker, olsa da cinsine çeker
  • katran gibi
  • katranı kaynatsan olur mu şeker?

Birleşik Kelimeler: katran ağacı, katran çamı, katranköpüğü, katran ruhu, katran suyu, katran taşı, katran yağı

KATANA (Kelime Kökeni: Macarca katona)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Bir cins iri at

    Atları Rus katanalarını andırır, arabası çangıl çungul etmez. - Sermet Muhtar Alus

Ata Sözleri ve Deyimler

  • katana gibi

ARATMA

[isim]

  • Aratmak işi

ARTMAK

[isim]

[halk ağzında]

  • Büyük heybe

[nesnesiz]

  • Çoğalmak

    O zaman bedava binme olasılığı artardı. - Ayla Kutlu

  • Harcandıktan sonra bir miktar geri kalmak

    Kumaş arttı. Yemek arttı.

  • Değeri yükselmek, fazlalaşmak

ARANMA

[isim]

  • Aranmak işi

    Her akşam, üstlerinin aranmasına razı gelecek on işçi daha aldı. - Lâtife Tekin

ANLAMA

[isim]

  • Anlamak işi, anlamaklık, kavrama, derk, fehim, intikal, tefehhüm, vukuf

    Lavabonun aynasında yorgun bir suratla kendini anlamaya çalışan bu adama bakıyorum. - Ahmet Ümit

[felsefe]

  • Bir olay veya önermenin daha önce bilinen bir kanunun veya formülün sonucu olduğunu görme

Birleşik Kelimeler: tam anlamıyla