KARAPÜRÇEK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
KARAPÜRÇEK harflerini içeren 5 harfli 21 kelime bulunuyor. 5 harfli KARAPÜRÇEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
ÇAPAK12,
KARAR (Kelime Kökeni: Arapça ḳarār)
-
Bir iş veya sorun hakkında düşünülerek verilen kesin yargı
Bu kararı söyleyen sesin tesiri gözlerimizi yaşla doldurdu. - Hamdullah Suphi Tanrıöver
-
Herhangi bir durum için tartışılarak verilen kesin yargı, hüküm
Yargıç kararı.
-
Bu yargıyı bildiren belge
Mahkeme kararını aldı.
- Değişmeyen, düzenli durum, düzenlilik, yöntemlilik
-
Değişmez olma
Havanın hiç kararı yok.
-
Tam ölçüsünde, ne az ne çok
Yemeğin tuzu karar.
- Türk müziğinde, taksim yaparken ana makama dönüş
Ata Sözleri ve Deyimler
- karara bağlamak
- karara kalmak
- karar almak
- karar altına almak
- karara varmak
- karar bulmak
- kararında bırakmak
- karar kılmak
- karar vermek
Birleşik Kelimeler: kararname, bir karar, kavlükarar, nihai karar, orta karar, tashihikarar, ara kararı, arama kararı, gıyap kararı, görevsizlik kararı, göz kararı, hakem kararı, mahkeme kararı, takipsizlik kararı
KÜREK
-
Toprak, kömür vb.ni bir yerden bir yere alıp atmaya, taşımaya yarayan ve yayvan bir bölümü, buna bağlı uzun bir sapı bulunan araç
Ölünün cesedi üstüne atılan birkaç kürek toprak gibi hatırası üzerine kapanan birkaç satır yazı! - Abdülhak Şinasi Hisar
- Kürek cezası
Ata Sözleri ve Deyimler
- kürek çekmek
- kürek kadar dili olmak
Birleşik Kelimeler: kürek ayaklılar, kürek cezası, kürek kemiği, kürek kürek, alabanda kürek, çalakürek, macun küreği
KÜKRE
- Öfke veya cinsel istek yüzünden saldırıcı bir durum alan (hayvan)
KÜRAR (Kelime Kökeni: Fransızca curare)
- Güney Amerika yerlilerinin oklarına sürdükleri bitkisel zehir
ÜRKEK
- Çok ürken, korkuya çabuk kapılan
-
Çekingen
Kız, benzi uçmuş, yarı ürkek, yarı yalvarışlı gülümsüyordu ona. - Tarık Buğra
ARKAÇ
- Ağıl
- Dağ sırtlarında davarların yatırıldığı düz, rüzgâr almayan kuytu yer
ÇARKA
- Osmanlı ordusunda öncü görevi
ÇAKAR
- Denizde, açığa veya kıyılara yerleştirilen, düzenli aralıklarla ve sürekli belirli aralıklarla yanıp sönen küçük fener, şimşekli fener
-
Genişliği on, uzunluğu yaklaşık iki yüz elli kulaç olan balık ağı
Kolyoz çakarı. Uskumru çakarı.
ÇAKER (Kelime Kökeni: Farsça çāker)
-
Kul, köle, cariye, yanaşma
Ayağınızın türabıyım, çakeriniz, efendimizi dünyada bırakmam. - Memduh Şevket Esendal
ÇAKRA (Kelime Kökeni: Sanskrit)
- İnsan bedeninde bulunan enerjiyi tüm vücuda dağıtan enerji noktaları
KRAÇA
- İstavrit balığının küçüğü
KAÇAK
- Bir kapalı kaptan, bir borudan sızan gaz veya sıvı
-
Gizlice kaçırılmış olan mal veya madde
Şu âlâ kaçaktan birer sigara sarar mısınız? - Sermet Muhtar Alus
-
Av sırasında vurulamayan kuş
Malum a, kaçak diye avcının tüfeğinden kurtulmuş kuşlara denir. - Sermet Muhtar Alus
-
Bağlı bulunduğu yerden veya yasadan kaçan, uzaklaşan
Vapurda bir de kaçak Rus ailesi var. - Aka Gündüz
-
Yasaca yapılması yasak olan veya yapılması için gerekli izin alınmayan
Kaçak kat.
-
Yasaca belirtilmiş gerekli gümrük ve vergileri ödenmeden bir yere sokulan veya bir yerden çıkarılan
Öyle olduğu hâlde kaçak sigaramla hâli unutmaya çalışıyordum. - Sait Faik Abasıyanık
-
Yasalara, kurallara uymayarak, gizlice
Bütün harp müddetince babası ile İsviçre'de kaçak yaşadı. - Aka Gündüz
Ata Sözleri ve Deyimler
- kaçak güreşmek
Birleşik Kelimeler: asker kaçağı, elektrik kaçağı, mektep kaçağı, okul kaçağı, pranga kaçağı, vergi kaçağı
KAÇAR
-
Kaç soru sıfatının üleştirme biçimi
Bu evler kaçar odalı?
Her birinden kaçar tane aldınız?
KAKAÇ
- Tuzlanıp kurutulmuş yiyecek
- Manda pastırması
AKREP (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳreb)
- Akreplerden, sıcak ve nemli yerlerde yaşayan, kıvrık ve kalkık kuyruğunda zehirli iğnesi olan bir tür böcek, kuyruklu (Scorpio)
Ata Sözleri ve Deyimler
- akrep gibi
Birleşik Kelimeler: su akrebi
-
Saatin iki ibresinden küçüğü
Rengi kararmış bir saat, ne yelkovanı var ne akrebi. - Sermet Muhtar Alus
- Zodyak üzerinde Terazi ile Yay arasında yer alan takımyıldızın adı