KARAGÖZCÜLÜK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
KARAGÖZCÜLÜK harflerini içeren 5 harfli 24 kelime bulunuyor. 5 harfli KARAGÖZCÜLÜK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
GÖZCÜ23,
KALAK
- Burun, burun ucu
- Gelin tacı
- Tezek yığını
KÂKÜL (Kelime Kökeni: Farsça kākul)
-
Alna düşen kısa kesilmiş saç, perçem
Kâküllerini alnına düşürmüş, yanakları al al... - Attila İlhan
KAZAK (Kelime Kökeni: Fransızca casaque)
-
Baştan geçirilerek giyilen, genellikle kollu, örme üst giysisi
Kazak ördüm ağladım / İlmek ilmek bağladım - Halk türküsü
- Jokeylerin giydiği, göz alıcı renklerde bir ceket türü
Birleşik Kelimeler: balıkçı kazağı
- Rusya'da ve İran'da ayrı bir sınıf oluşturan atlı asker
- Karısına söz geçirebilen, dediğini yaptırabilen erkek, kılıbık karşıtı
- Kazakistan Cumhuriyeti'nde yaşayan Türk soylu halk veya bu halktan olan kimse
- Güney Rusya'da yaşayan Slavlaşmış bir topluluk ve bu topluluktan olan kimse
Birleşik Kelimeler: Kazak çömelmesi
KARGA
- Kargagillerden, kanatları geniş, tüyleri kara renkte, tarla ve bahçelere çok zarar veren kuş (Corvus)
Ata Sözleri ve Deyimler
- karga bok yemeden
- kargadan başka kuş tanımamak
- karga gibi
- karga kekliği taklit edeyim derken kendi yürüyüşünü şaşırmış
- karga mandayı babası hayrına bitlemez
Birleşik Kelimeler: kargabeyni, kargaburnu, karga burun, kargabüken, kargadelen, karga düleği, kargasekmez, karga yürüyüşü, alacakarga, alakarga, ıslak karga, karakarga, küçük karga, çeltikkargası, ekin kargası, kestane kargası, leş kargası, teneşir kargası
- Bir şeyin asıl durumunu yitirerek baş aşağı olması
- Yelkenleri toplama
Ata Sözleri ve Deyimler
- karga etmek
Birleşik Kelimeler: karga tulumba
LAGAR (Kelime Kökeni: Farsça lāġar)
-
Zayıf, çelimsiz
Arabayı çeken lagar mandaları bir nefer, kalın bir değnekle hayladı. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu
LAZCA
- Lazların kullandığı dil
- Bu dille yazılmış olan
GAZAL (Kelime Kökeni: Arapça ġazāl)
- Ceylan
GARAZ (Kelime Kökeni: Arapça ġaraż)
- Kin
- Hedef, amaç, maksat
Ata Sözleri ve Deyimler
- garaz bağlamak
- garazı olmak
ÜZLÜK
- Topraktan yapılmış, kulpsuz, küçük çömlek
GÜLÜK
- Hindi
-
Sebze yetiştirmek için açılan ocak
Kavağın dibine gülük yaptırdım / Basaksız evlere hayat yaptırdım - Halk türküsü
KÖRÜK
-
Ateşi canlandırmak için kullanılan ve açılıp kapandıkça içindeki havayı üfleyen araç
Bir taraftan ha bire körüğün ipini çekiyordu. - Reşat Enis
-
Bazı araçların açılıp kapanabilir üst üste katlanmış bölümü
Biz faytonun körüğü altında fotoğraf çekmeye uğraşıyorduk. - Nazlı Eray
-
Bazı müzik araçlarında hava vermeye yarayan, el veya ayakla işletilen meşin veya kâğıt bölüm
Akordiyon körüğü.
KÖLÜK
- İş ve yük hayvanı
KÖKLÜ
- Kökü olan
-
Kökleşmiş, iyi yerleşmiş, kalıcı olan, kökten, cezrî, esaslı
Onu, ondan kendine kattıklarıyla köklü bir değişime uğratmayı amaçlıyor. - Adalet Ağaoğlu
- Soylu, soyu sopu belli, iyi tanınan
Birleşik Kelimeler: köklü aile
ÖRÜLÜ
- Örülmüş olan
Ata Sözleri ve Deyimler
- örülü olmak
GÜRCÜ (Kelime Kökeni: Farsça gurcī)
- Gürcistan halkından veya bu halkın soyundan olan kimse